Yabancı ülkede hüküm verildiği halde sanığın Türk kanunlarına göre tekrar cezalandırılması, ne bis in idem ilkesine aykırı bir düzenlemedir. Ancak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek 7 No.lu Protokol m.4’e göre “Hiç kimse, bir devletin yasaları veya ceza yargılaması uyarınca daha önce kesin olarak beraat ettiği ya da hüküm giydiği aynı eylemden ötürü aynı devletin ceza mahkemeleri tarafından yeniden yargılanamaz ve cezalandırılamaz.” Protokol’de düzenlenen ilke aslında devletlerin iç hukukuka ilişkin bir düzenlemedir. Bunun kabulünde TCK’nın 9.maddesinin uluslararası hukukla uyumlu olduğu söylenilebilir.
- TCK Madde 9 – Türkiye’de işlediği suçtan dolayı yabancı ülkede hakkında hüküm verilmiş olan kimse, Türkiye’de yeniden yargılanır.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu Tam Metni
TCK Madde 9 Gerekçesi
Hükümet tasarısında, Türkiye’de işlediği suçtan dolayı, yabancı ülkede hakkında hüküm verilmiş olan yabancı ile, vatandaş arasında yabancı lehine bir ayırım öngörülmüştü. Anayasa’da güvence altına alınan eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığı düşüncesiyle, madde metninde yapılan değişiklikle, bu ayırım ortadan kaldırılmıştır.
Keza, maddenin “Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşme hükümleri saklıdır” şeklindeki ikinci fıkrası hükmü, yukarıdaki maddenin gerekçesinde belirtilen düşüncelerle, metinden çıkarılmıştır.
Her ne kadar TCK Madde 9 düzenlemesi uluslararası hukuk açısından uygun da olsa Yargıtay farklı görüştedir. Ne bis in idem ilkesini evrensel kabul eden Yargıtay, çoğu kararında yurt dışında cezasını çekmiş sanığın Türkiye’de tekrar hüküm giymesinin önüne geçmiştir.
TCK Madde 9 Yabancı Ülkede Hüküm Verilmesi Yargıtay Kararları
- Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2018/1961 E. , 2018/10055 K. Sayılı Kararı
Suç konusu eroinin Türkiye’den ihraç edildiğine dair yeterli delil bulunmaması, sanığın Ukrayna Odesa ili İllichivsk Mahkemesince cazalandırılıp hükmün kesinleşmiş olması karşısında, sabit olan fiilinin “yurt dışında uyuşturucu madde ithal etme” suçunu oluşturduğu, 5237 sayılı TCK’nın 13. maddesine göre, yurt dışında işlenen uyuşturucu madde ithal etme suçundan dolayı Türkiye’de yargılama yapılabilmesi için yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması gerektiği, hüküm verilmiş ise aynı suçtan Türkiye’de yeniden kovuşturma yapılamayacağı, böylece yabancı ülkede hüküm verilmesi halinde aynı fiilden dolayı birden fazla hüküm verilemeyeceğine ilişkin “non bis in idem” kuralının kabul edildiği gözetilmeden; TCK’nın 13. maddesi ile CMK’nın 223. maddesinin 7. fıkrası uyarınca sanık hakkındaki davanın reddine karar verilmesi yerine sanığın mahkûmiyetine hükmolunması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA…
- Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2022/11321 E. , 2022/10794 K. Sayılı Kararı
Suç konusu kokainin Türkiye’den ihraç edildiğine dair yeterli delil bulunmaması, sanığın Fransa Martinik Asliye Mahkemesince cezalandırılıp hükmün kesinleşmiş olması karşısında, sabit olan fiilinin “yurt dışında uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunu oluşturduğu, TCK’nın 13. maddesine göre, bu eylemin Türk mahkemelerinde yargılamasının yapılabilmesi için yabancı ülkede mahkûmiyet veya beraat hükmünün verilmemiş olması ve Adalet Bakanının talebinin olması şartına bağlı olduğu, somut olayda ise her iki şart da gerçekleşmediği halde TCK’nın 11. ve 13. maddelerine yapılan atıfla mahkûmiyet kararı verilmesinin hukuka aykırılık oluşturduğu anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden itirazın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
- Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2014/3280 E. , 2014/13148 K. Sayılı Kararı
5237 sayılı TCK’nın 13. maddesinin 3. fıkrasına göre, yurt dışında işlenen uyuşturucu madde suçlarından dolayı Türkiye’de yargılama yapılabilmesi için yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması gerektiği, hüküm verilmiş ise aynı suçtan Türkiye’de yeniden kovuşturma yapılamayacağı, böylece yabancı ülkede hüküm verilmesi halinde de aynı fiilden dolayı birden fazla hüküm verilemeyeceğine ilişkin “non bis in idem” kuralının kabul edildiği gözetilmeden; TCK’nın 13. maddesi ile CMK’nın 223. maddesinin 7. fıkrası uyarınca sanıklar hakkındaki davaların reddine karar verilmesi gerekirken, sanıkların mahkûmiyetlerine hükmolunması,
Kanuna aykırı..
