Fiil ehliyeti kişilere hak ve borç altına girebilme ve hukuki tasarruflarda bulunabilme hakkı tanıyan kavramdır. Fiil ehliyetinin şartları: ayırt etme gücüne sahip olmak, kısıtlı olmamak ve ergin olmaktır. Bazı hallerde kişi mahkemece ergin kılınabilir. Bu durum Türk Medeni Kanun’unun 12’nci maddesinde düzenlenmiştir. Mahkeme küçüğü ergin kılarken mahkeme bazı şartları göz önünde bulundurur. Kazai Rüşt Davası, çekişmesiz dava türüdür ve sulh hukuk mahkemelerinin görev alanına girer. Kazai rüşt kararı ile küçük, ergin kılınır ve böylece fiil ehliyetine sahip olur.
- Madde 12 – Onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir.
TMK Madde 12 Gerekçesi
Maddenin kenar başlığında “Kazaî rüşt” yerine 1984 tarihli Öntasarıya uygun olarak “Ergin kılınma” deyimi kullanılmıştır. Maddede küçüğü ergin kılmada görevli mahkemenin asliye mahkemesi olduğuna ilişkin belirlemenin hukukumuz bakımından gereksiz olduğu kabul edilerek “mahkemei asliyece” yerine “mahkemece” deyimi kullanılmıştır. İsviçre’den farklı olarak ülke genelinde geçerli Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunumuz bulunduğundan, hangi mahkemelerin bu tur işlerde görevli olduğu konusunun usul kanunlarının işi olduğu düşünülerek bu değişikliğe gidilmiştir.
Maddede yürürlükteki metin esas alınmakla birlikte, ana ve babanın muvafakati yerine rıza gösterecek kimsenin veli olması koşulu getirilerek, velayeti kaldırılmış bulunanların rızasının aranmayacağı açıklığa kavuşturulmuştur. 463’üncü maddede küçüğün ergin kılınması için vesayet makamının izni ve denetim makamının onayının alınması öngörüldüğünden, yürürlükteki maddede yer alan ayrıca vasinin dinlenilmesi hususuna yer verilmemiştir.
Küçüğün Ergin Kılınmasının Şartları Nelerdir?
On beş yaşını doldurmuş olan küçük ergin kılınmak için mahkemeye bizzat kendisi veyahut yasal temsilcisi vasıtasıyla başvurabilir. Küçük eğer velayet altındaysa ebeveynlerinin rızası gerekir. Ancak, küçüğün velayeti, ana veya babadan sadece bir tanesine bırakılmışsa sadece velayet hakkını taşıyan ebeveynin rızası gerekir. Küçük, vesayet altındaysa bu konuda hem vesayet makamının hem de denetim makamının rızası gerekir. Ayrıca dava vekil ile açılıyorsa vekilin vekaletnamesinde özel yetkisinin bulunması gerekir. Ek olarak küçüğün ergin kılınma konusunda bir menfaatinin olması gerekir ve buna rıza göstermesi gereklidir. Örneğin; kendi adına işletme kuracak olan küçüğün ergin kılınmasında menfaatinin olduğu kabul edilir. Ayrıca küçüğün mümeyyiz olması, yani temyiz kudretine sahip olması gerekir.
Kazai Rüşt Davasının Usulü Nedir?
Ergin kılınma davaları çekişmesiz yargı işlerinden biridir. Kazai Rüşt davalarında Sulh Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Yetkili mahkeme ergin kılınmak isteyen kişinin yerleşim yeri mahkemesidir. Davanın işleme şekli ise basitçe Küçüğün Ergin Olmasına İzin davasında (Kazai Rüşt) mahkeme nüfus kaydı isteyerek kişinin on beş yaşının tamamlanıp tamamlamadığına bakar. Ergin kılınma talebinde küçüğün bir menfaatinin varlığı ve bir hak kaybı ya da zararın doğup doğmayacağı tanık, gerekirse bilirkişi görüşüyle araştırılır. Küçüğün ayırt etme gücüne sahip olup olmadığı doktor raporuyla tespit edilir. Hâkim erginliğe karar verirse aynı zamanda küçüğün hangi tarihten itibaren ergin sayılacağını da tespit ve ilan ederek dava sonlandırılır. Ergin kılınma ile beraber oluşan hukuki durum eski haline getirilemez. Ergin kılınma ile küçük artık kısıtlı ehliyetli değil tam ehliyetli olur.
Kanunların Belirli Bir Yaşı Aradığı Haller Nelerdir?
