Ecrimisil (haksız işgal tazminatı), taşınmaz üzerinde zilyetliği bulunmayan malik tarafından, dava konusu edilen taşınmazı bir hakka dayanmaksızın kullanan yani işgal eden kişiye karşı yöneltilen bir talep ve dava türüdür. Bu dava ile mahkemeden, haksız işgalin tespiti ve işgal tazminatının ifasına karar vermesi talep edilir.
Ecrimisil “mülkiyet hakkına” dayanmaktadır. Mülkiyet hakkı, bir kimsenin, başkasının hakkına zarar vermemek ve kanunların koyduğu, kayıtlamalara uymak şartı ile bir şey üzerinde dilediği şekilde kullanma, yararlanma ve tasarruf etme yetkilerini kapsar. Malikin mülkiyet hakkına yönelik her türlü ihlal, işgal niteliğini taşır. Malik mahkemeye başvurarak mülkiyet hakkına yapılan her türlü tecavüzün sona erdirilmesini talep edebilecektir.
Haksız işgal tazminatı, mal sahibinin zarara uğrayıp uğramadığı ve işgal edenin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın talep edilebilecektir.
Ecrimisil Davası Kim Tarafından Açılır?
Ecrimisil davasında davacı, taşınmazı haksız olarak işgal edilen veya taşınmazına haksız olarak el atılan malik veya asli ya da feri zilyedi olan gerçek veya tüzel kişidir. Aynı zamanda intifa hakkı sahibi gibi ayni hak sahibi, taşınmazı teslim alarak zilyet olan şahsi hak sahibi kiracı da dava açabilir.
Ecrimisil davasında davalı ise, taşınmazı haksız olarak kullanan veya taşınmazdan haksız olarak yararlanan gerçek veya tüzel kişidir. Kusurlu olup olmadığı aranmaksızın, bir malın zilyetliğini, malikin izni dışında eline geçiren, elinde tutan veya her ne şekilde olursa olsun bu malı kullanan veya tasarrufunda bulunduran gerçek veya tüzel kişidir.
Ecrimisil Davasının Şartları Nelerdir?
Ecrimisile ilişkin özel hukukta kanuni bir düzenleme yoktur. Bu sebeple yargı kararları ile ecrimisil davasının niteliği ve şartları belirlenmiştir. Ecrimisil davasının şartları;
- Haksız işgal olmalıdır,
- Taşınmazı işgal eden kişi kötüniyetli olmalıdır,
- Bu haksız işgal sonucu zarar meydana gelmelidir,
- Haksız işgal ile zarar arasında illiyet bağı olmalıdır.
Ecrimisil Davalarında Zamanaşımı
Ecrimisil davalarında, dava açılış tarihinden geriye 5 yıllık döneme ait ecrimisil bedeli talep edilebilecektir. Ecrimisil davaları 5 yıllık zamanaşımına tabi olup, bu 5 yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Örneğin; gayrimenkuldeki haksız kullanım 2000 yılından bugüne sürüyor ve davamızı 2022 yılının Haziran ayında açmışsak ancak 2017 yılı Haziran ayından sonrasına ait ecrimisil bedelleri talep edilebilecektir. Söz konusu 5 yıllık zamanaşımı sebebiyle bu dönemden önceki bedeller talep edilemeyecektir.
Zamanaşımı def’i niteliğinde olduğu için, mutlaka davalı tarafından ileri sürülmelidir, hakim tarafından re’sen dikkate alınmaz.
Ecrimisil Davasında İspat
Davacı haksız işgal bulunduğunu ispat ederek davalıdan tazminat talep edebilecektir. Haksız fiil benzeri olan ecrimisil davalarında ecrimisile hükmedilebilmesi için öncelikle davacının taşınmazın haksız olarak kullanıldığını ispat etmesi gerekmektedir. İspat herhangi bir şekle bağlı değildir.
Haksız işgalde bulunduğu iddia edilen taraf da böyle bir durumun olmadığını savunuyorsa iddiasını ispatla mükelleftir.
