Adli kontrol tedbiri, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m. 109 vd. hükümlerinde düzenlenmektedir. Tutuklama sebeplerinin varlığı halinde şüpheli veya sanık hakkında uygulanan bir koruma tedbiridir. Bu sebeple adli kontrol ile tutuklama tedbirinin şartları aynıdır. Her iki tedbir için de şüpheli veya sanığın suç işlediklerine yönelik kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delilin varlığı gerekmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delilin varlığı ve tutuklama sebebinin varlığı halinde öncelikle adli kontrol tedbiri uygulanmalıdır. Bu bakımdan tutuklama sebeplerinin varlığına rağmen şüpheli veya sanığın denetim altına alınarak tutuklama yerine uygulanan bir ceza muhakemesi tedbiridir.
Adli Kontrol Tedbirleri Nelerdir?
Mahkeme tarafından adli kontrol altına alınmasına karar verilen şüpheli veya sanık bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulabilecektir. Ceza mahkemesi, şüpheli veya snaığı ne şekilde adli kontrol altına aldığını kararında açıkça belirtmelidir.
Adli kontrol tedbirleri CMK m.109/3’de düzenlenmektedir. Adlî kontrol, şüphelinin aşağıda gösterilen bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulmasını içerir:
- Yurt dışına çıkamamak.
- Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak.
- Hâkimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde meslekî uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak.
- Her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek.
- Özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek.
- Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak.
- Silâh bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adlî emanete teslim etmek.
- Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak.
- Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adlî kararlar gereğince ödemeye mahkûm edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek.
- Konutunu terk etmemek.
- Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek.
- Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek.
Adli Kontrol Tedbiri Altında Geçen Süre Cezadan Mahsup Edilir Mi?
Belirtilen tedbirlerden; uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tabi olmak ve bunları kabul etmek yükümlülüğünde geçen süre, şahsi hürriyeti sınırlama sebebi sayılarak cezadan mahsup edilecektir.
Konutu terk etmemek yükümlülüğü altında geçen her iki gün ise, cezanın mahsubunda bir gün olarak dikkate alınacaktır.
Sayılan diğer adli kontrol yükümlülükleri sırasında süre, şahsi hürriyeti sınırlama sebebi sayılarak cezadan mahsup edilmez.
Adli Kontrol Ne Kadar Sürer?
Adi kontrol tedbirinde süreler, tutuklamanın aksine soruşturma ve kovuşturma olarak ayrılmamaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda adli kontrol süreleri açık bir şekilde düzenlenmektedir.
Şüpheli veya sanığın adli kontrol yükümlülüğünün devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda en geç dört aylık aralıklarla; soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi, kovuşturma evresinde ise resen mahkeme tarafından karar verilir.
Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde adli kontrol süresi en çok iki yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hâllerde gerekçesi gösterilerek bir yıl daha uzatılabilir.
Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, adli kontrol süresi en çok üç yıldır. Bu süre, zorunlu hâllerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda dört yılı geçemez. Bu maddede öngörülen adli kontrol süreleri, çocuklar bakımından yarı oranında uygulanır.
Bu durumda adli kontrol tedbirinde azami süreler; ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde 2+1 yıl, ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde ise 3+3 veya 3+4 yıldır.
Adli Kontrol Tedbirine Uyulmaması ve Sonuçları
Adlî kontrol hükümlerini isteyerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir. Şüpheli adli kontrol şartlarını ihlal etmedikçe tutuklama kararı verilemez. Ancak adli kontrole uymayan şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilmesi yetkili mahkemenin takdirine bağlıdır. Bu sebeple mahkeme, tutuklama kararı yerine adli kontrol tedbirinin biçimini değiştirebilir ya da aynen devamına karar verebilir.
Adli kontrol tedbirinin tutuklama tedbirine dönüşebilmesi için, şüpheli ya da sanık adli kontrol şartlarını ihlal etmeli veya şüpheli hakkında işlediği iddia edilen yeni bir suçtan dolayı soruşturma başlatılmalıdır.
Bazı şüpheli veya sanıklar azami tutukluluk süreleri dolması sebebiyle adli kontrol altına alınarak tahliye edilebilmektedir. Bu durumda azami tutukluluk süresinin dolması sebebiyle verilen adli kontrol kararlarının ihlali halinde de hakim tutuklama kararı verebilecektir. Ancak, bu durumda tutuklama süresi ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde dokuz aydan, diğer işlerde iki aydan fazla olamaz. (CMK m.112/2)
Adli Kontrol Tedbiri Kararı Hangi Mahkeme Tarafından Verilir?
Adli kontrol kararı, tutuklamadan farklı olarak hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında verilebilecektir.
