DOLANDIRICILIK SUÇU VE CEZASI
GİRİŞ
Bu suçla fail bir kimseyi hileli davranışlarla aldatıp onun veya bir başkasının zararına olarak kendisinin veya üçüncü bir kişinin malvarlığına ilişkin bir yarar elde etmektedir.
Dolandırıcılık suçu ile korunan hukuksal yarar mal varlığıdır. Bu suç genel kastla işlenebilecektir. Kastın, hem hileli davranışa, hem bunun sonucunda mağdurun hataya düşürülmesine hem de haksız yarar sağlamaya yönelik olması gerekir.
DOLANDIRICILIK SUÇUNUN ŞARTLARI NELERDİR?
1) Hileli Davranış
Hile, başkasının iradesi üzerinde etki meydana getiren ve onu hataya düşürücü her türlü davranıştır. Gerçekleşmeyeni gerçekleşmiş, gerçekleşmişi gerçekleşmemiş gibi göstermek veya gerçekleşmiş olan bazı unsurlar ekleyerek onu olduğundan farklı göstermek gibi durumlarda hile vardır. Bu şekilde gerçek gizlenmekte veya olduğundan farklı gösterilmekte, bunun sonucunda da kişinin iradesi sakatlanmakta ve bu yüzden de hilenin muhatabı rıza göstermeyeceği bir konuya rıza göstermektedir veya yapmayacağı şeyi yapmaktadır.
Başkasının iradesi üzerinde etkide bulunmaksızın yalnızca olguları değiştirmek veya objeleri manipüle etmek hilenin kabulü için yeterli olmayacaktır. Hilenin mutlaka açık veya örtülü bir beyanla ortaya konmasına gerek yoktur.
Dolandırıcılık suçunun oluşması için gerçek bir kişiye yönelik hileli davranış olmalıdır.
2) Aldatma
Dolandırıcılık suçunun oluşması için failin hileli davranışlarla muhatabını aldatmış olması gerekecektir. Aldatma mağdurun olaylar hakkında gerçeğe uygun olmayan iradesini ifade eder. Aldatılan kişi, fail tarafından ileri sürülen olguları gerçek sanmalı veya en azından gerçeğe uygun olma olanağından hareket etmelidir.
Mağdurun aldatıldığından söz edilebilmesi için içine düştüğü hatalı iradenin, failin başvurduğu hileli davranışın sonucunda olması gerekir. Belirtmek gerekir ki hileli davranış ile mağdurun aldanması arasında neden-sonuç ilişkisi bulunmalıdır. Karşı tarafın içine düştüğü hatalı iradenin nedeni, fail tarafından başvurulan hileli davranışlar olmalıdır.
Mağdur esasen hatalı bir iradeye sahip ise, bu hatanın güçlendirilmesi, artırılması veya en azından uzatılması da hataya düşürme olarak kabul edilecektir.
3) Zarar
Failin hileli hareketi sebebiyle aldatılan muhatap, sakatlanmış irade ile bir tasarrufta bulunur ve bu tasarruf sonucunda kendisinin veya üçüncü bir kişinin malvarlığında zarar meydana gelir. Zarar bizzat aldatılan kişide ortaya çıkmış olabileceği gibi üçüncü kişide de ortaya çıkabilir.
Dolandırıcılık suçu anlamında zarar malvarlığına ilişkin olmalıdır. Malvarlığı, bir kişinin sahip olduğu ve hukuk düzeninin koruması altında bulunan ekonomik değerlerin tümüdür. Yargıtay da zararı “nesnel kişisel ölçütler göz önünde bulundurularak belirlenecek ekonomik zarar” olarak kabul etmiştir. (YCGK 14.02.2017, 15-419/66)
Dolandırıcılık suçunda zararın malvarlığına ilişkin olması gerektiği için , duygusal veya manevi yönden uğranılan zararlar dolandırıcılık suçunu oluşturmaz. Zarardan söz edilebilmesi için malvarlığının değerinde bir azalma meydana gelmesi gerekir. Bu azalma aktif ya da pasifte bir artma şeklinde gerçekleşebilir. Ayrıca gerçekleşeceği muhakkak olan bir kardan yoksun bırakma da bu kapsamda olacaktır. Ancak belirtmek gerekir ki “ilerde oluşabilecek muhtemel zarar” bu kapsamda değildir.
