Evlenme ehliyetine sahip olan bir kişinin evlenebilmesi için, aynı zamanda kanunda sayılan evlenme engellerinin de olmaması gerekir. Bazı evlenme engelleri, yapılan evliliği mutlak butlanla sakatlar bu halde “kesin olan evlenme engelleri” söz konusudur. Bazılarının ise böyle bir etkisi yoktur, burada da “kesin olmayan evlenme engelleri” söz konusu olacaktır.
Kesin Evlenme Engelleri Nelerdir?
- Hısımlık (Kan Hısımlığı, Kayın Hısımlığı, Evlatlık İlişkisi)
- Mevcut Evlilik
- Akıl Hastalığı
Kesin Evlenme Engeli Hısımlık
Belli seviyedeki hısımlık evlenme engeli olarak sayılmıştır ve bu hısımlar arasında evlilik yasaklanmıştır. Burada hısımlık türleri ayrı başlıklar halinde incelenecektir:
1. Kan Hısımlığı Nedir?
Üstsoy ve altsoy arasında evlenme yasaklanmıştır. Kardeşler arasında da evlilik yasaktır. Burada ana-baba bir olmak zorunda değildir. Ana bir, baba farklı veya baba bir ana farklı kardeşlerin evlenmeleri de aynı şekilde yasaktır. Üçüncü derece hısımlarla da (yani amca, hala, dayı, teyze) ile de evlenmek yasaktır.
2. Kayın Hısımlığı Nedir?
Evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri diğerinin altsoyu veya üst soyuyla evlenemez.
3. Evlatlık İlişkisi Nedir?
Evlatlık ilişkisi kurulduktan sonra şu kişiler arasında ki evlilik yasaklanmıştır. Bunlar:
- Evlatlık ile evlat edinen
- Evlatlık ile evlat edinenin eşi
- Evlat edinen ile evlatlığın eşi
- Evlatlık ile evlat edinenin alt soyu
- Evlat edinen ile evlatlığın alt soyu
Kesin Evlenme Engeli Mevcut Evlilik Nedir?
Bir kişi aynı anda geçerli olarak birden çok kişiyle evlenemez.Yeniden evlenmek isteyen kimse önceki evliliğinin sona ermiş olduğunu ispatlamalıdır.
Burada belirtilmesi gereken bir konu ise Gaiplik açısındandır. Bir kimse hakkında gaiplik kararı verilmesinde, ölümden farklı olarak evlilik kendiliğinden sona ermeyecektir. Bu sebeple hakkında gaiplik kararı verilen kişinin eşi, gaiplik kararı yanında evliliğin feshini de istemelidir. Aksi halde evliliği kendiliğinden sona ermez ve bu kişinin yeniden evlenme imkanı olmaz.
Türk Medeni Kanunu’nu madde 131’de bu durum şöyle belirtilmiştir:
Gaipliğine karar verilen kişinin eşi, mahkemece evliliğin feshine karar verilmedikçe yeniden evlenemez.
Kaybolanın eşi evliliğin feshini, gaiplik başvurusuyla birlikte veya ayrıca açacağı bir dava ile isteyebilir.
Kesin Evlenme Engeli Akıl Hastalığı Nedir?
Akıl hastalığı kesin evlenme engelidir. Akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbi bir sakınca bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmedikçe evlenemezler. Akıl hastalığının olası etkileri, kontrol edilemez saldırganlık ve şiddet olarak ortaya çıkıyorsa, akıl hastası tehlike oluşturur ve evlenmesi sakıncalıdır.
Akıl hastalığının evlenmeye engel olabilecek nitelikte olmadığı hekimler tarafından belirlenmelidir. Bu konudaki verilecek rapor, Resmi Sağlık Kurulu Raporu olması gerekir. Resmi nitelikte olmayan raporlar dikkate alınmayacaktır.
Kesin Olmayan Evlenme Engelleri Nelerdir?
