Terekenin tespiti davası, mirasın kime ait olduğunu tespit etmek adına, mirasın paylaşımını sağlamak amacıyla açılır. Tereke davası, mirasçıların bir araya gelmesi ve mirasın paylaşımı konusunda anlaşmaya varmaları ile sonuçlanabilir. Ancak, tereke davası, mirasçılar arasında anlaşmazlık varsa, mahkeme tarafından çözümlenir.
Tereke, bir kişinin ölümünden sonra geriye kalan tüm mal varlığıdır. Bu mal varlığı, kişinin ölümünden sonra mirasçılarına veya varsa borçlarına göre dağıtılır. Tereke, ölen kişinin bıraktığı tüm varlıkları içerir. Bunlar gayrimenkuller, araçlar, para, hisse senetleri, mücevherler, sanat eserleri ve diğer tüm maddi varlıkları kapsar.
Tereke, bir kişinin ölümüyle başlar. Ölen kişinin varisleri, terekeyi tespit etmek ve devralmak için mahkemeye başvurur. Mahkeme, terekenin yönetimini geçici olarak bir tereke idarecisine verir. Tereke idarecisi, terekenin yönetiminden sorumlu kişidir ve terekenin borçlarını öder, mirasçılara dağıtır ve terekeyle ilgili diğer kararları alır.
Tereke işlemleri oldukça karmaşık olabilir ve genellikle bir avukat veya noter tarafından yürütülür. Tereke işlemleri sırasında dikkat edilmesi gereken birçok yasal detay vardır. Bu nedenle, tereke işlemleri, uzman bir avukat veya noter tarafından yürütülmelidir.
Tereke, bir kişinin ölümüyle ilgili yasal süreçlerin bir parçasıdır ve ölen kişinin ailesi için sıkıntılı bir zaman olabilir. Ancak, tereke işlemleri doğru bir şekilde yürütüldüğünde, mirasçıların haklarının korunması ve terekenin adil bir şekilde dağıtılması sağlanır.
Tereke işlemleri, Türk Medeni Kanunu’na göre yürütülmektedir. Tereke işlemlerinin başlayabilmesi için, öncelikle kişinin vefatından sonra, ölüm belgesi düzenlenmelidir. Tereke işlemleri için, mahkemeye başvurulması gerekmektedir. Mahkeme, terekenin kimlere ait olduğunu tespit etmek adına, bir tereke davası açar. Terekenin tespiti davasında, mirasın kimlere ait olduğu, mirasın paylaşımı ve mirasın değerlendirilmesi konuları ele alınır.
Tereke davası, mirasın kime ait olduğunu tespit etmek adına, mirasın paylaşımını sağlamak amacıyla açılır. Tereke davası, mirasçıların bir araya gelmesi ve mirasın paylaşımı konusunda anlaşmaya varmaları ile sonuçlanabilir. Ancak, tereke davası, mirasçılar arasında anlaşmazlık varsa, mahkeme tarafından çözümlenir.
Tereke davasında, mirasın paylaşımı yapılırken, öncelikle mirasın değeri tespit edilir. Mirasın değeri belirlendikten sonra, mirasçılar arasında mirasın paylaşımı yapılır. Mirasın paylaşımı yapılırken, Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen miras hukuku kuralları uygulanır.
Tereke davaları, mirasın paylaşımı konusunda karşılaşılan sorunların çözümü adına oldukça önemlidir. Mirasın paylaşımı yapılırken, adaletin sağlanması ve tüm mirasçıların haklarının korunması için tereke davalarının doğru bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir.
Tereke Tespiti Nasıl Yapılır?
Tereke tespiti için aşağıdaki adımlar takip edilir:
- Ölen kişinin mal varlığı belgelerinin toplanması: Ölen kişinin banka hesapları, taşınmazları, araçları, hisse senetleri, borçları ve diğer mal varlıklarının belgeleri toplanır.
- Borçların tespiti: Ölen kişinin borçlarının tespiti yapılır. Borçlar, ölen kişinin mal varlığından düşülerek, net tereke hesaplanır.
