Kıymetli evrak hukukunda hak ve senet birbirine sıkı sıkıya bağlıdır, yani hak talep edilmek isteniyorsa senet ibraz edilmelidir.
Hamilin senedi çaldırdığı, kaybettiği v.b bir olay örgüsünde kıymetli evrak elinde zayi olan hak sahibi senedin iptali yoluna gitmelidir ve aldığı iptal kararıyla birlikte asıl borçluya müracaat etmelidir.
Kıymetli evrakın zayi olması durumunda hak sahibi tarafından açılan iptal davası hak sahibini korumaktadır. Halbuki bir çekin keşidecisi o çekin müracaat borçlusudur, hak sahibi değildir. Yargıtay keşidecinin iptal davası açamayacağını ifade etmiştir. Bu konuda Yargıtay birden fazla “Çekte düzenleyenin iptal davası açma hakkına sahip olmadığı” kararını almıştır. Keşideci böyle bir durumda şahsi olarak dava açamayacağı için uygulamada sanki başkası tarafından senet zayi olmuş gibi başkası adına davayı açmaktadır. Senedi zayi olan asıl kişi (Lehtar veya hamil) üçüncü bir kişiye söz konusu davayı açtırmaktadır. Bu durumun sebebi ise keşidecisi olarak senedi düzenleyen kişinin ret yememek istemesinden kaynaklanmaktadır. Demek ki bu süreç hak sahibini koruyan bir süreçtir daha da basit bir ifade ile alacaklıyı koruyan bir süreçtir.
Adi Senetlerin Ziyaı ve İptali
Adi senetlerde hak senetten ayrı olarak ileri sürülebilirdi. Dolayısıyla adi bir senedin zıyaı durumunda hiçbir prosedüre gerek kalmaksızın alacaklı borcunu hala borçluya karşı ileri sürebilir. Adi senetler ispat hukuku açısından bir değer arz etmektedir. Yani düzenlenmiş olan adi senet, içerdiği hakkın ispatı açısından önem taşır. Ancak aynı durum kıymetli evraklar için geçerli değildir. Kıymetli evraklar, içerisinde bulundurduğu borçtan ayrılamaz bir bütündür. Sadece borcun ispatı için değil, ayrıca hakkın da ileri sürülmesi açısından önem taşıyan senetlerdir.
Kıymetli Evrakların Ziyaı ve İptali
Kıymetli evrakın kaybı, çalınması, okunamaz şekilde yıpranması, yırtılması vb. gibi durumlarda, senedin kıymetli evrak niteliği ve dolayısıyla bunda doğmuş olan hak da sona ermezse de, ileri sürülmesi olanaksız olur. Çünkü hak ile senet özdeşleşmiştir. Kıymetli evrakın içerdiği hakkın borçludan talep edilmesi için, senedin ibrazı ve borçluya teslimi gerekir. Oysa senedin, çalınması, kaybolması, yırtılması, okunamaz hale gelmesi veya benzer hallerde, senet, hak sahibinin elinden ya rızası dışında çıkmış veya senet niteliğini yitirecek derecede tahrip olmuş ya da bozulmuş ve kullanılamaz hale gelmiştir. Bu durumlarda, senedin borçluya ibrazı söz konusu olamayacak ve sonuçta hak sahibi, hakkını yitirme gibi ağır bir durumla karşı karşıya kalacaktır. Kanun bu gibi durumların ortaya çıkması halinde hak sahiplerine birtakım kolaylıklar tanımış, ancak bunları da belirli bir prosedüre bağlamıştır.
İptal Davasının Şartları
1. Senedin Zayi Olması.
İptal davasının ilk şartı, senedin zayi olmuş, yani yitirilmiş olmasıdır. Zayi edilmiş olma senetteki hakka değil, bizzat senede ilişkindir. Senedin fotokopisinin veya kopyasının elde bulunmasının da hiçbir önemi yoktur. Çünkü bunların ibrazı ile borçlunun ödeme yapmasını sağlamak hukuken mümkün değildir. Senedin zayi olması demek, senedin hak sahibinin isteği dışında elden çıkması veya maddi olarak senedin mevcut olmaması nedeniyle ibrazının mümkün olmamasıdır.
2. Senette Yer Alan Hakkın Mevcut Olması.
İptal davası açan kimsenin, senetteki hakkının ortadan kalkmamış olması gerekir. Eğer hak ortadan kalkmışsa, zaten iptaline gerek kalmaz.
3. İptal Talep Edenin Hak Sahibi Olması.
İptal davası açılabilmesi için, davacının senedin kaybolduğu veya bunun öğrenildiği anda senetteki hakkın alacaklısı sıfatını taşıması gerekir.