Zilyedin iyiniyetli ya da kötüniyetli oluşu maddi bir olaya ilişkin olması nedeniyle her olay ve duruma göre mahkemece ayrı ayrı değerlendirilecektir. Kural olarak iyiniyetin varlığı asıl olması sebebiyle aksini iddia eden davacı bunu ispat edecektir.
İntifadan Men Nedir?
Bir paydaş ya da ortağın hakkından fazlasını işgal eden diğer paydaşın ya da ortağın, fazladan işgal ettiği yerin kullanımına itiraz etmesi, söz konusu kullanımı engellemesine intifadan men denilmektedir. İntifadan men şekle tabi değildir sözlü ya da yazılı şekilde yapılabilecektir. Ancak intifadan men şartının yazılı olması ispat açısından kolaylık sağlayacaktır.
Paydaşlar kural olarak intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. Paydaşlar arasında görülen davalarda intifadan men koşulu bir dava şartıdır. Bu hususun ispatı davacıya aittir. İstisnai haller saklı olmak üzere, paylı mülkiyette kural olarak paydaşların taşınmazı kullanan diğer paydaştan ecrimisil talep edebilmeleri için, taşınmazı kullanan paydaşın intifadan men edilmesi gerekir. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır.
İntifadan men yemin dahil her türlü delille ispatlanabilir. Bu koşul dava şartı olduğundan gerçekleşip gerçekleşmediği mahkemece re’sen araştırılarak saptanması gerekir.
Aşağıdaki hallerde intifadan men koşulu aranmaz:
- Davaya konu taşınmazın kamu malı olması,
- Ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (iş yeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal gelir elde edilen yerlerden olması,
- Paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi,
- Paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması,
- Davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması,
- Taşınmazın getirdiği ürün itibariyle, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut başlı başına gelir getiren işletmelerin işgal edilmesi.
Sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir.
Belirtmek gerekir ki miras kalan taşınmazı, mirasçılardan biri kullanıyorsa ecrimisil talebinde bulunabilmek için intifadan men yapılmalıdır. Bu taşınmazdan elde edilecek kira bedelini, hak sahibi olan diğer mirasçı ya da mirasçıların taşınmazı kullanan mirasçıdan istemesi yani bildirmesi gerekmektedir. Aksi takdirde ecrimisil talebinde bulunulamayacaktır.
Ecrimisil Faiz Hesabı
Faiz asıl alacağa bağlıdır. Sözleşmeden, kanundan veya mahkeme kararından kaynaklanabilir. Asıl alacağın ödenmesi veya bir başka nedenle sona ermesi halinde faiz alacağı da sona ermiş sayılır.
Ecrimisil davalarında ancak yasal faiz talep edilebilir. Faiz talebi yoksa faize hükmedilmez. Burada haksız işgalin başladığı tarihin belirlenmesi önem arz edecektir. Bunun sebebi ecrimisil talebine alacağın doğum tarihi itibariyle faiz işletilebilmesidir. Ecrimisil taleplerine kötüniyetli işgal anından itibaren kanuni temerrüt faizi işletilir. Yani dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi zorunlu değildir. Her yıl için belirlenen ecrimisil bedeline, o yılın dönem sonundan itibaren yasal faiz yürütülmesi gerekecektir.
Ecrimisil Davasında İhtar
Açılacak ecrimisil davasından önce haksız işgalde bulunan kimseye ihtar çekme zorunluluğu yoktur. Ancak davacılar bazı durumlar sebebiyle dava açmadan önce ihtar çekmektedir. Bunun sebebi davalının ödeyeceği ecrimisil bedelinin faizinin, dava açma tarihinden itibaren değil ihtarın çekildiği tarihten itibaren başlamasını sağlamaktır. İhtarın çekilmemiş olması davanın reddi sonucunu doğurmayacaktır. Davacı ihtar çekmese dahi ecrimisil talebinde bulunabilecektir.