- Bekleme Süresi
- Kanunda Sayılan Bulaşıcı Hastalıklar
Kesin olmayan evlenme engellerine rağmen evlilik gerçekleşmişse, kesin evlenme engellerinden farklı olarak burada evlilik geçerli olarak kurulmuş kabul edilecektir.
Evlilikte Bekleme Süresi Nedir?
Bu evlenme engeli sadece kadınlar için öngörülmüştür. Bu evlenme engeliyle soybağı karışıklıklarını önlemek amaçlanmıştır. Evlilik devam ederken ve evliliğin sona ermesinden başlayarak 300 gün içinde doğan çocukların soybağı kocaya bağlanır.
Kadın, evlilik sona erdikten sonra tekrar evlenebilmek için 300 gün beklemelidir. Bu süre, evlilik ölümle sona ermişse ölüm tarihinden, boşanma ve evliliğin iptali halinde ise kararın kesinleşmesinden itibaren işlemeye başlar.
Kadının sona eren evlilikten gebe olmadığı Sağlık Raporu ile tespit edilirse, kadın mahkemeye başvurarak sürenin kaldırılmasını talep edebilir. Sona eren evlilikteki eşlerin tekrar evlenmek istemeleri halinde de mahkeme süreyi kaldıracaktır.
Evlilik Engelinde Kanunda Sayılan Bulaşıcı Hastalıklar
Bu evlenme engeli Medeni Kanun’da değil, 1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu 123 ve 124’te düzenlenmektedir.
Kanuna göre, frengi, bel soğukluğu, yumuşak şankr ve cüzzam hastalarının, tedavi edilerek iyileştikleri ya da hastalığın bulaşma riskinin olmadığı tespit edilmeden evlenmeyi yasaklamıştır. Bu hastalıklar tedavi edilmeden ya da bulaşma riski ortadan kalkmadan evlenmeye engel teşkil eder.
Verem hastalığı söz konusu olduğunda ise evlilik “6 ay” geciktirilir, bu süre içerisinde iyileşme olmazsa bir “6 ay” daha ek süre verilir. Uzatma sonucunda da iyileşme olmazsa evlenecek kişilere hastalığın riski anlatılır ve evlenmelerine izin verilir.
Evliliğin Butlanı Halleri Nelerdir?
Evlenme için kanunun aradığı bir kısım şartların eksikliği, bazı evlenme engellerine riayet edilmemesi veya tarafların evlenmeye yönelik irade açıklamalarında sakatlık bulunması hallerinde evlenme batıl olarak kabul edilir.
iki çeşit butlan hali vardır. Bunlar mutlak butlan ve nisbi butlan halleridir. Hem mutlak butlan halleri hem de nispi butlan halleri kanunda sınırlı sayıdadır. Bunlar dışındaki sebepler butlan hali teşkil etmeyecektir.
Kanunda öngörülen bu sebeplerin varlığı halinde evlilik mutlaka mahkeme tarafından iptal edilmelidir. Batıl olan evlilikler ancak mahkemenin iptal kararı ile son bulur. Mahkemenin vereceği iptal kararına kadar, batıl olan evlenme de geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarını doğuracaktır.
Mutlak Butlan Nedir?
Kesin evlenme engellerine uyulmaması veya sürekli ayırt etme gücünden yoksunluk halinde evlilik mutlak butlanla batıldır. Bu hallerde Cumhuriyet savcısının resen dava açma hakkı vardır. Bunun sebebi mutlak butlan nedenlerinin kamu düzenine ilişkin olmasındandır. Ayrıca her ilgilinin de bu davayı açma hakkı vardır. Belirtmek gerekir ki ilgililerden biri dava açsa bile Cumhuriyet savcısının da bu davaya katılması şarttır.
Mutlak butlan davası, kamu düzenine ilişkin olduğundan herhangi bir süreye tabi değildir. Bu dava her zaman açılabilir.