- Tereke hesaplaması: Toplanan belgeler ve borçlar tespit edildikten sonra, tereke hesaplanır. Tereke hesaplanırken, ölen kişinin mal varlığından borçları çıkarılır ve kalan miktar tereke olarak kabul edilir.
- Mirasçıların tespiti: Mirasın açılması için mirasçıların tespiti gereklidir. Yasal mirasçılar, ölen kişinin eşi, çocukları, anne ve babası, kardeşleri ve diğer akrabaları olabilir. Mirasçıların belirlenmesi, yasal mirasçılık düzenlemelerine göre yapılır.
Tereke tespiti süreci, mahkeme kararı ile sonuçlanır. Mahkeme, terekeyi tasfiye etmek ve mirasçılara paylarını dağıtmak için bir karar verir. Bu karara, tereke paylaşımı denir. Tereke paylaşımı, mirasçıların paylarını belirleyen ve mirasın dağıtımını düzenleyen bir karardır.
Miras bırakanın aktifleri, ölüm anındaki mal varlıklarını kapsar. Aşağıdaki aktifler örnek olarak verilebilir:
- Taşınmaz mallar: Miras bırakanın sahip olduğu ev, arsa, iş yeri gibi taşınmaz malları aktifler arasında yer alır.
- Banka hesapları: Miras bırakanın mevduat hesapları, vadeli hesapları ve diğer banka hesapları aktifler arasında yer alır.
- Menkul kıymetler: Miras bırakanın hisse senetleri, tahvilleri, bonoları gibi menkul kıymetleri aktifler arasında yer alır.
- Araçlar: Miras bırakanın sahip olduğu araçlar, örneğin otomobil, motosiklet, bisiklet gibi taşıtlar, aktifler arasında yer alır.
- Nakit para: Miras bırakanın ölüm anındaki nakit parası aktifler arasında yer alır.
- Kıymetli eşyalar: Miras bırakanın sahip olduğu mücevherler, antikalar, sanat eserleri gibi kıymetli eşyalar aktifler arasında yer alır.
Miras bırakanın aktifleri, terekenin tasfiyesi sırasında satılarak borçların ödenmesinde kullanılabilir veya mirasçılara paylarına göre dağıtılır. Mirasçılar, ölen kişinin aktiflerinden payları oranında yararlanırlar.
Miras bırakanın pasifleri, ölüm anındaki borçları ve yükümlülükleri kapsar. Aşağıdaki pasifler örnek olarak verilebilir:
- Vergi borçları: Miras bırakanın vergi borçları, ölüm anındaki terekesinden düşülmektedir.
- Borçlar: Miras bırakanın ölüm anında ödenmemiş borçları da pasifler arasında yer alır. Bu borçlar, terekenin tasfiyesi sırasında ödenir.
- Kredi kartı borçları: Miras bırakanın kredi kartı borçları da pasifler arasında yer alır. Bu borçlar, terekenin tasfiyesi sırasında ödenir.
- Kira borçları: Miras bırakanın kira borçları da pasifler arasında yer alır. Bu borçlar, mirasın açılması ve terekenin tasfiyesi sırasında ödenir.
- Elektrik, su, doğalgaz gibi faturalar: Miras bırakanın ölüm anında ödenmemiş faturaları da pasifler arasında yer alır. Bu faturalar, terekenin tasfiyesi sırasında ödenir.
- Vergi cezaları: Miras bırakanın ölüm anında vergi cezası gibi ödemeleri gereken borçları da pasifler arasında yer alır. Bu borçlar, terekenin tasfiyesi sırasında ödenir.
- Cenaze giderleri: Miras bırakanın cenazesi sebebiyle yapılmış olan giderleri kapsar.
- Mirasın paylaştırılması için yapılan masraflar: Mahkeme tarafından yürütülen işlemler için gerekli giderleri kapsar.
- Miras bırakanla yaşayan bireylerin 3 aylık geçim masrafları: TMK madde 507 gereği miras bırakan ile yaşayan ve onun tarafından bakılan kimselerin üç aylık geçim giderleri terekeden indirilir.
