Küçüğün evlat edinilmesi, Türk Medeni Kanunu’nun 305-312 maddelerinde düzenlenen, mahkeme kararıyla neticelenen bir süreç iken, koruyucu ailelik Sosyal Hizmetler Kanunu’nun 24. maddesi ve Koruyucu Aile Yönetmeliği kapsamında kuruluş bakımına alternatif koruma altındaki çocukların aile yanında bakımlarına yönelik süreli ve geçici bir hizmet yöntemidir.
Küçüklerin Evlat Edinilmesi Şartları Nelerdir?
Evlat edinme ile de soybağının kurulması mümkündür. Bu şekilde kurulan soybağı, kan bağına dayanmaz, mahkeme kararı ile soybağı kurulmaktadır. Küçüklerin evlat edinilmesinden kasıt, henüz ergin olmamış kişilerin evlat edinilmesidir. Evlat edinme başvurusundan sonra küçüğün ergin olmasında “küçüğün evlat edinilmesine” ilişkin hükümler uygulanacaktır. Küçüklerin evlat edinilmesi bazı şartlara tabidir. Bunlar:
1.Küçüğün Bir Yıl Süre İle Bakılmış ve Eğitilmiş Olması
Bir küçüğün evlat edinilmesi, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır. Evlat edinilecek küçüğün bir yıllık süre ile bakılmış ve eğitilmiş olması sürekli bir ilişkinin varlığını gerektirmektedir. Küçüğün sadece belirli bir süre bakılması yeterli değildir.
Evlat edinmede küçüğün yararının bulunması gerekmektedir. Çocuğun yararının bulunup bulunmadığını çocuğun üstün menfaatini gözeterek fiziki, sosyal ve ekonomik gelişiminin sağlanması çerçevesinde hakim değerlendirmelidir.
Evlat edinenin altsoyunun bulunması evlat edinmeye engel değildir. Ancak evlat edinenin diğer çocuklarının yararının hakkaniyete aykırı bir şekilde zedelenmemesi de gerekmektedir. Yani evlat edinenin altsoyunun bakımı, eğitimi ve benzeri ihtiyaçlarının olumsuz etkilenmemesi gerekmektedir.
2. Evlat Edinenin Sahip Olması Gereken Nitelikler
Evlat edinenin ayırt etme gücüne sahip olması gerekmektedir.
Sınırlı ehliyetsizlerin (evlat edinme açısından kısıtlıların) ise evlat edinmeleri kural olarak mümkündür. Ancak kısıtlıların evlat edinmesi halinde vasinin ve denetim makamının da izni gerekir. Evlat edinenin kısıtlanıp velayet altına alınmış olması halinde ise, evlat edinebilmesi için velisinin izni yeterlidir.
Evli olmayan bir kişinin tek başına evlat edinmesi 30 yaşını doldurmuş olması halinde mümkündür. Buna karşılık evlat edinme açısından, evlat edinecek kişiye ilişkin azami bir yaş sınırı bulunmamaktadır.
Evli kişiler kural olarak birlikte evlat edinebilir. Evli olmayan kişilerin birlikte evlat edinmesi mümkün değildir. Bunun amacı çocuğun bir aile ortamında yaşamasını sağlamaktır. Evli olma koşulu en geç evlat edinme başvurusu anında mevcut olmalıdır. Birlikte evlat edineceklerin en az beş yıldan beri evli olmaları ve eşlerin her ikisininde 30 yaşını doldurmuş bulunmaları gerekir. Ayrıca eşlerin her birinin ayırt etme gücüne sahip olması gerekir. Ayırt etme gücüne sahip kısıtlılar vesayet makamının izni ile evlat edinebilir.
Eşlerin birlikte evlat edinmesinin bazı istisnaları vardır. Bunlardan birincisi, diğerinin çocuğunu evlat edinmesidir. Eşlerden biri, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin 30 yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlat edinebilecektir. Diğer istisna ise 30 yaşını doldurmuş olan eş, diğer eşin ayırt etme gücünden sürekli yoksunluğu veya iki yılı aşkın süredir nerede olduğunun bilinmemesi ya da mahkeme kararıyla iki yılı aşkın süreden beri eşinden ayrı yaşamakta olması yüzünden birlikte evlat edinmenin mümkün olmadığını iispat ederse, tek başına evlat edinebilecektir. Bu şartların gerçekleşmesi durumunda evli bir kişi tek başına evlat edinebilecektir.
3. Evlat Edinilen İle Evlat Edinen Arasında En Az 18 Yaş Bulunması
Evlat edinilen ile evlat edinen arasında en az 18 yaş bulunması şarttır. Yaş farkının aranmasında kan bağına dayalı bir ilişkiye benzer aile yapısı kurmak amaçlanmaktadır. Buna karşılık evlat edinen ile evlat edinilen arasında azami bir yaş farkı aranmamaktadır.
4. Küçüğün Rızasının Olması
Evlat edinilecek küçüğün ayırt etme gücüne sahip olması durumunda, onun rızası aranır. Ayırt etme gücüne sahip küçük rıza göstermedikçe evlat edinilmesi mümkün değildir. Rızanın olmaması iptal sebebidir. Söz konusu rıza alınırken, hakim küçüğü evlat edinmenin anlamı ve hukuki sonuçları konusunda aydınlatmalıdır.