Ancak müşterek paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyetinde ihtar çekilmesi aranacaktır. Buna intifadan men koşulu denir. Mirasbırakandan mirasçılara geçen ya da müşterek mülkiyete tabi mallar bazı mirasçılar ya da ortaklar tarafından kullanılıyor olabilir. Taşınmazı kullanan ya da malları kullanan bu kişilere ecrimisil davası açmadan önce ihtar çekilmesi gerekmektedir. İhtar herhangi bir şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü şekilde yapılabilir.
Ecrimisil Hesabı Nasıl Yapılır?
Ecrimisil hesaplanırken en az kira geliri ve en çok tam gelir yoksunluğuna göre hesaplama yapılacaktır. Ecrimisilin kapsamını;
- Haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu taşınmazda oluşan eskime, yıpranma, hasar şeklinde oluşan olumlu zarar,
- Malik ya da zilyedin yoksun kaldığı kar ve uğradığı maddi zarar,
- Kullanmadan kaynaklanan olumlu zararlar oluşturacaktır.
Ecrimisil Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın ecrimisile ilişkin davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu (haksız işgalin yapıldığı) yer mahkemesidir. Ecrimisil davaları taşınmazın aynına ilişkin bulunmadığından kesin yetki kuralı uygulanmaz. Bu nedenle, ecrimisile ilişkin davalarda yetki kamu düzenine ilişkin olmayıp, yetki itirazı ancak ilk itiraz olarak ileri sürülebilir. Davalı ilk itirazını davanın başında, esasa cevap süresi içerisinde ileri sürebilir.
Ecrimisil Bedelinin Tespiti İle İlgili Yargıtay Kararı
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 04/03/2015 Tarihli, 2013/3-1640 E., 2015/898 Sayılı Kararında
“…Ecrimisil, kötüniyetli şagilin ödemek durumunda olduğu tazminat miktarı olup, en azı kira geliri, en çoğu da tam gelir kaybıdır. Bunun için işgal edilen taşınmazın emsal taşınmazların kira bedelleri ile kıyaslanması da yapılmak suretiyle getirebileceği kira bedelleri ile kıyaslaması da yapılmak suretiyle bilirkişilere hesap ettirilerek mahkemece bir sonuca varılmalıdır…”
Ecrimisilde Faiz İle İlgili Yargıtay Kararı
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 26/09/2001 Tarihli, 2001/1-614 E., 2001/644 Sayılı Kararında
“… Hükmedilen ecrimisin yasal faizine ecrimisile başlangıç yapılan tarihe göre hükmedilmesi gerekirken dava tarihinin esas alınması doğru değildir. Davacı idarenin ecrimisil yasal faizine başlangıç alınacak tarih yönünden ileri sürdüğü temyiz itirazı yerindedir…”
Ecrimisilde Kira Gelirinin Tespiti İle İlgili Yargıtay Kararları
- Yargıtay 3. H.D. 2010/3263 E., 2010/6635 Sayılı Kararında
Kira gelirinin hesabında; ecrimisil istenen ilk dönemde taşınmazların mevcut durumu itibariyle (kullanıcı tarafından iyileştirilmeden önceki haliyle) kiraya verilmesi halinde serbest koşullarda getirebileceği aylık ve yıllık kira bedeli tarafların sunacağı veya res’en bulunacak emsel yerlerle benzer ve farklı yönleri karşılaştırılarak hesaplanmalı…”
- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2006/ 10798 E., 2006/11835 Sayılı Kararında
“Mahkemece yapılacak iş, benzer nitelikteki yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirilerek yeniden oluşturulacak bilirkişiler (inşaat, avukat, emlakçı) marifetiyle inceleme yapılmak suretiyle taşınmazın konumu, mevcut kullanım durumu ve kullanıma elverişliliği (davalı tarafından yapıldığı öne sürülen iyileştirmeler dikkate alınmaksızın) işgal tarihindeki ecrimisil miktarını belirlemek ve alınacak rapor doğrultusunda karar vermek olmalıdır.”
- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2007/ 1215 E., 2007/1950 Sayılı Kararında
“Ecrimisil davalarında istenebilecek ecrimisil miktarı en azı kira parası en çoğu da tam gelir yoksunluğudur.
Somut olayda; bilirkişi raporunda emsal değerlendirilmesi yapılmadan bedel belirlenmiş olup, 2002 yılı için kesinleşen aylık ecrimisil miktarına TEFE uygulanarak gelinmiş ise de, günümüz ekonomik koşulları ve taşınmazın özellikleri dikkate alındığında bu bedel oldukça düşük bulunmuştur.”
- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2006/ 9623 E., 2006/16440 Sayılı Kararında
“…murislerine ait eşyaların bulunduğu dairenin… bu haliyle getirebileceği kira bedelini belirlemek, saptanacak bedelden davacıların hisselerine düşen miktarın hesaplanarak davalıdan tahsili cihetine gidilmek…”
İntifadan Men Koşulunun Gerçekleşmesi İle İlgili Yargıtay Kararı
- Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 2018/ 15022 E., 2018 / 19947 Sayılı Kararında
“3024 ada 19 parsel üzerindeki murise ait bağımsız bölümün murisin ölümünden davanın açıldığı tarihe kadar geçen sürede tamamının davalı kullanımında olduğu sabittir. Yine yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, davalıya karşı intifadan men koşulu sağlanmamıştır. Şöyle ki; dava konusu taşınmaz niteliği itibariyle kiraya verilecek taşınmaz niteliğinde olsa da somut olayda DAVALI PAYDAŞ TAŞINMAZIN TAMAMINI BİZZAT KENDİSİ KULLANDIĞINDAN VE KİRAYA VERMEDİĞİNDEN GEREKÇEDE BELİRTİLDİĞİ GİBİ İNTİFADAN MEN KOŞULUNUN İSTİSNALARINDAN OLAN KİRA GELİRİ GETİREN KONUT NİTELİĞİNİ TAŞIMAMAKTADIR. Yine dosya içerisinde yapılan incelemede taraflar arasında dava konusu taşınmaza ilişkin olarak açılmış ve karara bağlanmış bir ortaklığın giderilmesi davası mevcut bulunmaktadır. Bu dava nedeniyle intifadan men koşulunun sağlandığı düşünülse de ortaklığın giderilmesi davası iş bu davanın sulh hukuk mahkemesinde açıldığı tarih olan 10.07.2009 tarihinde açılmış olup yine intifadan men koşulunun sağlanabilmesi için, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmesi gerektiğinden intifadan men koşulunun sağlandığı kabul edilemez. Dolayısıyla mahkemece 3024 ada 1 parsel üzerindeki bağımsız bölüm yönünden intifadan men koşulu sağlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”
İntifadan Men Koşulunun Her Türlü Delille İspat Edilebileceği İle İlgili Yargıtay Kararı
- Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2012/ 10896 E., 2012 / 15933 Sayılı Kararında
“Dava konusu edilen ev için intifadan men koşulu gerekmekte ise de; yargılama sırasında dinlenen tanıklar; davacının babası ölmeden 2007 yılı Temmuz ayı içinde mirasçıların bir araya gelerek kendilerine kira ödenmemesi nedeniyle dava konusu yerlerin satılması konusunda protokol düzenlediklerini, bir hafta sonra davacının babasının öldüğünü, cenaze sonrası yapılan toplantıda, bütün mirasçıların biraraya gelerek gayrimenkullerin satılması konusunda taleplerini davalıya ilettiklerini, davalının oteli kendisi işlettiği için bu gayrimenkulün satışına taraftar olmadığını, toplantıda davacının pay almak istediğini dile getirdiğini, davalının davacının talebini kabul ettiğini, 2008 yılında Ağustos ayı içinde tarafların İstanbul’da bir görüşme daha yaptıklarını, bu görüşmede davalının davacıya aylık 2.000,00 TL para vermeyi taahhüt ettiğini, birkaç ay para gönderildiğini, daha sonra ödeme yapılmadığını ifade ettikleri için davacının usulüne uygun şekilde intifadan men şartının oluştuğunu ispat ettiği anlaşılmıştır.”