4) Haksız Yarar
Söz konusu yarar malvarlığına ilişkin olmalıdır. Aldatılan kişi tarafından gerçekleştirilen tasarrufun konusunu malvarlığına ilişkin her türlü hak ve yarar oluşturur. Yarar, doğrudan doğruya zarar gören kişinin mal varlığından elde edilmiş olmalıdır. Yararı bizzat fail elde etmiş olabileceği gibi, bir başkası da elde etmiş olabilir. Yararın sağlandığının kabul edilebilmesi için suç konusunun mülkiyetinin faile ya da üçüncü bir kişiye geçmiş olması şart değildir, bir maldan geçici olarak yararlanma olanağı da yarar sayılacaktır.
NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇUNUN UNSURLARI VE ŞARTLARI
Nitelikli dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesinde düzenlenmektedir. TCK m. 158’de cezanın alt ve üst sınırı 3-10 yıldır. Ayrıca beşbin güne kadar adli para cezasına hükmolunacaktır. Cezanın tayininde dikkat edilmesi gereken husus her ne kadar m.158/1’deki nitelikli haller kendi aralarında seçimlik olsa da TCK m. 158/1 hükmünün (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan nitelikli hallerde hapis cezasının alt sınırı “dört yıldan”, adli para cezasının miktarı “suçtan elde edilen menfaatin iki katından” az olamaz. Birden fazla nitelikli hal birlikte gerçekleşirse, bu nitelikli hallerden birinin cezası fazla ise o bende göre hüküm kurulacaktır.
Nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşması için, dolandırıcılık teşkil eden fiillerin şu şekilde işlenmesi gerekir:
- Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
- Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
- Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
- Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
- Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
- Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
- Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
- Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
- Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
- Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
- Sigorta bedelini almak maksadıyla, İşlenmesi halinde,
Aşağıda dolandırıcılık suçunun nitelikli halleri ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.
Dinî İnanç ve Duyguların İstismar Edilmesi Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK madde 158/1-a)
Bu nitelikli halin gerçekleşmesi için failin, karşı tarafın “dinsel inanç ve duygularını istismar” etmesi gerekir. Burada dinin aldatma aracı olarak kullanılmalı ve bu şekilde hile ile haksız bir yarar elde edilmelidir.
Yargıtay’a göre dinsel inanç ve duyguların istismarı şu şekilde nitelendirilmiştir. “Dinin bir topluluğun sahip olduğu kutsal kitap, peygamber ve yaratıcı kavramlarını da içinde bulunduran inanç sistemi ve bu sisteme bağlı olarak yerine getirmeye çalıştığı ahlaki kurallar bütününü ifade ettiği, dini inancın, belirli bir dine mensup olup dine inanan kişinin duyguları olduğu, bir insanın dini inanç ve duyguları ile doğup büyüdüğü, terbiyesini aldığı ailesi, çevresi ve içinde bulunduğu toplum arasında çok sıkı bir ilişki bulunduğu, bu nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi ve suçun oluşabilmesi için, dini kurallara bağlı olanların önem verdiği değerler, dini inanç ve duyguların aldatma aracı olarak kötüye kullanılması ve bu suretle gerçekleştirilen hile ile haksız bir yarar da sağlanmış olması gerektiği açıklanmıştır. (YCGK, 15.09.2015, 399/272)
Bu bakımdan muskacılık, üfürükçülük, cami yaptırma bahanesi gibi faaliyetler sonucu karşı taraftan menfaat elde edilmesi bu bent kapsamına girer. Bu faaliyetlerin dinin orjinal bünyesinde bulunması gerekmez. Batıl inançlardan yararlanılması da bu nitelikli hal kapsamına girecektir.