Küçük vesayet altında ise, ayırt etme gücü olsun veya olmasın ancak vesayet dairelerinin izniyle evlat edinilebilir. Vesayat altındaki küçüğün evlat edinilmesinde hem vesayet makamının hem de denetim makamının izni gerekir.
5. Evlat Edinilenin Ana ve Babasının Rızasının Olması
Küçüğün evlat edinilebilmesi için küçüğün ana ve babasının da rızası gerekmektedir. Evlat edinme ile birlikte küçük ile evlat edinen arasında soybağı ilişkisi kurulur, ana ve babaya ilişkin hak ve yükümlülükler evlat edinene geçer. Ancak belirtmek gerekir ki rızası aranan ana ve baba ile çocuk arasında da soybağının kurulmuş olması gerekir.
Ana ve babanın rızası velayet hakkına sahip olup olmadıklarına bakılmaksızın aranacaktır. Bu rıza açık olmalıdır, örtülü rıza geçerli değildir.
Rıza, küçüğün ana ve babasının oturdukları yer mahkemesinde, “sözlü veya yazılı” olarak bildirilerek tutanağa geçirilir. Mahkeme rızayı gösteren kişilerin çocuğun ana ve babası olup olmadığını, beyanın içeriğini ve sonuçlarını bilip bilmediklerini araştıracaktır.
Verilen rıza tutanağa geçirilmesinden itibaren “6 hafta” içinde aynı usulle geri alınabilir. Geri almanın herhangi bir sebebe dayanması aranmaz. Geri almadan sonra tekrar rıza verilmesi halinde ise artık bu rıza kesindir ve birdaha geri alınamaz. Ancak belirtmek gerekir ki irade sakatlığı hallerine dayalı olarak irade beyanının geçersizliğinin ileri sürülmesi mümkündür. Bu durumda evlat edinme sonuçlandırılmamış ise “iptal beyanı” da rızanın beyan edildiği mahkemeye yöneltilmelidir. Ancak evlat edinme ilişkisi sonuçlanmışsa, bu sebebe dayalı olarak “iptal davası” açmak gerekecektir.
Ana ve baba önceden verecekleri genel bi rıza ile sadece çocuğun evlat edinilebileceğini belirterek, henüz evlat edinecek kişi belli olmadan rıza beyanında bulunabilirler. Yapılan bu rıza beyanı evlat edinenler belirtilmemiş olsa dahi geçerlidir.
Ana ve baba, rızayı en erken çocuğun doğumundan itibaren “6 hafta” geçtikten sonra verebilirler. Bu süreden önce verilen rıza geçersizdir.
Ancak bazı hallerde ana ve babanın rızası aranmadan küçüğün evlat edinilmesi mümkündür. Mahkeme bu durumların varlığını tespit ederse rızaya gerek olmadığına karar verebilir. Bunlar:
- Ana babadan birinin ya da her ikisinin kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa,
- Ana babadan biri veya her ikisi, ayırt etme gücünden sürekli yoksun ise,
- Ana babadan biri veya her ikisi, küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yerine getirmiyorsa
Ana babadan birinin küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebiyle rızasının aranmaması halinde, bu konudaki karar kendisine yazılı olarak bildirilir.
Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi rızanın aranıp aranmamasına karar verir.
Koruyucu Aile Nedir?
Korunmaya muhtaç çocukların bakımı bu gibi korunma tedbirleri ile sağlanmaktadır. Çocukların sağlıklı bir şekilde yetişebilmesi, ancak aile ortamında sevgi, ilgi ve huzur ile büyümeleri halinde mümkün olacaktır. Bu amacı sağlayacak koruma tedbiri ise koruyucu aile bakımıdır. Koruyucu aile, mahkemece korunma kararı alınan çocuğun “geçici” veya “sürekli” olarak, ücretli veya gönüllü bir şekilde aile ortamında çocuğun bakımını, yetiştirilmesini gerçekleştirecek ailedir.
Çocuk bakıma, yardıma ve korunmaya muhtaç kişidir. Toplumu oluşturan bireylerin sağlıklı bir şekilde yetişebilmesi için çocukların beden, ruh, ve ahlak bakımından eğitilmesi, yetiştirilmesi gerekir. Çünkü toplum sürekliliği ve toplumun gelişebilmesi sağlıklı bireylerden oluşmasına bağlıdır. Tüm bu sebeplerle toplum bireylerini oluşturacak çocukların sağlıklı bir şekilde yetiştirilebilmesi için devlet, koruyucu aile tedbirini düzenlemiştir. Çocuğun ailesinin bulunmadığı ya da aile ortamında kalmasının mümkün olmadığı gibi durumlarda çocuk aile dışında korunacaktır.
Koruyucu Aile Olma Şartları Nelerdir?