Mutlak Butlan Halleri
- Mevcut Evlilik
- Sürekli Ayırt Etme Gücünden Yoksunluk
- Akıl Hastalığı
- Evlenmeye Engel Hısımlık
1. Mevcut Evlilik
Önceki evliliği sona ermeden yeniden evlenen kişinin sonraki evliliği mutlak butlanla batıldır. Önceki evlilik, diğer eşin ölümü, boşanma veya gaiplik sonrası evliliğin feshi gibi sebeplerle sona ermiş olabilir. Yeniden evlenmek isteyen kişi ölümü, boşanmayı veya gaiplik sonrası evliliğin feshi kararının kesinleştiğini ispat etmelidir. Eğer kesinleşmediyse sonraki evlilik mutlak butlanla batıl olacaktır.
Mevcut evlilik sona ermemişken ikinci evlilik yapılmışsa Cumhuriyet savcısı, ikinci evliliğin iptali için dava açmalıdır. Ancak batıl olan evlilik sona ermişse, artık kamu düzeninden söz edilemeyeceği için Cumhuriyet savcısı re’sen dava açamayacaktır.
Mutlak butlanla batıl olan evlilik ölümle sona erse bile, mirasçılık hakları açısından ilgililer ölümden sonra da bu davayı açabilecektir.
Ancak belirtilmesi gereken husus şudur ki; eğer evliyken evlenen kişinin önceki evliliği ölüm, boşanma ya da gaiplik sonrası evliliğin feshi kararının kesinleşmesi gibi nedenlerle sona erebilir. Bu durumda eğer ikinci evlilikteki eş “iyiniyetli” olduğu takdirde ikinci evliliğin butlanına karar verilemeyecektir.
Sürekli Ayırt Etme Gücünden Yoksunluk: Evlilik için gerekli olan şartlardan biri de evlenecek kişinin ayırt etme gücüne sahip olması gerekir. Eğer ayırt etme gücünden yoksunluk geçici değilse, süreklilik arz ediyorsa buna rağmen bir evlilik gerçekleşirse bu evlilik mutlak butlanla batıldır.
Bu halde Cumhuriyet savcısı re’sen dava açabilir. İlgililer de bu davayı açabilecektir. Ancak evlenme sırasında sürekli bir nedenle ayırt etme gücü olmayan kişi, evliliğin butlanına karar verilmeden önce ayırt etme gücünü kazanırsa artık butlan davasını sadece bu kişi kendisi açabilecektir.
2. Akıl Hastalığı
Bir kişi evlenmeye engel teşkil edecek derecede akıl hastası olmasına rağmen evlenmişse, bu evlilik mutlak butlanla batıldır.
Bu durumda Cumhuriyet savcısı re’sen butlan davasını açabilecektir. İlgililer de bu davayı açabilir. Ancak belirtmek gerekir ki evlendikten sonra bu kişi iyileşirse ya da akıl hastalığı evlenmeye engel teşkil eden seviyenin altına inerse butlan davası ancak bu kişi tarafından açılabilir.
3. Evlenmeye Engel Hısımlık
Üstsoy ile altsoy arasında, kardeşler arasında, amca-hala-dayı-teyze ile yeğenleri arasında, evlilik sona erse dahi kayın hısımlığı, eşlerden biri ile diğerinin alt soyu ve üst soyu arasında, evlatlık ile evlat edinen arasında yapılmış olan evlilik mutlak butlanla batıldır.
Cumhuriyet savcısı re’sen bu davayı açabilecektir. İlgililer de bu davayı açabilir.
Nispi Butlan Nedir?
Bu durumlarda evlilik ancak hakim kararı ile sona erer. Mutlak butlan davası kamu düzeninden olduğu için herhangi bir süreye tabi tutulmamışken, nisbi butlanda hak düşürücü süreler öngörülmüştür.
Nisbi butlan davası, evlenme sırasında geçici bir nedenle ayırt etme gücünden yoksun olan eş, evlenmeye yönelik irade irade beyanında sakatlık olan taraf ve rızası alınmamış yasal temsilci tarafından açılabilecektir. Davacının ölümü halinde, evlenmenin butlanını dava etme hakkı mirasçılara geçmez anca mirasçıları açılmış olan bir nisbi butlan davasını devam ettirebilirler.