Kişinin İçinde Bulunduğu Tehlikeli Durum veya Zor Şartlardan Yararlanmak Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK madde 158/-b)
Nitelikli halin uygulanabilmesi için karşı tarafın zor veya tehlikeli bir durum içinde bulunması gerekir. Aslında böyle bir durum yokken, hile ile mağdurun böyle bir durumda olduğuna inandırılması halinde nitelikli hal uygulanmayacaktır.
Bu halin nitelikli hal sayılmasının sebebi bu koşullar altındaki bir kişi başkalarına güvenmeye daha muhtaçtır ve aldatılması daha kolaydır. Bu hallere doğal bir afetin, trafik kazasının, kendisinin veya yakınının maruz kaldığı bir hastalığın mağduru olan, evi yanan kimsenin dolandırılması örnekleri verilebilecektir. Yargıtay da zor şartların neler olabileceğini kararında belirtmiştir. (Yar. 11. CD. 24.01.2007, 7999/134)
Bu durum ve koşullardan yararlanma halinde nitelikli hal gerçekleşecektir, ayrıca aldatılan kişinin ne şekilde bu duruma geldiği önemsizdir.
Kişinin Algılama Yeteneğinin Zayıflığından Yararlanmak Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK madde 158/1-c)
Nitelikli halin gerçekleşmesi bakımından karşı tarafın yaş küçüklüğü, aşırı yaşlılığı, akıl zayıflığı ve sarhoşluğu gibi nedenlerle algılama yeteneğinin zayıflamış olması gerekir. Karşı tarafın fail tarafından böyle bir duruma düşürülmüş olması gerekmediği gibi bu durumun ortaya çıkmasında karşı tarafın bir kusurunun bulunup bulunmadığı da önem taşımayacaktır. Nitelikli halin gerçekleşmesi, karşı tarafın algılama yeteneğinin “zayıflamış” olması koşuluna bağlıdır.
Algılama yeteneğinin zayıflığı tıbbi bir mesele olduğundan, bu hususun tam teşekküllü bir devlet hastanesinden veya Adli Tıp Kurumunun ilgili ihtisas dairesinden görüş alınarak tespiti gerekecektir.
Kamu Kurum veya Kuruluşlarının, Kamu Meslek Kuruluşlarının, Siyasal Parti, Vakıf veya Dernek Tüzel Kişiliklerin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK madde 158/1-d)
Kamu kurumu, devlet tüzel kişiliğini, il özel idarelerini, belediyeleri, köyleri, üniversiteleri, YÖK’ü, TRT’yi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumunu, katma bütçeli kuruluşları kapsamaktadır. Her ne kadar bentte “kamu meslek kuruluşlarından” söz edilmekte ise de bununla anlatılmak istenen “kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları”dır. Kamu meslek kuruluşu, eczacılar odası, tabip odası, baro gibi belli bir mesleğe mensup olanların ortak gereksinimlerini karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlerine uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan kamu tüzel kişilikleridir. (Any. m. 135)
Bentte sayılan bu kuruluşların “araç” olarak kullanılması nitelikli halin gerçekleşmesi için yeterli olup, ayrıca suçtan zarar görmüş olmaları gerekmemektedir. Nitelikli halin uygulanması bakımından söz konusu tüzel kişiliğin yerel veya üst örgütlerinin suçta araç olarak kullanılmış olması önem arz etmeyecektir.
Kamu Kuruluşlarının Zararına Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK madde 158/1-e)
Zarar görenin bir kamu kurum veya kuruluşu olması durumunda nitelikli hal uygulama alanı bulacaktır. KİT’ler de bu nitelikli halin kapsamı içindedir. Yargıtay’a göre, “nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum veya kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekmektedir. Zarar vermek, kamu kurum veya kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak ya da bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir.”
Bir kimsenin haketmemesine rağmen, yalan beyanda bulunarak devletten burs alması, SGK’dan yapılmayan ilaç masraflarının tahsil edilmesi gibi durumlar bu nitelikli hale örnek olarak gösterilebilir.