İntifadan Men Koşulun Aranmayacağı Durumlar ve Ecrimisil Bedelinin Hesaplanma Tarihi İle İlgili Yargıtay Kararı
- Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 2020/ 4762 E., 2021 / 4605 Sayılı Kararında
“Davacılar vekili, dava konusu 295, 1014, 1015 ve 1131 parsel sayılı taşınmazların, tarafların yakın murisi Süleyman Yıldız’dan miras olarak kaldığını, taşınmazları davalının kullandığını ve vekil edenlerine herhangi bir ödeme yapmadığını beyanla 50.000 TL ecrimisilin davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, vekil edeninin 1975 yılından itibaren taşınmazlar üzerindeki ağaçları dikip yetiştirdiğini, masraflarını karşıladığını ve mahsulü aldığını, davacıların bu duruma bir itirazlarının olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Ecrimisile konu edilen taşınmazlar tapuda taraflar adına kayıtlıdır. Paydaşlar (kural olarak) intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. Bu koşul dava şartı olması nedeniyle kendiliğinden gözetilir.
Ancak, bu kuralın birtakım istisnaları vardır ki bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın fındıklık, çayır gibi (kendiliğinden) doğal ürün veren ya da hukuksal semere getiren işletme, fabrika gibi yerlerden olması, ya da paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılmış bulunması halleridir.
Bu ayrık durumlarda intifadan men koşulu aranmaz. Sözü edilen davaların açılmış olması durumunda ise, o dava dilekçesinin davalı paydaşlara tebliğ edildiği tarihten sonrası için intifadan men koşulu gerçekleşmiş sayılır.
Dosyanın incelenmesinden, davacıların Halfeti Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/270 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ortaklığın giderilmesi davası açtığı anlaşıldığından, bahsi geçen davada dava dilekçesinin davalıya tebliği tarihinden itibaren hesaplanacak ecrimisilin davalıdan alınmasına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.”
Ecrimisilde Masrafların Talep Edilmesi İle İlgili Yargıtay Kararları
- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2012/5626 E., 2012/9893 Sayılı Kararında
“Dava dilekçesinde 7.000 TL ecrimisilin, ıslahla 35.655.52 TL faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı (k.davacı) (K.Ü.) ile davacı (karşı davalı) (R.Ü.) tarafından temyiz edilmiştir. Davalı- karşı davacı (K.Ü.), 6017 ada 35 parseldeki mesken için faydalı ve zaruri masraflar yaptığını, bunun davacı-karşı davalı (R.Ü.)’dan tahsilini istemiştir. Mahkemece 500,00 TL faydalı ve zaruri masrafın tahsiline karar verilmiştir. Taşınmazda halen davalı-karşı davacı (K.Ü.)’ın ikamet ettiği anlaşılmaktadır. Davalının taşınmazı tahliye etmeden yapmış olduğu faydalı ve zorunlu giderleri talep edemeyeceği dikkate alınmadan bu giderlerin hüküm altına alınmış olması da ayrı bir bozma nedenidir.”
- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2014/18059 E., 2015/11004 Sayılı Kararında
“Davacının giderler yaptığını iddia ettiği taşınmaz halen kendisinin zilyetliğinde (elinde) bulunmaktadır. O halde mahkemece davacının yaptığı iyileştirmelere yönelik isteminin, sebepsiz zenginleşme olgusunun henüz gerçekleşmediği, davacının dava hakkı doğmadığı nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken”
Blog Yazılarımız: Alacağın Temliki Nedir? Alacağın Devri Nedir?
Av.Tuğçe Çığlı
Av. Serhan Cantaş