Bu ihbarnameler, Mal Müdürlükleri, Vergi Dairesi Müdürlükleri ve Belediyelerce düzenlenmektedir. Tarh edilen vergi, harç ve kesilen cezayı gösteren belgelerdir. Söz konusu ihbarname hem vergiyi/harcı hem de cezayı kapsar. Bunun yanında sadece cezayı da kapsayabilmektedir.
Belirtilen bu ihbarname 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 34. ve 35. maddelerinde düzenlenmektedir. Vergi/ceza ihbarnamesi, Vergi Usul Kanunu’nun öngördüğü şekil ve içeriğe uygun düzenlenmelidir. Aksi takdirde vergi ceza ihbarnamesi geçersiz hale gelecektir.
Vergi Ceza İhbarnameleri Nasıl Düzenlenmelidir?
- Vergi İhbarnamesinde Yer Alması Gereken Bilgiler (VUK m.35)
Vergi ihbarnamesinde aşağıdaki bilgiler bulunur:
- İhbarnamenin sıra numarası;
- İhbarnamenin tanzim tarihi;
- Verginin nev’i;
- Mükellefin soyadı adı (Tüzelkişilerde unvanı);
- Mükellefin açık adresi;
- Vergilendirme dönemi;
- Verginin matrahı;
- Verginin hesabı;
- Verginin miktarı;
- Kısa ve açık bir ifade ile ikmalen veya re’sen vergi tarhını icabettiren sebepler;
- (Değişik: 23/6/1982-2686/7 md.) Vergi mahkemesinde dava açma süresi;
- (Değişik: 23/6/1982-2686/7 md.) Vergi mahkemesinde dava açma şekli.
İkmalen ve re’sen tarh edilen vergiler “İhbarname” ile ilgililere tebliğ olunur. Nev’i ve doğuşu ayrı olan vergiler için ayrı ihbarname kullanılır. (VUK m.34)
- Ceza İhbarnamesinde Yer Alması Gereken Bilgiler (VUK m.366)
Ceza ihbarnamesinde aşağıdaki bilgiler bulunur:
- İhbarnamenin sıra numarası;
- Tanzim tarihi;
- İlgililerin soyadı, adı ve unvanı;
- Varsa mükellef numarası; (Mükellef hesap numarası)
- İlgilinin açık adresi;
- Olayın izahı; (Kanunun madde ve fıkra numaraları gösterilmek ve mevcut deliller bildirilmek suretiyle)
- Olayın ilgili bulunduğu vergilendirme veya hesap dönemi;
- Varsa cezanın ilgili bulunduğu vergiye ait ihbarnamenin tarih ve numarası;
- Varsa tekerrür ve içtima durumu;
- Vergi cezasının hesabı ve miktarı;
- Vergi mahkemesinde dava açma süresi
Takdir komisyonunun kararı üzerine tarh edilen vergilerde kararın ve re’sen takdiri gerektiren inceleme raporunun birer sureti ihbarnameye eklenir. (VUK m.35/son) Cezayı gerektiren olayın tesbitine dair tutanak sureti ile inceleme raporunun birer örneği ihbarnameye bağlanır. (VUK m.366/son)
Vergi Ceza İhbarnamesine İtiraz ve İptal Davası
1. Doğrudan İptal Davası Açma
Kesilen vergi cezaları ilgililere (Ceza ihbarnamesi) ile tebliğ olunur. Vergi/ceza ihbarnamesine karşı ceza ihbarnamesinin mükellefe tebliğinden itibaren 30 gün içinde iptal davası açılabilir.
Vergi cezasının iptali davasında görevli mahkeme, Vergi Mahkemesidir.
2. İtiraz Yolundan Sonra İptal Davası Açma
Vergi cezasına itiraz edebilmek için öncelikle vergi aslı ve ceza ihbarnamesi tebliğ edilmelidir. Tebliğ edilmesi gereken kişi mükelleftir. Ancak kanuni temsilcilere veya vekillere de tebliğ mümkündür. Vergi ceza ihbarnamesinin tüzel kişilere tebliğ edilmesi halinde başkan, müdür, kanuni temsilcilere; vakıflar gibi tüzel kişiliği olmayan kurumlarda ise bunları idare edenlere ya da temsilcilerine tebliğ yapılacaktır.
