CİNSEL İSTİSMAR SUÇU VE CEZASI
GİRİŞ
Cinsel istismar suçu, kanunda belirtilen yaşlardaki çocuğun bedenine “fiziksel temasta” bulunarak cinsel davranışların sergilenmesi ile oluşacaktır. Cinsel İstismar suçu, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 103. maddesinde, “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmektedir. Çocuk, TCK’nın 6. maddesinde, “henüz 18 yaşını doldurmamış” kişi olarak tanımlanmıştır.
Korunan hukuki yarar cinsel özgürlük yanında, mağdurun erken cinsel deneyimden uzak tutulması ve bu yolla çocuğun sağlıklı biçimde cinsel gelişiminin korunması amaçlanmıştır. Ayrıca mağdurun ruhsal ve bedensel bütünlüğü de korunmaktadır.
Suçun faili kadın ya da herkes olabilir. Fail ile mağdur aynı cinsiyette olabileceği gibi farklı cinsiyette de olabilir. Failin kendisinin de çocuk olması mümkündür.
Suçun mağduru, erkek ya da kadın ancak bir çocuk olabilir. Bir kimse evlenme veya mahkeme kararıyla ergin kılınmış olsa bile 18 yaşından küçük ise suçun mağduru olabilir.
Cinsel istismar suçu açısından çocuk kavramı üç kategoride incelenmektedir. Bunlar:
- 15 yaşını tamamlamamış çocukların cinsel istismarı,
- 15 yaşını tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
- 15-18 yaş grubunda olan çocuklara karşı yalnızca cebir, tehdit, hile ve iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar.
Basit Cinsel İstismar Suçunun Cezası
- Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
- Mağdurun 12 yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza, basit cinsel istismar durumunda 10 yıldan, sarkıntılık durumunda 5 yıldan az olamaz.
- Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması halinde soruşturma ve kovuşturma yapılması, mağdurun velisinin veya vasisinin şikayetine bağlıdır.
NİTELİKLİ CİNSEL İSTİSMAR SUÇUNUN CEZASI
- Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz. (TCK m. 103/2)
CİNSEL İSTİSMAR SUÇUNUN DAHA FAZLA CEZA GEREKTİREN NİTELİKLİ HALLERİ NELERDİR?
Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte
(TCK m. 103/3-a)
Mağdurun direncinin kırılmasında sağladığı kolaylık sebebiyle kabul edilmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için en az iki kişinin “müşterek fail” olarak suça katılmış olmaları gerekmektedir. Ancak bunların hepsinin cinsel istismarda bulunması gerekmemektedir. Müşterek faillerden biri, mağduru cebirle savunmasız duruma getirir, diğeri ise cinsel davranışı gerçekleştirirse bu nitelikli hal uygulanacaktır. Azmettiren ve yardım edenler bu sayıya dahil edilmez. Suçun tamamlanması şart değildir, teşebbüs aşamasında kalsa dahi cinsel istismarda bu nitelikli hal uygulanacaktır.
İnsanların Toplu Olarak Bir Arada Yaşama Zorunluluğunda Bulunduğu Ortamların Sağladığı Kolaylıktan Faydalanmak Suretiyle
(TCK m. 103/3-b)
Bu nitelikli halin uygulanmasının sebebi bu gibi yerlerde kalanlara karşı suçun işlenmesinin kolaylığı ve mağdurun savunmasız durumda olmasıdır. Kışla, ceza infaz kurumu, öğrenci yurdu, okul pansiyonu ve hastane gibi yerler bu kapsamdadır. Bir arada yaşama zorunluluğu doğuran bir durum olmalıdır. Bu sebeple gidilen tatilde aynı otelde kalmak, arkadaşların hafta sonunu aynı evde geçirmesi gibi durumlar bu nitelikli hal kapsamında değerlendirilmeyecektir. Çünkü bu durumlarda birlikte yaşama zorunluluğu doğuran bir durum yoktur.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için bir diğer şart ise bir arada yaşama zorunluluğu bulunan ortamın suçun işlenmesinde bir kolaylık sağlamış olması gerekir.