Nisbi Butlan Halleri
- Geçici Ayırt Etme Gücünden Yoksunluk
- İrade Sakatlığı (Yanılma, Aldatma, Korkutma)
- Yasal Temsilcinin Rızasının Yokluğu
1. Geçici Ayırt Etme Gücünden Yoksunluk
Ayırt etme gücünün geçiçi kaybı, alkol ve çeşitli psikotrop maddelerden dolayı olabileceği gibi, dahili ve harici başka etkenlerden dolayı da olabilir. Geçici ayırt etme gücü olmayan eşin, bu duruma gelmede kusurlu olması nisbi butlan davası açmasını engellemeyecektir.
Bu kişi nisbi butlan davasını, iptal sebebini öğrendiği tarihten itibaren “6 ay” ve herhalde evlenmeden itibaren “5 yıl” içinde açmalıdır. Beş yıl geçtikten sonra öğrenilen iptal sebebine dayanılarak dava açılamaz.
Evlenme esnasında ayırt etme gücüne sahip olmayan eş iptal davasını açtıktan sonra ölürse, açılmış olan nisbi butlan davasına mirasçıları devam edebilecektir.
2. İrade sakatlığı
Yanılma: Bu durum TMK m. 149’da düzenlenmiştir:
- Evlenmeyi hiç istemediği veya evlendiği kişiyle evlenmeyi düşünmediği hâlde yanılarak bu evlenmeye razı olmuşsa,
- Eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmişse.
Burada söz konusu olan yanılma hallerinden biri evlenilen kişide yanılmadır ve burada kişinin şahsında yanılma söz konusudur. Yani evlenen kişi, evlendiği kişiyle evlenmeyi düşünmediği halde yanılarak bu evlenmeye razı olmuştur. Bu halde evliliğin iptali istenebilir.
Diğer yanılma hali ise eşin niteliklerinde yanılmadır. Ancak bu evliliğin iptalini isteyebilmek için o niteliğin bulunmamasının diğer eş için birlikte yaşamayı çekilmez hale getirecek derecede olmalı.
İptal davası, sadece yanılan eş tarafından yanılmanın öğrenildiği tarihten itibaren “6 ay” ve herhalde evlenmeden itibaren “5 yıl” içinde açılmalıdır. Yanılan eş iptal davası açtıktan sonra ölürse, mirasçıları nisbi butlan davasını devam ettirebilir.
Aldatma: Bu durum TMK m. 150’de düzenlenmiştir.
- Eşinin namus ve onuru hakkında doğrudan doğruya onun tarafından veya onun bilgisi altında bir başkası tarafından aldatılarak evlenmeye razı olmuşsa,
- Davacının veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse.
Aldatma, evlenilen eş tarafından gerçekleştirilebileceği gibi onun bilgisi dahilinde üçüncü bir kişi tarafından da gerçekleştirilebilir. Aldatma, eşin namus ve onuru hakkında yanlış bilgi verilmesine ilişkin olmalı. Bu durumun o eşle yaşamayı çekilmez hale getirecek derecede olmasına gerek yoktur.
Eşin veya alt soyunun sağlığı için tehlike oluşturan bir hastalığın gizlenmesi de aldatma kapsamına girecektir. Tedavisi olmayan hastalıklar bu kapsamdadır.
İptal davası sadece aldatılan eş tarafından açılabilecektir. İptal davası, aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren “6 ay” ve herhalde evlenmeden itibaren “5 yıl” içinde açılmalıdır. Aldatılan eş iptal davası açtıktan sonra ölürse, mirasçıları açılmış olan nisbi butlan davasına devam edebilecektir.
Korkutma: Bu durum TMK m.151’de düzenlenmiştir.