Bilişim Sistemlerinin, Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık (TCK madde 158/1-f)
Hileli davranışların gerçekleştirilmesinde banka veya kredi kurumlarının “araç” olarak kullanılması, suçun işlenmesinde sağladığı kolaylık nedeniyle nitelikli hal olarak sayılmıştır. Bu bentte iki ayrı nitelikli hale yer verilmektedir. Bunlardan ilki suçun “bilişim sistemlerinin” ikincisi ise “banka ve kredi kurumlarının” suçta araç olarak kullanılmasıdır.
Kişilerin sosyal medya hesaplarını hacklemek suretiyle, listesinde kayıtlı bulunan kullanıcılarla o kişiymiş gibi temasta bulunarak onlardan maddi menfaat temin etmek son zamanlarda sık karşılaşılan sorunlardandır. Bu bilişim sisteminin araç olarak kullanılmasıyla nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşmasına yol açacaktır.
Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması durumunda cezada artırıma gidilmesinin nedeni ise Yargıtay’a göre fiilin kandırıcı niteliğinin daha fazla olmasıdır. Nitelikli halin oluşması bakımından banka veya kredi kurumlarının mal varlıklarının suçtan zarar görmüş olması aranmaz, bunlar belirli bir kişiye karşı hilenin gerçekleştirilmesinde sadece araç olarak kullanılmaktadır. Kurumların araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için de dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması ve üçüncü kişilerin zararına haksız bir çıkar elde edilmesi ya da banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir.
Bankanın ya da kredi kurumunun maddi varlıklarından kasıt, bunlara ait olan evrak, çek, banka cüzdanı, teminat mektubu gibi şeylerin fail tarafından suçun işlenmesinde kullanılmasıdır. Bankanın sadece ödeme aracı olarak kullanılması durumunda nitelikli hal oluşmayacaktır.
Nitelikli halin uygulanabilmesi için “gerçek kişinin” aldatılmış olması gerekmektedir.
Basın Yayın Araçlarının Sağladığı Kolaylıktan Yararlanmak Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK madde 158/1-g)
Bu nitelikli halin gerçekleşmesi için basın ve yayın araçlarının suçun işlenmesinde özel bir kolaylık sağlamış olması şarttır. Failin basın mensubu olması gerekmez.
Yargıtay, nitelikli halin uygulanması için bir takım şartlar aramaktadir. “Failin, yarar sağlamak için gerçek olmayan bir durumu basın organında haber ya da reklam olarak yayınlatması ve bunu mağduru aldatmada kullanması halinde basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu işlemiş olacaktır. Bu anlamda gazeteler ve televizyonlar gibi görsel ve yazılı basın ve yayın araçlarının sağladığı ilan, program, haber içerikleri vb. suça konu edilebilmekte, kişiler kolaylıkla aldatılabilmektedirler.”
Tacir veya Şirket Yöneticisi Olan ya da Şirket Adına Hareket Eden Kişilerin, Kooparatif Yöneticilerinin Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK madde 158/1-h)
Burada iki ayrı nitelikli hale yer verilmiştir.
- Suçun tacir veya şirket yöneticisi veya şirket adına hareket eden bir kişi tarafından ticari faaliyet sırasında işlenmesi halinde nitelikli hali oluşacaktır. Ticari faaliyetten kasıt ticari işlerdir. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller bu kapsamdadır. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, sanığın adına hareket ettiği şirketin gerçekten var olması gerekmektedir.
- Suçun kooperatif yöneticileri tarafından kooperatif faaliyetleri kapsamında işlenmesi halinde de suçun nitelikli hali oluşur.
Serbest Meslek Sahibi Kişilerin İşlediği Nitelikli Dolandırıcılık (TCK madde 158/1-i)
Kendi nam ve hesabına, mesleğin gerektirdiği etik kurallara uygun olarak çalışması gereken kişilerin, toplumda kendilerine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlemeleri hali nitelikli dolandırıcılık suçu olarak düzenlenmiştir. Suçun herhangi bir meslek sahibi tarafından işlenmesi nitelikli halin uygulanması için yeterlidir.