Kazai Rüşt davasının sonunda kişi Türk Medeni Kanunu uyarınca tam fiil ehliyetine sahip olmuş olur. Fakat, kanunlarda özel olarak belirli yaşın arandığı durumlarda ergin kılınan kişinin bu yaşı tamamlamış olması şarttır. Ergin kılınmayla kişi oy kullanma hakkı, seçme ve seçilme hakkı, evlenme hakkı gibi haklara sahip olamaz. Zira, kanun bu tür işlemler için bir yaş sınırı öngörmüş olup ergin kılma davası ile ergin olan kişiler bu işlemleri yaşları bu sınıra ulaşıncaya kadar yapamazlar.
Küçüğün Ergin Kılınması ve İştirak Nafakası Ödenmeye Devam Edilir mi?
Boşanma davasının sonucu olarak eşlerin boşanması ile çocuğun velayeti kendisine bırakılmayan eşin çocuğa iştirak nafakası ödemesi gerekir. (TMK md 182/2) Ancak, İştirak nafakası ödeme yükümlülüğü altında anne ya da babanın işbu sorumluluğu küçük ergin olunca ortadan kalkar. Çocuğun ergin olmasından mahkemece ergin kılınma, 18 yaşın doldurulması ya da evlenme anlaşılır. Bu hallerin oluşması halinde artık çocuğa iştirak nafakası ödenmeyecektir.
Kazai Rüşt Yargıtay Kararları
- Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin,., 2010/982 E., 2011/1432 K., 21.02.2011 T.
1425 sayılı Yasa ile 5434 sayalı Yasaya eklenen Ek 7. maddesindeki kazai rüşt ile 16 yaşından sonra çalışanlara yönelik istisna dışında 5434 sayılı Yasa’nın 12 maddesinde 18 yaşını bitirmek şartı ile bu yasadan yararlanılabileceği açıkça belirtildiğinden davacının 18 yaşını bitirdiği 02.11.1983 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü gerekirken, yazılı düşüncelerle 18 yaşını doldurmadığı 12.06.1980 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak belirlenmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hatalı yorum ve gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
- Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin,, 2015/21244 E., 2016/10769 K., 28.06.2016 T.
Davacının 5434 sayılı Kanun kapsamındaki 18 yaşını doldurmadan önceki, sigortalılık süresinin 2829 sayılı Kanun uyarınca birleştirilmesiyle,1479 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istediği; bu halde kazai rüşt kararı ile reşit kılınan davacının 18 yaşını doldurmadan önceki 01.10.1982 başlangıç tarihli sigortalılık süresinin, 5434 Sayılı Yasanın Ek 21. maddesi ile koşut düzenlemeler içeren 657 Sayılı Kanunun 40/2 maddesi ile 5510 sayılı Yasanın 6/2. maddesi uyarınca, prim gün sayısı hesabında olduğu gibi sigorta başlangıç tarihinin tespitinde de, yaşlılık aylığı koşullarının belirlenmesinde nazara alınması gerektiği gözetilerek, tahsis şartlarının varlığı yeniden irdelenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Kazai Rüşt Davasında Görevli Mahkeme İle İlgili Yargıtay Kararları
- Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin,, 2015/2201E., 2015/3010 K., 24.02.2015 T.,
Dava, yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.21.07.1966 doğumlu olup 657 sayılı Kanunun 39. maddesi uyarınca aldığı kazai rüşt kararı dikkate alınarak 13.09.1983 – 30.09.1983 tarihleri arasında 5434 sayılı Kanun kapsamında iştirakçi olarak çalıştığı anlaşılan davacının, 2829 sayılı Kanunun Uygulama Esaslarıyla İlgili Yönetmelik’in 4. maddesi gözetilmek suretiyle sigortalılık süresi başlangıcının 13.09.1983 tarihi olduğunun tespiti kararı verilmesi gerekirken, mükerrer sigortalılığa neden olacak şekilde yazılı olduğu biçimde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ergin Kılınma Yargıtay Kararı
- Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin,, 2014/15860 E., 2014/16018 K., 14.11.2014 T.
Bu değerlendirmelere göre, 6100 sayılı HMK’nın 382/2-a-1 maddesinde ergin kılınma (kazai rüşt) kararı verilmesine ilişkin davanın çekişmesiz yargıya ilişkin olduğu düzenlenmiş aynı Kanun’un 383. maddesinde de çekişmesiz yargıda aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirlenmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın… 14. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
- Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin,, 2013/1368 E., 2013/2586 K., 28.02.2013 T.
Bu değerlendirmelere göre, 6100 sayılı HMK’nın 382/2-a-1 maddesinde ergin kılınma (kazai rüşt)kararı verilmesine ilişkin davanın çekişmesiz yargıya ilişkin olduğu düzenlenmiş aynı Kanun’un 383. maddesinde de çekişmesiz yargıda aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirlenmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın Sakarya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
- Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin,, 2015/1179 E., 2015/1829 K., 20.03.2015 T.