4. Senet Zilyetliğinin Yeniden İktisabının (Edinilmesinin) Mümkün Olmaması.
Kıymetli evrakın ziyaı sebebiyle iptali, alacaklı lehine düşünülmüş bir yasal kolaylıktır. Bu nedenle, senedin yitirilmesinin geçici değil, devamlı olması gerekir. Örneğin; senedin kimin elinde olduğu biliniyorsa, bu durumda senet zilyetliğinin yeniden kazanılması imkanı, açılacak bir “istirdat davası” veya “iade davası” ile mümkündür; dolayısıyla iptal davası açılamaz. Ancak ihtiyati tedbir alınabilir.
5. Senedin Kanunen İptali Mümkün Bir Senet Olması.
TTK’de sadece, kıymetli evrakın iptal edilebileceği öngörülmüştür. Bu nedenle iptali dava edilen senedin bir kıymetli evrak olması gerekir.
Kıymetli Evrakın İptal Kararı
- “Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir. Kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.”(TTK m.651)
Senet hakkında mahkemeden iptal kararı alan hak sahibinin nasıl hareket edebileceği ise sonraki kanun hükmünde şöyle düzenlenmiştir;
- “İptal kararı üzerine hak sahibi hakkını senetsiz olarak da ileri sürebilir veya yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilir. Bunun dışında iptal usulü ve hükümleri hakkında, kıymetli evrakın çeşitli türlerine ilişkin özel hükümler uygulanır.”(TTK m.652)
Buna göre mahkemeden iptal kararı alan hak sahibi iki şekilde hareket edebilir. Dilerse hakkını senet olmadan ileri sürer; dilerse de duruma göre borçludan yeni bir senet düzenlenmesini ister. Ancak önemle belirtmek gerekir ki; yeni senet, ancak önceki senedin vadesinin gelmediği ve hak sahibinin senedi devretmek istemesi olasılığında söz konusu olur. Ayrıca verilen iptal kararı artık o senedi geçersiz kılar. Senet üçüncü kişilerin eline geçse dahi artık alacak hakkı içermez. Yukarıda verdiğimiz 651 ve 652 numaralı iki hüküm genel hüküm niteliğindedir. Senet türlerinin özel iptal usulleri devamında gelen maddelerde düzenlenmiştir.
Hamile Yazılı Senetlerde İptal
Hamile yazılı senetlere ilişkin iptal hükümleri ise TTKm.661-669 arasında incelenmiştir. Hamil senedin zayi olmasına ilişkin söz konusu sistem çekişmesiz yargıya girmektedir. Söz konusu sistem HMK madde 382/2 ve devamında düzenleme bulmuştur.
Çekişmesiz yargı işleri: HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU MADDE 382 – (2) Aşağıdaki işler çekişmesiz yargı işlerinden sayılır:
e)Ticaret hukukundaki çekişmesiz yargı işleri:
6)Kıymetli evrakın iptali.
Uygulamada özellikle anonim şirket hisse senetlerinde çok büyük hatalar yapılmaktadır: Hamiline yazılı hisse senedi olan pay sahibi senedini zayi ettiği (kaybetme, çalınma yırtılma, yanma v.s) davayı anonim şirket aleyhine açmaktadır. Yargıtay’ın söz konusu duruma ilişkin çok net kararları bulunmaktadır. Yargıtay’ın bu konudaki kararlardan birine bakacak olursak: “Kıymetli evrakın iptali çekişmesiz yargıya giren işlerden olduğu için pay sahibinin zayi yettiği pay senetlerinin iptali talebiyle açtığı ve pay senetlerini ihraç eden anonim şirketi hasım(davalı) olarak gösterdiği bir dava reddolunur.“
Söz konusu kişi açtığı dava nedeniyle durduk yere karşı tarafa vekalet ücreti ödemek durumunda da kalır bu sebeple bu işin çekişmesiz yargı işi olduğunu unutulmamalıdır.