Nitelikli halin uygulanması için dolandırıcılık suçunun belirtilen kişiler tarafından meslek ve görevlerini yaptıkları sırada suçun işlenmiş olması gerekir. Suçun yalnızca mesleğin yapıldığı sırada işlenmiş olması nitelikli halin uygulanması için yeterli değildir, ayrıca mesleğin sağladığı güvenin de kötüye kullanılmış olması gerekir. Örneğin; avukatın olmayan masrafları göstererek müvekkilinden tahsil etmesi.
Failin serbest meslek mensubu olması ve suçu da mesleği gereği kendisine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle suçu işlemesi gerekir.
Banka veya Diğer Kredi Kurumlarınca Tahsis Edilmemesi Gereken Bir Kredinin Açılmasını Sağlamak Maksadıyla Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK madde 158/1-j)
Esasen kredi verme yetkisi olmayan bir kişi veya kurumdan hile kullanarak kredi tahsis edilmesinin sağlanması nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturmaz. Nitelikli halin uygulanabilmesi için “banka” ve “ diğer kredi kurumları”nın suçtan malvarlığı bakımından zarar gören konumunda olması gerekmektedir.
Diğer kredi kurumları kavramına 1581 Sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu uyarınca ortaklarına kredi verme yetkisine sahip olan tarım kredi kooperatiflerinin ve bunların bölge birlikleri girmektedir.
Nitelikli halin uygulanabilmesi için aynı zamanda fail söz konusu kurumlarca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama özel kastıyla hareket etmiş olmalıdır. Krediyi alan kişinin, kredi tahsis etmekle görevli olan kişilere hileli bazı davranışta bulunması gerekir.
Sigorta Bedelini Almak Amacıyla Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK madde 158/1-k)
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için öncelikle sigorta şirketinin suçtan zarar gören durumunda olması gerekir. Failin sigorta bedelini almak özel kastıyla hareket etmesi gerekmektedir.
Bu nitelikli hal her türlü sigorta için uygulanabilir. Sigortanın türü hayat veya mal sigortası olabilir. Failin sigorta edilen ya da sigorta bedelini alacak kişi olması gerekmez.
Haksız yere sigorta bedelini almak amacıyla failin başvurduğu hileli davranışlara; trafik kazasında hasarın olduğundan fazla gösterilmesi, yangın çıkarılması, trafik kazasına karışan alkollü araç sürücüsünün kendi yerine başka birini oturtarak tutanağı o şekilde tanzim ettirmesi, tek başına yapılan kazanın iki taraflı yapılmış gibi gösterilmesi suretiyle sigorta şirketine başvurulması, hayat sigortası almak için hayatta olan birinin ölmüş gibi gösterilmesi örnek gösterilebilir.
Kamu Görevlisi, Banka, Sigorta veya Kredi Kurumları İle İrtibatı Olduğunu Söyleyerek Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK madde 158/1-l)
Kişinin kendisini kamu görevlisi, banka veya sigorta ya da diğer kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum veya kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle işlenen fiiller nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacaktır. Son zamanlarda haberlere sıklıkla yansıyan kendilerini polis, hakim, savcı veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtan kişilerin , telefonla ulaştıkları mağdurları söyledikleri hikayelere inandırarak önemli miktarlarda haksız menfaat temin eden kişilere karşı bu nitelikli hal uygulanacaktır.
Mağdurlara ait olup önceden temin edilen bazı kişisel bilgileri kullanan suç failleri, mağdurlarda güven oluşturmaktadır. Eylemlerini çoğunlukla telefon gibi iletişim vasıtalarıyla gerçekleştirdiklerinden mağdurların denetim imkanı da büyük ölçüde kısıtlanmaktadır.
Kamu Görevlileriyle İlişkisi Olduğundan Bahisle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK madde158/1-m)
Belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak başkasından menfaat temin eden kişi, dolandırıcılık suçunun nitelikli halinden cezalandırılacaktır. Temin edilen menfaatin iki koşula dayanması gerekir. Bunlar:
- Failin, kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğunu ya da onların nezdinde hatırı olduğunu ileri sürmelidir.