- Eğitimine devam eden ve özürlü çocuklara ödenecek tazminat: Miras bırakanın bakmakla yükümlü olduğu eğitimine devam eden ve özürlü çocuklara ayrılacak olan tazminat terekeden indirilir.
Miras bırakanın aktiflerinden pasifleri çıkarıldığında kalan miktar net terekeyi oluştur. Miras bırakanın pasifleri aktiflerden indirilmeden terekenin paylaşımı mümkün olmayacaktır. Miras bırakanın pasifleri, terekenin tasfiyesi sırasında ödenir ve mirasçıların paylarından düşülür. Eğer miras bırakanın borçları, terekesinden fazlaysa, mirasçılar borçları ödemekle yükümlüdür.
Terekenin Korunması
Türk Hukuku’nda terekenin korunması ve mirasçıların hak kaybına uğramaması adına gerekli düzenlemeler Türk Medeni Kanunu’nda yer almaktadır. Terekenin tespiti davası TMK madde 589 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre;
- TMK Madde 589 – “Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hâkimi, istem üzerine veya re’sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.
Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hâllerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir.
Önlemlerle ilgili giderler, ileride terekeden alınmak üzere, başvuran kişi tarafından; önleme hâkimin re’sen karar verdiği hâllerde Devlet tarafından karşılanır.
Mirasbırakan, yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise, o yerin sulh hâkimi bu ölümü yerleşim yeri sulh hâkimine gecikmeksizin bildirir ve mirasbırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli önlemleri alarak bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi yerleşim yeri sulh hâkimine gönderir.”
- TMK Madde 590 – “Aşağıdaki sebeplerden birinin gerçekleşmesi hâlinde sulh hâkimi terekenin defterinin tutulmasına karar verir:
- Mirasçılar arasında vesayet altına alınmış olan veya alınması gereken kimse varsa,
- Mirasçılardan biri uzun süreden beri bulunamıyorsa ve temsilcisi de yoksa,
- Mirasçılardan veya ilgililerden biri, ölüm tarihinden başlayarak bir ay içinde istemde bulunursa,
Defter tutma işlemi gecikmeksizin tamamlanır.”
- TMK Madde 591 – “Yazımı yapılan tereke mallarından gerekenler mühürlenir. Mühürlenmeyen mallar için uygun koruma önlemi alınır. Mühür altına alma yazımdan önce de yapılabilir.
Tereke mühürlenirken mirasbırakanla birlikte oturanların ihtiyaçları için gerekli eşya bir tutanakla tespit edilip güvenilir kişi olarak kendilerine bırakılır; taşınmazların onların oturmaları için zorunlu olan bölümleri, mühürlemenin dışında tutulur.
Alacaklıların istemi üzerine yapılan mühürleme, güvence altına alınan miktarla sınırlıdır. Alacaklıya güvence gösterildiği takdirde mühürleme yapılmaz, yapılmışsa kaldırılır.”
Tespit Davası Nedir?
Terekenin tespiti davası, miras bırakanın ölümü sonrasında mirasçıların terekenin paylaşımını yapabilmeleri için açtıkları bir dava türüdür. Bu dava ile, miras bırakanın mal varlığı (aktifleri) ve borçları (pasifleri) tespit edilir ve bu tespit sonucunda mirasın paylaşımı yapılır.
Terekenin tespiti davası, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “tespit davası” olarak tanımlanmıştır. Bu tür davalar, bir hukuki hakkın ya da hukuki işlemin varlığını veya yokluğunu saptamak amacıyla açılır. Terekenin tespiti davası da mirasçıların hukuki haklarının belirlenmesi için açılan bir tespit davasıdır.
Terekenin tespiti davası, genellikle mirasçılar arasındaki anlaşmazlıklar veya mirasın belirli bir kişiye kalması durumunda açılır. Bu dava, miras bırakanın ölümü sonrasında açılabileceği gibi, miras bırakanın ölmeden önce açılması da mümkündür. Ancak bu durumda, miras bırakanın yaşarken verdiği rızaya bağlıdır.