Bu değerlendirmelere göre, 6100 sayılı HMK’nın 382/2-a-1 maddesinde ergin kılınma (kazai rüşt) kararı verilmesine ilişkin davanın çekişmesiz yargıya ilişkin olduğu düzenlenmiş ve aynı Kanunun 383. maddesinde de, çekişmesiz yargıda aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirlenmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
- Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin,, 2017/968 E., 2017/734K., 26.02.2017 T.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 382/2-a-1 maddesinde, ergin kılınma (kaza-i rüşt) kararı verilmesine ilişkin davanın çekişmesiz yargıya ilişkin olduğu düzenlenmiş aynı Kanun’un 383. maddesinde çekişmesiz yargıda aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirlenmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
- Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin, 2014/19326 E., 2015/7143 K., 30.04.2015 T.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 382/2-a-1 maddesine göre, ergin kılınma çekişmesiz yargı işlerinden olup aynı Kanunun 383. maddesinde de çekişmesiz yargı işlerinde sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
Ergin Kılınma Davasında Hukuki Menfaat İle İlgili Yargıtay Kararları
- Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin,, 2017/8197 E., 2019/276 K., 14.01.2019 T.
Somut olayda, davacı …, 19.03.1998 doğumlu kızı …’ın lise 4. Sınıfta okuduğunu, Amerika Birleşik Devletlerince düzenlenen Scholastic Aptitude Test (SAT) sınavına gireceğini, bunun için mahkemece ergin kılınması gerektiğini beyan ederek kızı … hakkında kazai rüşt kararı verilmesini istediği, 20.10.2015 tarihli oturuma katılan küçüğün annesi … davaya muvafakat ettiği anlaşıldığına göre, davacının söz konusu ergin kılınma kararını talep etmek hususunda hukuki yararının olduğu açıktır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davanın kabulü gerekirken reddi yerinde değilse de, temyiz inceleme tarihi itibariyle ergin kılınması istenen … reşit olduğundan, konusuz kalan dava hakkında bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
Kazai Rüşt Koşulları ile İlgili Yargıtay Kararları
- Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin,, 2012/13948E., 2013/2247K., 21.02.2013 T.
Dosya içinde mevcut Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünün 19.09.2012 gün 2012/23084 sayılı raporunda, …’ın fizik ve ruhsal yapısı itibari ile 1996 doğumlu, nüfus kaydına uygun gelişimi, halen 15 yaşını bitirmiş 16 yaşı içerisinde bulunan, bedensel, ruhsal bir hastalık bulgu veya belirtisi görülmediği, zeka geriliği belirtisine rastlanmadığı, psikolojik gelişiminin yaşı ile uyumlu olduğunun bildirildiği, velisi anne ve babanın duruşmada alınan imzalı beyanları ile kazai rüşt kararı verilmesine izin verdiklerini bildirmeleri karşısında küçük …’ın da bu konudaki isteği zapta geçirilmek suretiyle, isteğinin olumlu olması durumunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin,, 2004/14068 E., 2004/15983 K., 29.12.2004 T.
…’in 28.9.2002 tarihinde reşit kılınması istemiyle hasımsız olarak açtığı davanın, mahkemece kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 12. maddesi hükmüne göre onbeş yaşınıdolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece erginkılınabilir. Aynı Kanunun 463. maddesinde vesayet makamının izninden sonra denetim makamının da izninin gerekli olduğu haller düzenlenmiş olup, vesayet altındaki kişinin ergin kılınması hali de bunlar arasında sayılmıştır. Mahkemece, vesayet ve denetim makamlarından izin alınmaksızın küçüğün ergin kılınmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
- Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin,, 2012/13948 E., 2013/2247 K., 21.02.2013 T.
Dava, ergin kılınmaya ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 12. maddesine göre on beş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir. Dosya içinde mevcut Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünün 19.09.2012 gün 2012/23084 sayılı raporunda, …’ın fizik ve ruhsal yapısı itibari ile 1996 doğumlu, nüfus kaydına uygun gelişimi, halen 15 yaşını bitirmiş 16 yaşı içerisinde bulunan, bedensel, ruhsal bir hastalık bulgu veya belirtisi görülmediği, zeka geriliği belirtisine rastlanmadığı, psikolojik gelişiminin yaşı ile uyumlu olduğunun bildirildiği, velisi anne ve babanın duruşmada alınan imzalı beyanları ile kazai rüşt kararı verilmesine izin verdiklerini bildirmeleri karşısında küçük …’ın da bu konudaki isteği zapta geçirilmek suretiyle, isteğinin olumlu olması durumunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir.
- Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin,, 2012/13948 E., 2013/2247 K., 21.02.2013 T.