Vergi hatalarında düzeltme zamanaşımı, vergiyi doğuran olayın doğduğu takvim yılını izleyen yılın başından itibaren 5 yıldır. Bu süre, hak düşürücü süredir. Vergi aslı ve cezalarında yapılan hatalar için de, vergi hataları için düzenlenen usul ve şartlara göre düzeltilecektir. Vergi zıyai cezasındaki hatanın düzeltilmesi için 5 yıl içinde Vergi Dairesi’ne başvurulmalıdır, bu hatayı düzeltme yetkisi vergi müdürüne aittir. Mükellefin düzeltme talep etmesi halinde, 30 günlük iptal davası açma süresinden düzeltme talep etmek için harcanan gün sayısı düşülecektir ve buna göre dava açma süresi hesaplanacaktır. 30 günlük iptal davası açma süresi süresinde yapılan düzeltme başvuruları iptal davası açma süresini kendiliğinden durdurur.
3. Uzlaşma Başvurusundan Sonra İptal Davası Açma
Mükellef, ceza ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren 30 gün içinde uzlaşma talep ederse ancak uzlaşma sağlanamadığı takdirde iptal davası açma yoluna gidebilir. Mükellef uzlaşma talep ettiği aynı vergi aslı veya cezası için uzlaşma talebinden önce iptal davası açmışsa bu durumda açılan dava uzlaşmanın sonuca bağlanmasından önce vergi mahkemesince incelenemez. Bu durumda incelenir ve karara bağlanırsa bu karar hükümsüz olacaktır. Uzlaşma talebi sonucunda uzlaşma sağlanırsa, mükellef uzlaşılan vergi aslı ve cezasına karşı iptal davası yoluna gidemez. Ancak uzlaşmanın sağlanamaması halinde mükellef, uzlaşmanın sağlanamadığına dair tutanağın kendisine tebliğinden itibaren yetkili vergi mahkemesinde iptal davası açabilecektir. Uzlaşma süresi içinde iptal davası açma süresi bitmişse veya 15 günden az süre kalmışsa bu süre tutanağın tebliği tarihinden itibaren 15 gün uzar.
Vergi Ceza İhbarnamelerine Karşı Yürütmenin Durdurulması
Yürütmenin durdurulması kararı, idari işlemin yürütülmesini açılan idari davasının sonuna kadar durduran ve dava konusu idari işlemin tüm hukuki sonuçlarını geçici olarak durduran tedbir mahiyetinde bir ara karardır. Yürütmenin durdurulması kararı ile idari işlemin yürütülmesi askıya alınır çünkü idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararlar doğabilmektedir. Böylece ilgililerin mağdur olması engellenmektedir.
Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Vergi aslı ve cezasının tahsilinin durdurulması için vergi mahkemesinden yürütmenin durdurulmasını talep etmeye gerek yoktur, tahsil işlemi re’sen durmaktadır.
Vergi Tekniği Raporunun Vergi Ceza İhbarnamesine Eklenmemesi İle İlgili Danıştay Kararı
- Danıştay 4. D. 2021/3039 Sayılı Kararında
“213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 35. maddesinin son fıkrasında, vergi inceleme raporlarının ekleneceği belirtilen ihbarnameler, Kanun’un 34.. maddesi uyarınca, ikmalen ve re’sen salınan vergilerin, ilgililere tebliğini sağlayan işlemler olup, değinilen düzenlemeler uyarınca ana kural, vergi inceleme raporlarının vergi ve ceza ihbarnamesine eklenerek tebliğ edilmesidir. Genel olarak uygulamada da bu şekilde yerine getirilmekle birlikte, söz konusu raporların eklenmediği durumlarda, ilk derece mahkemesi tarafından ara kararıyla istenmesi ya da re’sen idarece dava dosyasına sunulması üzerine davacı tarafından incelenmek ve haklılığını ortaya koymaya yönelik delillerini sunmasına imkan vermek suretiyle bu eksikliğin, yargılama aşamasında giderilmesi mümkündür.
