Rekabet liberal ekonomilerde piyasanın en önemli gerekliliklerinden birisidir ve piyasanın etkinliği ile kişilerin çıkarlarını ve kararlarının bağımsızlığını koruyan önemli bir unsurdur. Ancak, rekabet her zaman istendiği gibi sonuçlar doğurmayabilir dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması için piyasanın aktörlerinin birtakım sorumlulukları vardır ve kanun koyucu tarafından haksız rekabetin önlenmesi gerekmektedir.
TTK 54. ile 63. Maddeleri arasında haksız rekabeti düzenlemiştir. TTK 54. maddesi uyarınca rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar veya ticari uygulamalara haksız rekabet denilmektedir.
Haksız Rekabet Halleri Nelerdir?
Başlıca haksız rekabet halleri TTK 55. Madde kapsamında düzenlenmiş ve sınırlı sayılı olarak değil örnekleyici olarak belirtilmiş ve kategorilere ayrılmıştır.
TTK 55. Maddeye göre;
- Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
Dürüstlük kuralına aykırı davranışlara kötüleme, abartma, karşılaştırmalı, yanıltıcı ve gerçek olmayan reklamlar, saldırgan satış yöntemleri, ek edimler ile aldatma, gerçek olmayan unvan, meslek adları, diploma veya ödüllerin gerçekmiş gibi kullanılması örnek olarak verilebilir.
- Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek
- Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma
- Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek
- İş şartlarına uymamak
- Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak
Başlıca haksız rekabet hallerini oluşturmaktadır bu hareketlerin varlığı ve zarar oluşturması ihtimali haksız rekabetin oluşması için yeterlidir failin bu hareketlerden bir kazanç elde etmiş olması şartı aranmamaktadır. Ek olarak Yargıtay haksız rekabet fiilinin oluşması için uygun illiyet bağının varlığını aramaktadır.
Haksız Rekabette Davası Nasıl Açılır?
Haksız rekabet davalarında görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. Ancak, Haksız rekabet fiilinin suç oluşturması durumunda Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 28/04/2016 tarihli ve 2016/4192 esas, 2016/4352 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemeleridir.
Haksız rekabet davasının açılması, suçlarının soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır sadece dava açma yetkisine haiz bulunan kişiler haksız rekabet filine karşı dava açabilirler. Dava açabilmek için aynı sektörde ya da rakip olma şartı aranmamaktadır ekonomik menfaatleri zarar gören tüm gerçek ve tüzel kişiler, müşteriler ve ticaret sanayi odaları esnaf odaları gibi üyelerin ekonomik menfaatleri korumaya yetkili mesleki kuruluşlar dava açma yetkisine haizdir.
TTK 56. maddesine göre zarar gören kişi davranış veya eylemin haksız fiil oluşturup oluşturmadığının dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığının tespiti için haksız rekabetin tespiti davası, devam eden ya da etme tehlikesi bulunan haksız fiilin durdurulması için haksız rekabetin önlenmesi (men) davası, haksız rekabetin sonucunda oluşan maddi durumun eski haline getirilmesi davranış veya eylemden önceki duruma dönülmesi için haksız rekabetin kaldırılması, haksız rekabet fiilinin bir suç oluşturması halinde ceza davası, zararlarının tazmin edilmesi için maddi tazminat ve TBK 58. maddesinde belirtilen bir kişilik hakları zedelenmesinin varlığında tazminat davası açabilir.
Ek olarak, TBK 57. maddesi tazminat davası için gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı hâlinde zararının giderilmesini isteyebilir hükmü ile haksız rekabetten zarar görenlerin zararlarının tazmin edilmesine olanak sağlamıştır.
Haksız Rekabet Hallerinin Varlığı Halinde Ceza Sorumluluğu
Haksız rekabet fiilinin aynı zamanda suç oluşturması durumunda ceza davasının açılabileceğini belirtmiştik bu durumda kişilerin hukuki sorumlulukları ile ceza sorumluluğu da meydana gelmektedir. TTK 62. maddesi ile ceza sorumluluğunu düzenlemektedir TTK 62. maddesine göre TTK 55. Maddesine ek olarak üç maddeye daha yer verilmiştir.