Soruşturma aşamasında; Cumhuriyet savcısı, şüphelinin adli kontrol altına alınması istemini sulh ceza hakimine iletir, sulh ceza hakimi kararı ile şüpheli, soruşturma evresinin her aşamasında adli kontrol altına alınabilir. (CMK m.110/1) Cumhuriyet savcısının talebi olmadan sulh ceza hakimliği re’sen adli kontrol kararı veremez. Ancak, soruşturma evresinde tutuklama istemiyle sulh ceza hakimliğine sevk edilen şüpheli hakkında hakim tarafından tutuklama yerine adli kontrol kararı verilebilecektir. Hakim, cumhuriyet savcısının istemiyle adli kontrol uygulamasında şüpheliyi bir veya birden fazla yükümlülük altına koyabilir, yükümlülükleri kısmen veya tamamen kaldırabilir, değiştirebilir, şüpheliyi adli kontrol tedbirlerinden bazılarına uymaktan muaf tutabilir. (CMK m.110/2)
Kovuşturma aşamasında; sanık hakkında yargılama yapan mahkeme adli kontrol tedbirine karar verebilecektir. Bu sebeple görevli ve yetkili yargı mercileri adli kontrol ve yükümlülüklerle ilgili kararlar alabilir. Kovuşturma aşamasında genel yetkili mahkemeler Asliye Ceza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemesidir.
Şüpheli veya sanığın adli kontrol yükümlülüğünün devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda en geç dört aylık aralıklarla; soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi, kovuşturma evresinde ise resen mahkeme tarafından karar verilir.
Adli Kontrol Kararına İtiraz Edilmesi ve Kaldırılması
Adlî kontrol kararlarına karşı itiraz kanun yoluna başvurulabilir. (CMK m.111/2) Şüpheli veya sanığın istemi üzerine, Cumhuriyet savcısının görüşünü aldıktan sonra hâkim veya mahkeme beş gün içinde adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına karar verebilir. (CMK m.111/1) Ancak, adli kontrol tedbirinin kaldırılması yerine adli kontrolün içeriğini oluşturan yükümlülüklerin bütünüyle veya kısmen kaldırılmasına, değiştirilmesine veya şüpheliyi hya da sanığı adli kontrol tedbirlerinden bazılarına uymaktan muaf tutabilir.
İtiraz Süresi; Adli kontrol kararlarına karşı itiraz süresi, kararın yüz yüze verilmesinde “öğrenilmesinden”, kararın yokluğunda verilmesinde “tebliğ edilmesinden itibaren” 7 gündür.
Güvence Verilmesi Nedir?
Güvence tedbiri, adli kontrol çeşididir. Şüpheli veya sanık belli güvenceler göstermek şartıyla adli kontrol altına alınabilecektir.
Şüpheli veya sanığın bütün usul işlemlerinde, hükmün infazında veya altına alınabileceği diğer yükümlülükleri yerine getirmek üzere hazır bulunması.
Aşağıda gösterilen sıraya göre ödemelerin yapılması:
- Katılanın yaptığı masraflar, suçun neden olduğu zararların giderilmesi ve eski hâle getirme; şüpheli veya sanık nafaka borçlarını ödememeleri nedeniyle kovuşturuluyorlarsa nafaka borçları.
- Kamusal giderler.
- Para cezaları.
Şüpheli veya sanığı güvence göstermeye zorunlu kılan kararda, güvencenin karşıladığı kısımlar ayrı ayrı gösterilir.
Adli Kontrol Şartıyla Serbest Bırakılan Kişi Tutuklanabilir Mi?
Cumhuriyet savcısı, adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüpheli veya sanık aleyhine itiraz kanun yoluna başvurabilir. Başvuru üzerine şartları varsa adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüpheli ya da sanık tekrar tutuklanabilir.
Adlî kontrol hükümlerini isteyerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir. (CMK m.112/1) Bu sebeple adli kontrol yükümlülüklerini yerine getiren şüpheli veya sanık tutuklanamaz.
Adli Kontrol Sicile İşler Mi?
Adli sicil kaydında, kişi hakkında kesinleşmiş ceza ve güvenlik tedbirlerine dair bilgiler yer almaktadır.
Adli kontrol tedbiri, kesinleşmiş bir mahkeme kararı, ceza mahkumiyeti kararı ya da herhangi başka bir hüküm çeşidi değildir. Bu sebeple, adli kontrol kararları adli sicile işlemez.
Blog Yazılarımız: Tutuklama Nedir? Tutuklama Nasıl Yapılır?
Av. Tuğçe Çığlı
Av. Serhan Cantaş