Korkutmanın, korkutulan eşin kendisinin veya yakınlarından birinin hayatı, sağlığı veya namusu ve onuruna yönelik ağır bir tehlikeye ilişkin olmalıdır. Korkutma ağır ve yakın bir tehlikeye ilişkin olmalıdır.
Nisbi butlan davası ancak korkutulan eş tarafından açılabilir. Ancak bu eş dava açtıktan sonra ölürse mirasçıları bu davaya devam edebilecektir. İptal davası, korkunun etkisinin ortadan kalktığı andan itibaren “6 ay” ve herhalde evlenmeden itibaren “5 yıl” içinde açılmalıdır.
3. Yasal Temsilcinin Rızasının Yokluğu
17 yaşını doldurmuş bir küçük ya da kısıtlı ancak yasal temsilcisinin izni ile evlenebilir. Eğer izin olmadan bu kişi evlenirse, yasal temsilci evlenmenin iptalini isteyebilir.
16 yaşını doldurmuş ancak 17 yaşını doldurmamış kişi mahkemenin izni ve yasal temsilcisinin rızası olmadan evlenirse bu durumda yasal temsilci iptal davası açabilecektir.
Nisbi butlan davası için öngörülen hak düşürücü süreler, yasal temsilcinin izninin alınmadığı haller için uygulama alanı bulmaz. Yasal temsilci iznini almadan 17 yaşında evlenen kişiler için, o kişi “18 yaşını doldurana kadar” yasal temsilci iptal davası açabilecektir. Ancak yasal temsilci dava açmadan, hatta dava açsa bile iptal kararı verilmeden önce, izin almadan evlenen kişi 18 yaşını doldurursa veya karı gebe kalırsa artık o evlenmenin iptaline karar verilemeyecektir.
Açılmış Olan Nisbi Butlan Davasına Mirasçıların Devam Etmesi Hakkında Yargıtay Kararı
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 02/11/2011, E. 2011/7-695, 2011/673 Sayılı Kararında
“Eş ölmeden önce nisbi butlan davası açmış olup, dava sırasında ölmüş ise; davaya mirasçıları tarafından halef sıfatıyla devam edilmesi halinde, mirasçıların sürdürdükleri artık nisbi butlan davası değil, davalı eşin iyiniyetli olmadığının tespiti davası sayılır. Öteki deyişle, evlenmenin nisbi butlanını dava etme hakkı olan eş dava açmadan önce ölmüşse, bu hak mirasçılara geçmez. Mirasçılar ancak açılmış olan nisbi butlan davasını sürdürebilirler.”
İlgililerin Mutlak Butlan Davası Açması Hakkında Yargıtay Kararı
- Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 14/01/2014, E. 2013/17903, 2014/157 Sayılı Kararında
“Mutlak butlanla batıl olan bir evlenmenin iptalini istemekte, ölen eşin mirasçılarının doğrudan menfaati bulunmaktadır. Dolayısıyla bu kimseler 4721 Sayılı TMK 146 ve 147. maddeleri anlamında “ilgili” sıfatına ve doğrudan dava hakkına sahiptirler. Bu kimseler iptal davasını, ölen eşin dava hakkına değil, doğrudan kendi dava haklarına dayanarak açmaktadırlar. Başka bir anlatımla, TMK’nın 159. maddesinin 1. cümlesinde öngörülen “dava hakkının mirasçılara geçmeyeceği hükmü, mutlak butlanla sakat bir evlenmenin iptalinde “”ilgililer” yönünden uygulanmayacaktır. 4721 Sayılı TMK’nın bu hükmü, 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisinin 127. maddesi karşılığı olduğundan mutlak butlanla değil de nisbi butlanla ilgili olduğu açıktır. Bu yönü ile TMK’nın 159 ve 147. maddesi hükümleri birbiriyle çelişmemektedir.”
Blog Yazılarımız: Nişanlanma, Nişanın Bozulması ile Maddi Manevi Tazminat ve Hediyelerin İadesi
Av. Tuğçe Çığlı
Av. Serhan Cantaş