Terekenin tespiti davası, miras bırakanın mal varlığının tam olarak tespit edilmesi için önemlidir. Bu dava sonucunda, miras bırakanın aktifleri ve pasifleri belirlenir ve bu bilgiler doğrultusunda mirasçılar arasındaki paylaşım işlemi yapılır. Davada, miras bırakanın mirasçıları, borçluları ve miras bırakanın mal varlığına ilişkin bilgi ve belgelerin ibrazı gerekir.
Sonuç olarak, terekenin tespiti davası, miras bırakanın mal varlığı ve borçlarına ilişkin tam bir bilgi edinmek, mirasın adil bir şekilde paylaşılmasını sağlamak ve mirasçıların haklarını korumak için açılan bir tespit davasıdır.
Terekenin tespiti davası için bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Terekenin tespiti ise istem üzerine veya resen mirasbırakanın son yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesinde açılır.
Terekenin Tespiti Davasını Kimler Açabilir?
Terekenin tespiti davası, miras bırakanın mal varlığının tespiti ve varsa mirasçıların belirlenmesi için açılan bir davadır. Bu nedenle, terekenin tespiti davasını, mirasçılar açabilirler.
Miras bırakanın ölümünden sonra, mirasçılar miras hukukuna göre hak sahibi olurlar. Türk Medeni Kanunu’na göre, mirasçılar şunlardır:
Kanuni mirasçılar: Miras bırakanın yakın akrabaları, yani eşi, çocukları, anne-babası, kardeşleri gibi kanuni varisleri.
Terekeye dahil edilen kişiler: Miras bırakan tarafından yapılan bir vasiyetname veya hediyeleşme söz konusu ise, bu kişiler de mirasçı sayılabilirler.
Miras bırakanın mal varlığına ilişkin tespit yapılması gerektiğinde, mirasçılar terekenin tespiti davasını açabilirler. Ancak mirasçılar arasında anlaşmazlık varsa, her biri ayrı ayrı dava açabilir. Ayrıca, miras bırakanın vasiyetname veya hediyeleşme söz konusu ise, bu belgelerin geçerliliği veya yorumu ile ilgili olarak da terekenin tespiti davası açılabilir. Hasımsız olarak açılan bir tespit davasıdır.
Terekenin Tespitine İlişkin Kararların Temyizi
- Yargıtay 8. Hukuk Dairesi K.2014/3222
“4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 589-591. maddesine dayalı terekenin tedbir niteliğindeki tespiti ve defterinin tutulması isteğine ilişkindir. Sulh Hâkiminin terekenin tespiti ve tereke unsurlarının deftere geçirilmesine ilişkin kararları, terekenin korunması önlemleri kapsamında tedbir niteliğinde olup, temyizi kabil kararlardan değildir. Bu sebeple davalı vekilinin temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmektedir.”
- Yargıtay 14. Hukuk Dairesi K.2017/6016
“Sulh hakiminin terekenin korunması önlemlerinden olan tedbir niteliğinde tespit ve defter tutmaya ilişkin kararları ve bu çerçevede yaptığı işlemlerin temyizi kabil değildir. Bu sebeple kararın temyiz kabiliyeti olmadığından temyiz isteğinin reddi gerekmiştir.”
Terekenin Tespiti Sırasında Terekedeki Mallar Mirasçılara Teslimi
- Yargıtay 14. Hukuk Dairesi K.2019/8850
“Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya re’sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulanan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK m. 589/1-2). Türk Medeni Kanununun 590. maddesinde belirtilen sebeplerden birinin gerçekleşmesi halinde, sulh hakimi tereke mal ve haklarının yazımı için terekenin defterinin tutulmasına karar verir (TMK m. 590).
Mahkemece, talep doğrultusunda terekenin tespiti ve dosyadan el çekilmesi ile yetinilmesi gerekirken terekede bulunan menkullerin teslimine karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.”
Blog Yazılarımız: Miras Paylaşımı Davası | Terekenin Taksimi Davası
Stj. Av. Altuğ Eliri
Av. Serhan CANTAŞ