Nama Yazılı Senetlerde İptal
- “Aksine özel hükümler bulunmadıkça nama yazılı senetler, hamile yazılı senetlere ilişkin hükümlere göre iptal olunur.”(TTK m.657/1)
Nama yazılı senetlerin iptali için TTK m.661-669 arasına bakılması gerekir. Bu konuda hamile yazılı senetler ile nama yazılı senetleri aynı kefede değerlendirilmiştir. “Borçlu, senette ilanların sayısını azaltmak veya süreleri kısaltmak suretiyle iptal için daha basit bir usul öngörebileceği gibi, alacaklı kendisine senedin iptal ve borcun ödendiğini gösteren, resmen düzenlenmiş veya usulen onaylanmış bir belge verdiği takdirde, senet ibraz edilmeksizin ve iptaline karar verilmeksizin de geçerli olmak üzere ödemek hakkını da saklı tutabilir.”(TTK m.657/2) Herhangi bir iptal kararı olmadan, düzenleyenin senede eklediği bir hüküm ile borcu ödeme hakkını saklı tutabilir. Bu sadece nama yazılı senetlere özgü bir düzenlemedir. Konişmento, ipotekli borç ve irat senedi ve rehinli tahviller TTK m.661-669 hükümlerine göre iptal edilirler.
Kambiyo Senetlerinin İptali
Kanun kambiyo senetlerinin tamamı için geçerli olan hükümleri poliçe başlığı altında incelemiştir. Dolayısıyla m.757-765 aralığında bahsi geçen bütün iptal hükümleri çek ve bono için de geçerlidir.
Kambiyo Senetleri Dışında Kalan Emre Yazılı Senetler
- “Bu senetler ve makbuz senetleri, varant ve konişmento gibi cirosu kabil olan senetler hakkında, cironun şekli, hamilin hak sahipliği ve senedi elinde bulunduranın onu geri vermekle yükümlü olması hususlarında, poliçelere ilişkin hükümler geçerlidir. İptal konusunda, varant ve makbuz senedi dışındaki emre yazılı senetlere poliçelere ilişkin hükümler uygulanır.”(TTK m.831/2)
Kambiyo senetleri dışında kalan emre yazılı senetlere makbuz senedi, varant ve intifa senetleri örnek verilebilir. Kanun burada makbuz senedi ve varantı tenzih edip, bunların dışında kalan kambiyo senetlerine atıf yapmıştır. Kambiyo senetleri dışında kalan emre yazılı senetlere (intifa senetleri) poliçe ile ilgili iptal hükümleri uygulanır.
Kıymetli Evrakın Zayi Olması
Senet, senedin üzerindeki zilyetliğin kaybı veya senedin yok olması şeklinde iki farklı yol ile zayi olur. Senet; yanarak, yırtılarak veya çeşitli sebeplerle yazıların okunamayacak hale gelmesi ile zayi olabilir. Yahut senet; kaybolursa veya çaldırılırsa zayi olabilir. Bunlar zaten zilyetliğin kaybının birkaç örneğidir. Senet üzerindeki zilyetliğin kaybı durumlarında mahkemeden iptal isteminin yanı sıra ihtiyati tedbir de istenebilir. Bu karar ödemeden men kararı anlamına gelip, senedin başkası tarafından ele geçirilmesi durumunda borçlunun o senetten sorumlu olmayacağı anlamına gelir. İptal kararı da bu sonucu doğurur ancak ihtiyati tedbir, alınacak olan kararın uzaması neticesinde kötü niyetli kimseler tarafından borçludan ifa istenmemesi için alınan bir karardır. İdare hukukundaki yürütmeyi durdurma kararına benzetilebilir. Senedin yok olması durumunda bu tedbir kararının alınmasına gerek yoktur çünkü artık ortada kullanılacak bir senet bulunmamaktadır.
- Ödemeden men kararı alındıktan sonra borçlu, 2 hafta içerisinde iptal davası açmak zorundadır. “Poliçeyi eline geçiren kişi bilindiği takdirde, mahkeme, dilekçe sahibine iade davası açması için uygun bir süre verir.”(TTK m.758/1)
Bu madde hükmünde senedin zayi olmasına rağmen iptal davasına ihtiyaç duyulmayacağı bir durum incelenmiştir. Eğer senedin kimde olduğu biliniyorsa iade davası açılmalıdır. İlgili madde hükmü iptal davasını anlatmadığı halde poliçelerin iptali adlı başlıkta incelenmiştir, bu durum kanunun sistematiğine aykırıdır.
Kıymetli Evrakın İptalini Kimler İsteyebilir?