Mahkeme tarafından istenilmesine rağmen idarece sunulmamasının söz konusu olabileceği hallerde ise, bu durumun 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlenlerinden hangisine aykırı düştüğü belirlenerek karar verilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla yargılama aşamasında, mahkemece tesis edilmesi gereken “savunma hakkı”nın, idare tarafından sağlanmadığı gerekçesine dayanılamayacağı açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı adına tarh edilen dava konusu cezalı vergilere ilişkin ihbarnameler tebliğ edilirken ihbarnamelerin dayanağı vergi tekniği raporunun tebliğ edilmediği, Mahkemece bu durumun davacının savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına dayanak alındığı anlaşılmaktadır. Mahkemece her ne kadar vergi tekniği raporunun ihbarnamelere eklenerek davacıya tebliğ edilmediği belirtilmiş ise de, dava konusu cezalı vergilere ilişkin ihbarnamelerin tebellüğünden itibaren dava açma süresi içinde Vergi Mahkemesinde vergilendirme işlemine karşı dava açılıp uyuşmazlık yargı mercine taşınarak idarenin tüm iddia ve işlemlerine karşı itiraz etme imkanının elde edildiği, davalı idarece savunma dilekçesi ekinde tarhiyatın dayanağı olarak gösterilen vergi tekniği raporunun sunulduğu görülmektedir. Bu durumda idarece dava dosyasına sunulan davacı hakkında düzenlenen rapor davacıya tebliğ edilip, davacının haklılığını ortaya koymaya yönelik delillerini ileri sürmesine imkan verilmek ve uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken cezai tarhiyatın kaldırılmasına hükmeden mahkeme kararının kaldırılması istemiyle yapılan istinaf başvurusunun reddine dair Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”
Vergi Ceza İhbarnamesi Olmadan E-Devlet Üzerindeki Vergi Borcuna Dava Açılması İle İlgili Danıştay Kararı
- Danıştay 4. D. 2021/4113 Sayılı Kararında
“2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 14. maddesinde, dava dilekçelerinin dava konusu işlemin kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı yönünden inceleneceği, Kanun’un 15/1-b maddesinde de, dava konusu edilebilecek bir işlem bulunmadığı takdirde davanın reddedileceği hüküm altına alınmıştır. Dava konusu olayda, davacı tarafından, e-devlet sistemi üzerinden vergi borcu sorgusu üzerine öğrendiği 2013 yılına ilişkin vergi ziyaı cezalı kurumlar ve kurum geçici vergisi tarhiyatlarına ilişkin vergi borçlarının dava konusu edildiği görülmektedir. Vergi mahkemesinde dava açmaya yetkili olanları belirleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 377. maddesinin birinci fıkrasında, mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarhedilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri belirtildikten sonra, 378. maddesinde de, vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarhedilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödeme yapılmış veya ödemeyi yapan taraftan verginin kesilmiş olması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Buna göre vergi mahkemelerinde dava konusu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlemler, tesis sebepleri, şekli, doğuracağı hukuki sonuçları vergi kanunlarıyla belirlenmiş tahakkuk fişi, vergi/ceza ihbarnameleri, vergi tevkifatı yapılması, aleyhe yapılan düzeltme işlemleri, düzeltme ve şikayet yoluyla düzeltme taleplerinin yetkili makamlarca reddi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin ödeme emri, haciz, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz gibi işlemlerdir. Bu durumda, bilgilendirici mahiyette olan e-devlet sistemindeki vergi borcu bilgisinin idari davaya konu olabilecek kesin ve icrai nitelikte işlem olmadıklarından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 15/1-b maddesi uyarınca davanın reddi gerekirken, belirtilen gerekçeyle davayı kabul eden mahkeme kararının kaldırılması isteminin reddine dair Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.”
Blog Yazılarımız: Gümrük Vergileri veya Cezalarına İtiraz ve İptal Davası
Av. Tuğçe Çığlı
Av. Serhan Cantaş