- Kendi icap ve tekliflerinin rakiplerininkine tercih edilmesi için kişisel durumu, ürünleri, iş ürünleri, ticari faaliyeti ve işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi verenler,
- Çalışanları, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın veya müvekkillerinin üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmelerini sağlamak için aldatanlar,
- Çalıştıranlar veya müvekkillerden, işçilerinin veya çalışanlarının ya da vekillerinin, işlerini gördükleri sırada cezayı gerektiren bir haksız rekabet fiilini işlediklerini öğrenip de bu fiili önlemeyenler veya gerçeğe aykırı beyanları düzeltmeyenler.
Haksız rekabet fiilini işleyen kişiler fiil başka daha ağır bir cezayı gerektiren suç oluşturmadıkça iki yıla kadar hapis veya adli para cezasına çarptırılırlar.
Haksız rekabet fiilini tüzel kişinin işlemesi halinde tüzel kişilere güvenlik tedbirleri uygulanır. İhtiyati tedbir davadan önce davasının esasında görevli ve yetkili mahkemeden istenebilir dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden istenebilir. İhtiyati tedbir istenebilmesi için telafisi zor zararların ortaya çıkma riskinin yaklaşık olarak ispatı yeterlidir.
Haksız Rekabette Zamanaşımı
Haksız rekabet fiiline karşı dava açılabilmesi için zaman aşımı TTK 60. Maddesinde düzenlenmiştir ilgili maddeye göre tarafın bu hakların doğumunu öğrendiği günden itibaren bir yıl ve her halde bunların doğumundan itibaren üç yıldır.
Kötüleme Eyleminin Haksız Rekabet Sayılabilmesine İlişkin Yargıtay Kararı
- Yargıtay 10/06/2020 tarihli, 2017/39 E. ve 2020/396 K. Sayılı kararında
6762 sayılı TTK’nin 57/1-1 (6102 sayılı TTK’nin 55/(1)-a) maddesi gereğince; “Başkalarını veya onların emtiasını, iş mahsullerini, faaliyetlerini yahut ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya lüzumsuz yere incitici beyanlarla kötülemek” haksız rekabettir. Buradaki “kötüleme” kavramı, genel bir ifade ile bir kişinin ticari hayatı hakkında olumsuz intiba yaratılmasını ifade etmektedir.
Görüldüğü üzere kötülemenin haksız rekabet olarak nitelendirilebilmesi için öncelikle bir beyanın (açıklamanın) olması; bu beyanın başkalarının şahsı, emtiası, iş mahsulleri, faaliyetleri yahut ticari işleri hakkında olması; nihayet bu beyanın yanlış, yanıltıcı veya lüzumsuz yere incitici olması gerekir.
Yanlış beyan, içeriği gerçekle bağdaşmayan, belirli bir vakıa veya olay ya da durum hakkında içeriği objektif olarak yanlış olan açıklamalardır. Yanıltıcı beyan, mahiyeti, tarzı ve içeriği birlikte değerlendirildiğinde açıklamanın muhatabının hataya düşmesine sebep olabilecek, yanlış izlenim bırakabilecek açıklamalardır. Lüzumsuz yere incitici beyan ise içeriği doğru olmakla birlikte ölçüsüz bir şekilde ve amacını aşarak kişi, faaliyetleri, iş ürünleri vb. hakkında olumsuz intiba yaratan açıklamalardır
Açıklamanın “yanlış” olup olmadığını tespit bakımından yegâne ölçüt gerçekle bağdaşıp bağdaşmadığıdır. Açıklama gerçek ise bu durumda haksız rekabetten bahsedilemez.
Blog Yazılarımız: İşçinin Rekabet Etme Yasağı Nedir?
Stj.Av. Onur Zeybek
Av. Serhan Cantaş