- “Kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.”(TTK m.651/2)
Söz konusu iptal sebebinin yaşandığı esnada senet üzerinde kim hak sahibiyse, o kişi senedin iptalini isteyebilir. Yani senedin alacaklısı bu talepte bulunabilir. “İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir.”(TTK m.757/1)
Senet bedelini ödeyen başvuru borçlusu da senedin iptalini isteyebilir. Senet üzerindeki intifa hakkı sahibi, rehin hakkı sahibi, senedi vekaletle elinde tutan kişi ve tahsil cirosu ile devralan kişi de senedin iptalini isteyebilir. Senedin iptalini talep edebilmek için taliplinin hukuki yararının olması gerekir. Alacaklı alacağını temin etmek için düzenleyene gider ve senetteki borcun ifasını talep eder, eğer düzenleyen borcu ifa etmezse bu sefer alacaklı düzenleyene protesto çekerek cirantalara başvurur ve alacağını onlardan temin etmeye çalışır. Eğer alacaklı protesto çekmezse belirli bir süre sonra (2 iş günü) diğer cirantalara başvuru hakkı düşer ve artık sadece düzenleyene gidebilir. Başvuru hakkı düşse de alacaklının hukuki yararı hala vardır ve iptal talebinde bulunabilir. Zamanaşımına uğrayan kambiyo senetleri birçok özelliğini yitirir. Mesela zamanaşımına uğramış bir kambiyo senedi için kambiyo senetlerine mahsus takip başlatılamaz. Ancak zamanaşımına uğramış bir kambiyo senedi hala delil başlangıcı işlevi görür. Yani; birçok niteliğini zamanaşımı süresinin dolmasıyla kaybetse bile hala hukuki olarak geçerlidir ve bazı durumlarda ilgiliye hukuki bir menfaat sağlar.
Kıymetli Evrakta Ödeme Yasağı
- “Dilekçe sahibinin istemi üzerine mahkeme, senedin borçlusunu, aksine hareket ettiği takdirde iki defa ödemek zorunda kalacağını ihtar ederek bedelini ödemekten yasaklar.”(TTK m.662/1)
İptal kararı çıktıktan sonra mahkeme, borçluyu senedi her kim ibraz ederse o kişiye ödememesi için ikaz eder. Bu uyarıya icabet etmeyen borçlunun, daha sonra aynı borcu esas alacaklıya tekrar ödeyebileceği bu ikazda yer alır. Ancak bu durumda borçlu için olası bir mağduriyet yaşanmaması için başka bir kanun hükmüne yer verilmiştir.
- “Mahkeme, ödemeyi meneden kararında muhataba, vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi etmeye izin verir ve tevdi yerini gösterir.”(TTK m.757/2)
Yani vadesi geldiğinde borçlu mahkemenin gösterdiği bir yere borcunu tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Daha sonra mahkeme kararına göre tevdi edilen miktar ilgili alacaklıya ulaştırılır.
Senedin İptali Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Senedin iptali istemiyle açılacak davalar Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görülür. Eğer o yerde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmuyorsa, dava Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılır. Soruda; ilgili yerde ticaret mahkemesinin bulunmadığı belirtiliyorsa mahkemenin hangi sıfatla o davaya bakacağı da belirtilmelidir. Yetkili mahkeme ise; ödeme yeri veya hamilin yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesi’dir.
Senedin İptali Davasında İspat
Senedin iptali davasında yaklaşık ispat aranır. Yaklaşık ispatta hedeflenen; iddia veya savunmalara dayanak yapılan vakıaların gerçekleşmiş olduğu konusunda hakimin tamamen ikna edilmesi olmayıp, söz konusu vakıaların gerçekleştiği yönünde ihtimal dahilinde de olsa ikna edilmesidir. Senedin esas içeriği hakkında bilgi vererek, kopyası varsa onu vererek, seri numarası varsa onu vererek vs. ispat edilebilir.
Senedin İlanı ve İhtarı
İptal kararından hemen önce ilan ve ihtar çeken mahkemeye, bu konuda bir geri dönüş olmazsa mahkeme iptal kararını verir. Bu ilanlar Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edilir.
Senedin İptali Kararının Sonuçları
Mahkemece senedin iptaline karar verilmesi halinde senedin zayi olduğu ispatlanmış olur. Dolayısıyla zayi olan senedin ibrazı yoluyla ödemenin talep edilmesi mümkün değildir. Bununla birlikte iptal davası açan kişi, senetteki hakkı senetsiz ileri sürebilecektir. Ayrıca masraflarını ödemek şartıyla yeni bir senet düzenlenmesini talep etmesi de mümkündür. Hakkı senetsiz ileri sürebilmek ve yeni bir senet düzenlenmesini talep edebilmek için mahkemeden karar alınması gerekir. Yalnızca senedin iptal edilmiş olması bu hakların doğrudan kullanılabileceği anlamına gelmemektedir.
Sonuç olarak herhangi bir şekilde senedin ziyaı uğraması halinde çok hızlı hareket edilmeli ve olası hak kayıplarının önüne geçilmesi sağlanmalıdır.
Blog Yazılarımız: Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Nedir? Araç Rehni Nedir?
Stj. Av. Sümeyye Nur Karakuş
Av. Serhan Cantaş