- Belirli bir işin gördürüleceğinin vaat edilmesi gerekir.
Yargıtay’a göre de failin genel ve soyut olarak, kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğunu ya da onların nezdinde hatırı olduğunu söylemesi yeterli görülmemekte, belirli veya belirlenebilir ve somut bir kimsenin isminin belirtilmesi aranmaktadır.
Failin kendisini gerçeğe aykırı olarak üst düzey kamu görevlisi olarak tanıtarak muhatabını kandırması halinde bu nitelikli hal uygulanmaz.
Üç veya Daha Fazla Kişi Tarafından Birlikte İşlenmesi veya Suç İşlemek İçin Teşkil Edilmiş Bir Örgütün Faaliyeti Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK madde 158/1-n)
- İlk nitelikli hale göre; üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için en az üç kişinin müşterek fail sıfatıyla hareket etmesi gerekecektir.
- İkinci nitelikli hale göre; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde ceza bir kat artırılır.
Dolandırıcılık Suçunda Daha Az Ceza Verilmesini Gerektiren Haller Nelerdir?
Dolandırıcılık suçunda daha az ceza verilmesini gerektiren hal, Türk Ceza Kanunu m. 159’da düzenlenmiştir. Maddede de belirtildiği üzere suçun, “bir hukuksal ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla işlenmesi” halinde cezada indirim yapılacaktır. Ayrıca bu durumda kovuşturmanın yapılabilmesi için mağdurun şikayeti aranacaktır.
Tahsil edilen alacağın faile ait olması gerekmez. Alacağın hukuki ilişkiye dayanması gerektiği için, haksız fiilden veya sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan bir alacağın tahsili için hileli davranışlara başvurulması durumunda TCK. m. 159 uygulanmayacaktır.
Belirtmek gerekir ki suçun olası kastla işlenmiş olması halinde cezada indirim yapılacaktır.
Dolandırıcılık Suçuna Teşebbüs Mümkün Müdür?
Dolandırıcılık, başkasının zararına olarak failce kendisine veya başkasına haksız yarar elde edildiği anda tamamlanır. Hileli davranışlara başvurulmuş olmasına rağmen karşı taraf aldanmamış olabilir. Hileli davranış objektif olarak kandırabilecek nitelikte olmasına rağmen karşı taraf aldanmamışsa suç teşebbüs aşamasında kalmış olacaktır. Hileli davranışlara başvurulmuş olmasına rağmen, engel olan bir neden yüzünden yarar elde edilememişse veya hileli davranış engel nedenler yüzünden tamamlanamamış ise suç teşebbüs aşamasında kalmış olacaktır.
Dolandırıcılık Suçunda Şikayet ve Zamanaşımı Süresi
Dolandırıcılık suçu takibi şikayete bağlı bir suç değildir. Savcı suçun işlendiğini öğrendiği andan itibaren resen soruşturma yapacak ve eğer Savcıda suçun işlendiği yönünde kanaat oluşursa kamu davasını açacaktır. Belirli bir şikayet süresi öngörülmemiştir. Ancak belirtmek gerekir ki dolandırıcılık suçunda daha az cezayı gerektiren, suçun “bir hukuksal ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla işlenmesi” halinde mağdurun şikayeti aranır.
Dava zamanaşımı 8 yıldır. En geç 8 yıl içinde şikayet hakkı kullanılmalıdır.
DOLANDIRICILIK SUÇUNUN CEZASI NEDİR?
Basit Dolandırıcılık Suçunun Cezası Nedir?
Basit dolandırıcılık suçunun cezası TCK m. 157’de düzenlenmektedir. Basit dolandırıcılık suçunda fail. 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacaktır. Faile hem hapis cezası hem de adli para cezası uygulanacaktır.
Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Cezası Nedir?
- 26/11/2016 tarihinden önce işlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası 2-7 yıla kadar hapis cezasıydı.
- 6763 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikle nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası 3-10 yıla çıkarılmıştır. Ayrıca faile beşbin güne kadar adli ceza parası uygulanacaktır.
