Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası Nedir?

Muhdesat, sözcük anlamı olarak, sonradan yapılmış/dikilmiş şey manasındadır. Hukuken ise, taşınmaz üzerinde bulunan yapı (taşınmazdan ayrı olarak mülkiyete konu olamayacak bina, ağaç veya kulübe gibi) veya varlığın sahibi dışında bir başkasına ait olmasıdır. Muhdesat, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (KK) 19’uncu maddesinde:

  • Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir.” (KK; m. 19/2)

Yine Tapulama ve Kadastro Paftalarını Yenileme Yönetmeliği’nin tanımlar başlıklı 4/ı bendinde “muhdesat” kavramı:

  • Arsa ve arazi üzerinde malikinden başka bir kimse veya paydaşlardan birisi tarafından yapılan yapı, tesis veya dikilen şeyleri…ifade eder.”  biçiminde tanımlanmıştır.

Muhdesat,  bir taşınmaz üzerindeki sabit bina, tesis gibi yapılar ile ağaç gibi varlıkları ifade eder. Bunların bizzat arazi maliki tarafından yaptırılmış olması hâlinde zaten ortada çözümü gerektiren bir mesele bulunmamaktadır. Ancak söz konusu “muhdesat” arazi malikinden başkası tarafından yapılmış, veya araziye ortak olarak malik olan kişilerden birisi yaptırmış ise ortada çözülmesi gereken bir mesele vardır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki gayrimenkul üzerinde bulunan muhdesat açısından derdest ortaklığın giderilmesi davası veya kamulaştırma işlemi olmadığı takdirde muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılamaz.

Ortaklığın giderilmesi ya da kamulaştırma davası görülürken taşınmaz üzerinde olan yapının taşınmaz sahibine değil, kendisine ait olduğunu iddia eden kişi tarafından açılan dava ise muhdesatın aidiyetinin tespiti davasıdır. Dava ile yapı sahibi olduğuna dair tespitine karar verilmesini talep edecektir.

Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası vasıtasıyla davacı, muhdesatın kendisi tarafından meydana getirildiğini ya da muhdesatın kendisine ait olduğunu mahkeme kararı ile tespit eder.

Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası Şartları

Taşınmaz (gayrimenkul) üzerinde bulunan yapı için dava açılabilir. Taşınır mal üzerindeki bir yapı için muhdesatın aidiyetinin tespiti  davası açılamaz.

Muhdesat iddiası, ancak ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) ya da kamulaştırma davası sırasında ileri sürülmelidir. Eğer taşınmaz sahibi iddiayı kabul ediyor ise aidiyetin tespitine gerek kalmaz. Davanın açılabilmesi için yapının tapu malikleri tarafından kendisinin olduğunu iddia etmelidir.

Ortaklığın Giderilmesi Davasında Muhdesat İddiası

Ortaklığın giderilmesi, diğer adıyla izale-i şuyu davası, tarafların taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynı şekilde taksim ya da satış ile giderilmesi yönünde karar verilmesi talep edilen davadır. Bir taşınmaz üzerindeki muhdesata ait hak sahipliğinin tespiti talebiyle açılan dava mahiyeti bakımından, tespit davası niteliğinde olduğundan hukukî bir yararın varlığı gerekir. Ortaklığın giderilmesi davası sırasında söz konusu tespit bakımından hukukî yararın olması nedeniyle bu talebe daha çok bu dava türünde rastlanmaktadır.

Muhdesat Sahibinin Hakları

Eşya hukukundaki genel ilkeler kapsamında bütünleyici parçalar ile asıl eşya farklı mülkiyetlerin konusu olamayacağından, muhdesatı oluşturan kişinin hakkının aynî bir hak özelliğinde olmayıp şahsi bir hak özelliğinde olduğunu kabul etmek gerekir.

Bu hak kapsamında muhdesatı meydana getirmiş olan kişi, kadastro tespiti sırasında, muhdesatın kendisi tarafından oluşturulduğunun tapu kütüğünün beyanlar hanesine kaydettirilmesini talep edebilir.

Muhdesatı meydana getiren kişi Türk Medeni Kanunu 723 ve 729’ uncu madde hükümleri çerçevesinde tazminat talep etme hakkı vardır. Bu kişi lehine hükmolunacak tazminat iyiniyetli olup olmamasına göre değişiklik göstermektedir. Ancak eğer muhdesatın değeri açık bir şekilde arazinin değerinden fazla ise muhdesatın üzerinde olduğu taşınmazın mülkiyetinin kendisine devredilmesini talep etme hakkı bulunmaktadır.

Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası Kimlere Karşı Açılır?

Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası, muhdesatın davacıya ait olduğunu kabul etmeyen tüm tapu kayıt maliklerine karşı açılır. Muhdesatın davacıya ait olduğunu açık bir şekilde belirten ortaklar ya da tapu kayıt malikleri aleyhine muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılamaz. Muhdesatın kime ait olduğu konusunda açık bir şekilde belirtmeyen tüm tapu kayıt maliklerine karşı bu dava açılmalıdır.

Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasında İspat Yükü

Davacı, iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Konu olan taşınmaz üzerinde bulunan bütünleyici parçaların kendisinin olduğunu iddia eden davacı, mahkemeye sunacağı deliller ile kanıtlamalıdır. Davacı, iddiasını ispatlayamaz ise mahkeme tarafından ispatlanmadığı gerekçesiyle reddedilecektir.

Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.

Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında yetkili mahkeme, muhtesatın bulunduğu yerdeki mahkemedir.

Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasında Zamanaşımı

Yargıtay bir kararında, muhdesat ile ilgili olarak Türk Medeni Kanunu 723’üncü madde hükümleri kapsamında açılacak davanın sebepsiz zenginleşme davalarında uygulanacak zamanaşımı süresine tâbi olacağı yönünde karar vermiştir.

Blog Yazılarımız: ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI (İZALE-İ ŞUYU DAVASI)

Stj. Av. Sümeyye Nur Karakuş
Av. Serhan Cantaş