Ülkemizde koruyucu aile olmak isteyen kişiler bazı şartları sağmalıdır. Bunlar;
- C. vatandaşı olmalıdır ve sürekli olarak Türkiye’de ikamet etmelidir,
- 25-65 yaş aralığında olmalıdır,
- En az ilkokul mezunu olmalıdır,
- Düzenli bir geliri bulunmalıdır,
- Evli-bekar veya çocuklu-çocuksuz herkes (çocuğun biyolojik anne-babası ya da vasisi dışındaki kişiler) koruyucu aile olabilir.
Koruyucu Aile Hizmet Bakım Türleri Nelerdir?
- Akraba veya Yakın Çevre Koruyucu Aile Modeli
Veli ya da vasi dışında kalan kan bağı bulunan akrabalar ya da çocuğun iletişim içinde olduğu veya tanıdığı bakıcı, komşu gibi yakın çevresinde olan kişi ve ailelerin sağladığı bakımdır.
- Geçici Koruyucu Aile Modeli
Acil koruma gereken ve henüz kuruluş bakımına yerleştirilmemiş ya da kendisi için planlanan hizmet modelinden çeşitli nedenlerle henüz yararlandırılmamış çocuklar için, eğitim alan ailelerce sağlanan, birkaç gün ile en fazla bir ay arasında değişen bakımdır.
- Süreli Koruyucu Aile Modeli
Öz ailesi yanına kısa sürede döndürülme imkanı bulunmayan ya da kalıcı olarak aile yanına yerleştirilemeyen çocuklara, kişi ve ailelerin sağladığı bakımdır.
- Uzmanlaşmış Koruyucu Aile Modeli
Özel zorlukları ve ihtiyaçları olan çocuklara yardımcı olabilecek lisans eğitimine sahip olan ve aldıkları eğitimler ile profesyonel düzeye gelmiş kişi ve ailelerin sağladığı bakımdır.
Koruyucu Ailede Süreç Nasıldır?
Bu durum Türk Medeni Kanunu’nun “Çocuğun Korunması” başlığı altında 347. maddesinde düzenlenmektedir. Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunur veya çocuk manen terk edilmiş halde kalırsa hakim, çocuğu ana ve babadan alarak bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirebilir. Hakimin burada yanına verdiği aile, koruyucu ailedir. Belirtmek gerekir ki çocuğun aile içinde kalması ailenin huzurunu onlardan katlanmaları beklenemeyecek derecede bozuyorsa ve durumun gereklerine göre başka da çare kalmamışsa, ana ve baba veya çocuğun istemi üzerine hakim aynı önlemleri alabilecektir.
Koruyucu Aile Olmak İçin Nasıl Başvuru Yapılır?
İkamet edilen ildeki Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne dilekçe ile başvurulabileceği gibi e-devlet ve ebasvuru.aile.gov.tr ineternet adresinden de başvuru yapılabilecektir.
Başvuracak olan kişi T.C. kimlik kartı fotokopisi, vesikalık fotoğraf, eğitim diploması fotokopisi, gelirlerini gösteren maaş bordrosu, adli sicil kaydı, koruyucu aile eğitimi almışsa eğitimi bitirdiğine dair evraklar ve sağlık raporu ile başvuru yapılacaktır. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na yapılacak bu başvuruda bakanlık tarafından başka belgeler de istenebilir. Her 2 yılda bir sağlık raporu ve adli sicil kaydı bakanlık tarafından tekrar istenmektedir.
Eşlerin 30 Yaşını Doldurmaları ve En Az 5 Yıldan Beri Evli Olma Şartı Sağlanmadan Birlikte Evlat Edinmeleri İle İlgili Yargıtay Kararı
- Yargıtay 2. H.D. 26/05/2005 Tarihli, 2005/5695 E., 2005/8245 Sayılı Kararında
“Dava ve hüküm tarihi itibarıyla davacı Nazan’ın otuz yaşını doldurmadığı, ayrıca davacıların en az beş yıldan beri evli olma koşulunu da taşımadıkları görülmüştür. Yasal şartın oluşmaması nedeniyle davacıların birlikte evlat edinebilmeleri mümkün olmamasına rağmen Türk Medeni Kanunu’nun 306. maddesi hükmüne aykırı olarak davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.”
Küçüklerin Evlat Edinilmesinde Ana ve Babanın Rızasının Aranmadığı Haller İle İlgili Yargıtay Kararı
- Yargıtay 2. H.D. 11/01/2018 Tarihli, 2017/4675 E., 2018/390 Sayılı Kararında
“Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davaya konu 2007 ve 2008 doğumlu çocukların iş bu davadan önce kesinleşen karar ile koruma altına alındıkları, anne ve babalarının boşandıkları, anne ve babanın çocuklara karşı ilgisiz ve ihmalkar davrandıkları, çocuklar hakkında evlat edinme işlemlerinin başlatıldığı ve bu kapsamda ailelerin yanına yerleştirildikleri, uzman raporunda çocukların ailelerine dönmeleri halinde travma yaşayacaklarının bildirildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan sebeple bu çocuklar yönünden de evlat edinmede ana-baba rızasının aranmamasına karar verilecek yerde, talebin reddi doğru görülmemiştir.”
Blog Yazılarımız: Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurma
Av. Tuğçe Çığlı
Av. Serhan Cantaş