Nitelikli dolandırıcılık suçunun bazı hallerinde suçun cezasının alt sınırı 4 yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz. Bu nitelikli haller:
- Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak
- Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle
- Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla
- Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle
- Sigorta bedelini almak maksadıyla, İşlenmesi halinde
- Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle
- Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle
- Nitelikli dolandırıcılık suçunda sanık Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanır.
Dolandırıcılık Suçunda Cezanın Ertelenmesi, Adli Para Cezası ve HAGB
Adli Para Cezası: Türk Ceza Kanununda yer alan suçların işlenmesi durumunda bu suçları işleyen kişilerin, bu suçlara karşılık adli para cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanan yaptırımdır. Basit dolandırıcılık suçunda hapis cezası belli koşullarda adli para cezasına çevrilebilecektir.
Cezanın Ertelenmesi: Mahkeme tarafından mahkumiyet kararıyla belirlenen hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Dolandırıcılık suçunda hapis cezasının ertelenmesi mümkündür.
Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması: Sanık hakkında verilen hüküm belli bir denetim süresi içinde sonuç doğurmaz, denetimli serbestlik yükümlülüklerine uyarsa dava ve verilmiş ceza düşer. Basit ve nitelikli dolandırıcılık suçunda hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geriye bırakılması mümkündür.
DOLANDIRICILIK SUÇU HAKKINDA YARGITAY KARARLARI
Dinî İnanç ve Duyguların İstismar Edilmesi Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu Hakkında Yargıtay Kararı
- Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 24/01/2007, 7999/134 Sayılı Kararında
Sanıkların daha önce aileleri hakkında bilgi topladıkları şikayetçilerle karşılaştıklarında yakınlık kurdukları ve daha sonra sanık Yasin’in, “babaannesinin hacca gittiğini, hacca giderken ölürse paralarını hayrına dağıtmasını istediğini, vefat ettiğini, vasiyetini yerine getirmek istediğini söyleyerek paraları çıkarıp gösterdiği şikayetçi Esme’ye 2.800, diğerine 1.800 TL verip ancak üzerindeki kıymetli eşyaları kendilerine vermeleri halinde paralarla birlikte okutup vereceklerini beyan etmeleri üzerine şikayetçilerin bileziklerle paraları sanıklara verdikleri, bu para ve bileziklerle kaçarken sanıkların yakalandığı olayda, Yargıtay, dini duygu ve inançların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık suçunun oluştuğunu kabul etmiştir.
Bilişim Sistemlerinin, Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu Hakkında Yargıtay Kararı
- Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 30/05/2013, 66796/10145 Sayılı Kararında
Somut olayda sanığın, sahibinden.com isimli internet sitesinden satışa çıkardığı otomobili satın almak için arayan katılandan ilanı kaldırmak için kapora istediği, katılanın da 150.00 TL sanığın posta çeki hesabına gönderdiği, ilgili PTT şubesi ile yapılan yazışmada paranın sanık tarafından çekildiğinin iddia edildiği olayda TCK’nın 158/1-f uygulanmalıdır.
Basit Dolandırıcılık Suçu Hakkında Yargıtay Kararı
- Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 25/09/2019, 2017/5760 E., 2019/8875 Sayılı Kararında
TCK’nın 158/1 h maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin, dolandırıcılık suçunu suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmasının gerektiği, dosya incelemesinde ise sanığın … Gıda adı altında faaliyette bulunduğu, Köprübaşı Vergi Dairesi’nin 15/11/2013 tarihi yazısında da, “katılanın … vergi kimlik numarası ile gıda maddesi toptancılığı faaliyeti ile iştigal ettiğinin”, Ordu Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yazı cevabında ise … Gıda Ltd. Şti. ünvanı ve … vergi numaralı firma kaydına rastlanmadığının bildirildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın eylemi basit dolandırıcılık suçunu oluşturur.
Blog Yazılarımız:
Hırsızlık Suçu ve Cezası (TCK 141)
Av. Tuğçe Çığlı
Av. Serhan Cantaş