Yabancı Ülkede Hüküm Verilmesi Anayasa Mahkemesi Kararı
- HATİCE CENGİZ BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2022/53952)
5237 sayılı Kanun’un “Yabancı ülkede hüküm verilmesi” kenar başlıklı 9. maddesi şöyledir: “(1) Türkiye’de işlediği suçtan dolayı yabancı ülkede hakkında hüküm verilmiş olan kimse, Türkiye’de yeniden yargılanır.”
Olayda Türk makamlarınca soruşturma aşamasında olduğu gibi kovuşturma aşamasında da cinayetin sanıklarının yakalanması konusunda azami bir çaba gösterildiği, Suudi makamlarından sanıkların iadelerinin talep edildiği hatta bununla da yetinilmeyip sanıklar hakkındaki uluslararası yakalama kararlarının çıkarılmasının sağlanıp bu kararların Başvuru Numarası : 2022/53952 Karar Tarihi : 10/5/2023 39 yerine getirilmesinin beklendiği ancak Suudi makamlarının sanıkların ülke dışına çıkışına izin vermeyip sanıkları iadeye yanaşmadığı görülmüştür. Türk makamlarının kovuşturmanın devri için hemen harekete geçmeyip sanıkları duruşmada hazır etmek için iki yılı aşan bir süre boyunca yoğun bir çaba sarf ettiği ancak bu çabadan bir sonuç alamadığı ortadadır. Bu noktada ölümle sonuçlanan olayla ilgili ceza muhakemesinin yabancı devleti de kaçınılmaz olarak ilgilendirdiği somut kovuşturmada karşılaşılan zorluğa yeniden vurgu yapmak gerekir. Suudi makamlarının olaydan sorumlu tutmadıkları kişilerin dahi ülke dışına çıkmalarına izin vermediği, Türk makamlarınca yapılan kovuşturmanın sanıklar hazır edilerek yürütülmesi girişimlerinin böylece tümüyle karşılıksız kaldığı bir gerçektir. Başvurucunun da iddialarında sanıkların iade edilmemesi ve kovuşturmanın bu nedenle ilerleyememesi ile ilgili olarak Türk adli makamlarına kusur izafe edilebilecek herhangi bir argümanı ileri süremediğinin altını çizmek gerekir.
Bununla birlikte Türk adli makamları, sanıkları uzun süren çabalarına rağmen hazır edememeleri engeli ile karşı karşıya kalmaları ve bu engeli aşamamalarından dolayı kovuşturmayı -Suudi makamlarının bir kez daha yapacakları bir değerlendirmeyle ülkelerinde yeniden kovuşturma olanağı bulunduğuna ilişkin cevabını da dikkat alıp- Suudi Arabistan Krallığı’na devrederek sanıkların ilgili yabancı devlette kovuşturulması yönünde gerekli girişimde bulunmuştur. Türk adli makamları, bu girişimlerinin ardından Suudi makamlarınca yeniden yapılan değerlendirmeler ve öncesinde verilmiş mahkûmiyet hükümleri ile sanıkları hazır edememelerini de dikkat alarak kovuşturmayı sonlandırmıştır. Diğer taraftan Türk adli makamlarının yaşam hakkı kapsamındaki anayasal yükümlülükleri doğrultusunda bir uluslararası iş birliği sağlama ve kovuşturmanın sanıkların tamamı hakkında olmasa da bir kısmının (toplamda 8 sanık) uzun süreli hürriyeti bağlayıcı cezalarla karşı karşıya kalmasıyla aleyhlerine sonuçlanmasına yönelik gerekli çabayı gösterdiği, başka deyişle anılan cezaların Türk adli makamlarının çabaları sonunda verildiği dikkate alınmalıdır. 167. Dolayısıyla başvuru bir bütün olarak ele alındığında Türk adli makamlarının etkili bir uluslararası iş birliğine ve etkili ceza muhakemesi yürütülmesi için gerekli bütün makul tedbirleri almaya ilişkin yaşam hakkı kapsamındaki anayasal yükümlülüklerini yerine getirdiği sonucuna varılmıştır.
Stj. Av. Ezginur Aktaş
Av. Serhan Cantaş
Blog Yazılarımız: TCK Madde 8 – Yer Bakımından Uygulama Nedir?