Dosya içinde mevcut Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünün 19.09.2012 gün 2012/23084 sayılı raporunda, U’nun fizik ve ruhsal yapısı itibari ile 1996 doğumlu, nüfus kaydına uygun gelişimli, halen 15 yaşını bitirmiş 16 yaşı içerisinde bulunan, bedensel, ruhsal bir hastalık bulgu veya belirtisi görülmediği, zeka geriliği belirtisine rastlanmadığı, psikolojik gelişiminin yaşı ile uyumlu olduğunun bildirildiği, velisi anne ve babanın duruşmada alınan imzalı beyanları ile kazai rüşt kararı verilmesine izin verdiklerini bildirmeleri karşısında küçük U’nun da bu konudaki isteği zapta geçirilmek suretiyle, isteğinin olumlu olması durumunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin,, , 2003/13682E., 2003/14668K., 03.11.2003T.
Davacılar … ve …’ nun velayetleri altındaki …’ nun reşit kılınması istemiyle açtıkları davanın, mahkemece kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 12. maddesi hükmüne göre ‘on beş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir’.
Dosyada mevcut nüfus kaydına göre, reşit kılınmasına karar verilen …’ nun dava tarihinde on beş yaşını ikmal etmiş olmasına rağmen isteği aranmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. …”
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin,, 2004/1635 E., 2004/2614 K., 03.03.2004 T.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca on beş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir. Aynı Kanunun 336. maddesinde “Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar.” hükmü mevcuttur. Bu madde hükmüne göre eşlerden herhangi birisine öncelik veya üstünlük tanınmamıştır. 342. maddesinde de ayrım yapılmaksızın anne ve babanın çocuğu velayetleri çerçevesinde temsil edecekleri ilkesi getirilmiştir. Emredici nitelikteki bu hükümler, evlilik birliği içinde velayetin kullanılması kapsamında, ana ve baba tarafından çocuk adına açılacak tüm davalar yönünden geçerlidir. Buna göre, asıl olan eşlerin birlikte dava açmaları ise de bunlardan birisi tarafından açılacak davaya diğer eşin sonradan icazetini bildirip olumlu iradesini ortaya koyması ile velayetin birlikte kurulması gerçekleşmiş olacağından yeterlidir. Diğer eşin katılımının veya rızasının sağlanamadığı davanın reddi gerekir.
Kazai Rüşt Kararı İle Kişiler Ergin Sayılırlar
- Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin, 2014/7327 E., 2017/1475 K., 21.03.2017 T.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) vekilinin katılma talebinin kabulüne karar verilmiş ise de, 2828 sayılı Kanunun 22 ve 24. maddeleri uyarınca koruma kararının sayılan istisnalar hariç, çocuk reşit olana kadar devam edeceği, dosyada mevcut nüfus kayıt örneğine göre de mağdure … hükümden önce reşit olduğu, Dairemizin 17.02.2014 tarihli tevdii kararı üzerine kurumdan gelen cevabi yazıda mağdure … evlenmesi nedeniyle 28.11.2006 tarihinde kazai rüşt olarak kuruluşlarındaki kaydının kapatıldığı bildirildiği, buna göre mağdure Begüm’ün katılan idare ile ilişiğinin kesildiği ve ayrıca mağdure … yargılama sırasında hiç koruma altına alınmadığı ve bu mağdure yönünden SHÇEK hakkında katılma kararı da verilmediği anlaşıldığından, mağdureleri temsil ve hükümleri temyiz hakkı bulunmayan SHÇEK vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 21.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
- Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin,, 2011/13317 E., 2011/13407 K., 30.12.2011 T.
Somut olayda, dava 15 yaşını doldurmuş çocuğunun Türk Medeni Kanunu’nun 12. maddesine göre, ergin kılınması istemine ilişkin olup, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/2-a1 maddesi gereğince çekişmesiz yargı işlerinden olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davanın niteliği itibariyle ve 6100 sayılı HMK’nun 383.maddesi gereğince, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
- Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin,, 2018/2362 E., 2020/3766 K., 13.03.2018 T.
Hakkındaki dava velisi tarafından açılan ve takip edilen çocuk, dava sırasında ergin olursa velisinin yasal temsilci sıfatı sona erer. Bundan sonra davanın, ergin çocuk tarafından veya vekalet verdiği bir avukat tarafından takip edilmesi gerekir. Aksi halde velinin yaptığı veya veliye karşı yapılan tüm işlemler geçersiz olur. Ehliyet konusu dava şartlarından olup, hakim tarafından kendiliğinden gözetilmelidir. Davacı …, yargılama sırasında ergin olduğuna göre anne ve babanın ergin olan çocuklarını görülmekte olan davada temsil etme olanağı kalmamıştır.
Stj. Av. Işıl Su Yüzer
Av. Serhan Cantaş
Blog Yazılarımız: TMK Madde 10 – Ayırt Etme Gücü Nedir?