Kategori: Ceza Hukuku

Anasayfa/Ceza Hukuku

6

Şub

Yabancı ülkede hüküm verildiği halde sanığın Türk kanunlarına göre tekrar cezalandırılması, ne bis in idem ilkesine aykırı bir düzenlemedir. Ancak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek 7 No.lu Protokol m.4’e göre “Hiç kimse, bir devletin yasaları veya ceza yargılaması uyarınca daha önce kesin olarak beraat ettiği ya da hüküm giydiği aynı eylemden ötürü aynı devletin ceza …

4

Şub

Yer bakımından uygulama, failin ve mağdurun vatandaşlığına bakılmaksızın ülkede işlenen suçlar bakımından ülke kanunlarının uygulanmasıdır. Bu uygulamaya aynı zamanda mülkilik ilkesi de denmektedir. Bu ilke Türk Ceza Kanunu’nda da yer almaktadır. Türkiye'de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları uygulanır. Fiilin kısmen veya tamamen Türkiye'de işlenmesi veya neticenin Türkiye'de gerçekleşmesi halinde suç, Türkiye'de işlenmiş sayılır. Suç; Türk …

31

Oca

TCK m. 7’de düzenlenen zaman bakımından uygulama, kanunilik ilkesinin getirdiği bir uygulamadır. Kanunilik ilkesinin sonuçlarından biri de aleyhe kanunun geçmişe yürümesi yasağıdır. Ancak lehe kanun geçmişe yürümesi mümkündür. TCK m.7’nin ilk iki fıkrasında da bu durum belirtilmiştir. Geçici veya süreli kanunlar, ceza muhakemesi ve infaza ilişkin hükümler açısından ise hemen uygulama ilkesinin benimsendiği görülmektedir. TCK …

30

Oca

Tanımlar başlıklı TCK madde 6; kanunda kullanılan bazı terimlerin anlamlarını açıklamaktadır. Böylece olası karışıklıkların önüne geçilmiştir. Madde 6- (1) Ceza kanunlarının uygulanmasında; Anlaşılır. TCK Madde 6 Gerekçesi Bu madde metninde, kanunda kullanılan bazı kavramlar tanımlanmaktadır. Suçta ve cezada kanunilik ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmaması dolayısıyla, “kadın” ve “örgüt” tanımları Tasarı metninden çıkarılmıştır. Tekerrüre ilişkin olarak sistem …

11

Oca

Özel kanunlarla ilişki, hukuk uygulamasında birliği sağlamak için TCK’da düzenlenmiştir. Genel bir kanun niteliği taşıyan Türk Ceza Kanunu, suçların ve cezaların toplandığı ana kanundur. Ancak bunun yanı sıra “ceza içeren” başka kanunlar da bulunmaktadır. Örneğin İcra İflas Kanunu, Vergi Usul Kanunu gibi bazı kanunlarda da ceza hukuku yaptırımlarına yer verilmiştir. Bu tür kanunlar TCK’yı tamamlayıcı …

14

Ara

Kanunun bağlayıcılığı ilkesi, ceza hukukunun asıl kaynağı olan kanuna bağlılığı ifade eder. Ceza hukukunun kaynakları asli ve yardımcı kaynaklar olarak ikiye ayrılır. Asli kaynaklardan olan kanunlar, uluslararası sözleşmeler ve anayasadan sonra gelirler ve onlar gibi bağlayıcıdırlar. Ceza kanunlarının bağlayıcı olmasının toplumu oluşturan bireyler açısından sonucu; herkesin yasama organınca çıkarılan bu biçimsel anlamdaki kanunları bilmekle yükümlü …

6

Ara

Ceza Kanununun amacı, en basit haliyle, cezalandırmayı sağlayacak yaptırımların belirlenmesidir. Bu amacın aslında ceza hukukunun amacı olduğu söylenilebilir. Ancak ceza kanunu da özü itibariyle ceza hukukunun gereklilikleri sonucunda doğduğundan, ikisinin varoluş amacı da aynı göreve hizmet eder: suçları önlemek ve suçlulara yaptırım uygulamak. TCK Madde 1 Ceza Kanununun amacı Madde 1- (1) Ceza Kanununun amacı; kişi hak …

5

Ara

Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi, geçmişten günümüze gelişen insan hakları ve bunun sonucunda devletlerin sosyal hukuk devletlerine dönüşmesiyle beraber birçok uluslararası sözleşme ve kanunla güvence altına alınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti de sosyal bir hukuk devleti olduğudan devlet otoriteleri bütün vatandaşlarına karşı adaletli ve eşit davranmakla yükümlüdür. En eski tarihlerden beri otoritelerin görevi suç işleyenlere ceza …

1

Ara

Hakaret suçu, 5237 sayılı TCK’nın 125-131. maddeleri arasında düzenlenen şerefe karşı işlenen suçlardan biridir. Şeref, bir bireye başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değerdir. TCK m. 125’te düzenlenen hakaret suçu da bireyi toplum huzurunda değersizleştirir, onun saygınlığına zarar verir, onurunu ve şerefini zedeler. Bu nedenle de hakaret suçu TCK’da şerefe karşı suçlar kategorisinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesine …

21

Kas

Suçta ve cezada kanunilik ilkesi, Türkiye’nin taraf olduğu birçok uluslararası sözleşmeyle, Anayasa’nın 38. maddesiyle ve Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesiyle güvence altına alınmıştır. Bu ilke sayesinde hiç kimse kanunda açıkça suç sayılmayan bir fiili sonucunda cezalandırılmayacaktır. Bu da insan hak ve özgürlüklerinin ve adaletin sağlanmasının bir gereğidir. Ancak ilkenin çok da işlevsel olmayan tarafları da …