Suçun bu nitelikli haller ile işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır. Bu nitelikli haller:
Üçüncü Derece Dahil Kan veya Kayın Hısımlığı İlişkisi İçinde Bulunan Bir Kişiye Karşı ya da Üvey Baba, Üvey Anne, Üvey Kardeş veya Evlat Edinen Tarafından
(TCK m. 103/3-c)
Hükümde sayılan türden ilişkilerin varlığı nitelikli halin uygulanması için yeterlidir. Bu ilişkiden doğan bir nüfuzun varlığını ya da kötüye kullanıldığını ispata gerek yoktur. Evlat edinen bakımından ise bu nitelikli halin uygulanabilmesi için fiilin işlendiği sırada evlat edinme ilişkisi hukuken kurulmuş ve devam ediyor olması gerekmektedir.
Vasi, Eğitici, Öğretici, Bakıcı, Koruyucu Aile veya Sağlık Hizmeti Veren ya da Koruma, Bakım veya Gözetim Yükümlülüğü Bulunan Kişiler Tarafından
(TCK m. 103/3-d)
Eğitici, öğretici ya da bakıcının resmi ya da özel bir kuruluş tarafından istihdam edilmiş olması veya bu faaliyetin ücretli ya da ücretsiz olması fark etmez. Eğitici ve öğreticiden bahsedilebilmesi için illa okul müfredatına yönelik bir eğitim ve öğretim faaliyetinin varlığı şart değildir. Kişisel gelişim veya hobi amacıyla alınan dersler de nitelikli hal kapsamındadır. Suçun “koruyucu aile” tarafından işlenmesi halinde de nitelikli hal uygulanacaktır.
Kamu Görevinin veya Hizmet İlişkisinin Sağladığı Nüfuz Kötüye Kullanılmak Suretiyle
(TCK m. 103/3-e)
Failin kamu görevlisi olması tek başına yeterli olmayıp, aynı zamanda bunun sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması arandığından, failin yerine getirdiği kamu görevinin suçun işlenmesinde faile bir kolaylık sağlaması ve bu kamu görevi nedeniyle mağdur üzerinde egemenlik kurabilecek durumda olması gerekir.
Hizmet ilişkisi gereği mağdur üzerinde egemenlik kurabilecek durumda olan kişilerin işlediği cinsel istismar bu nitelikli hal kapsamına girecektir. Hizmet ilişkisinin bir kamusal veya özel bir kuruma bağlı olarak gerçekleştirilmesi önemli değildir. Belirtmek gerekir ki ücretli veya ücretsiz, geçici veya sürekli olması da önemli değildir. Arada yazaılı bir hizmet akdinin varlığı şart değildir. Fail ile mağdur arasında bir bağımlılık ilişkisi bulunmalı ve fiilin bu ilişkinin sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlenmesi gerekmektedir. Salt mağdurla aynı yerde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanarak suçun işlenmesinde bu nitelikli hal uygulanmayacaktır. Failin illa mağdurun işvereni konumunda olması gerekmeyecektir, failin mağdur üzerinde nüfuz sahibi olması yeterlidir.
Cinsel İstismar Suçunun Cebir, Tehdit veya Silah Kullanılarak İşlenmesi Halinde Cezası
(TCK m. 103/4)
Cebir ve tehdidin yalnızca 0-15 yaş grubunda olan veya 16-18 yaş grubunda olmakla birlikte, fiilin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı kullanılması durumunda bu nitelikli hal uygulanacaktır. Cebir ve tehdidin nitelikli hal oluşturması için, bunun mağdur çocuğa karşı kullanılmış olması gerekmektedir.
16-18 yaş grubunda olan ve fiilin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmiş çocuklara karşı silah kullanılarak suçun işlenmesi de bu nitelikli hal kapsamındadır.
Cinsel İstismar Suçunda Kasten Yaralamanın Ağır Halleri, Mağdurun Bitkisel Hayata Girmesi ve Ölüm Halinde Cezası (TCK m. 103/6)
Ölüm halinde netice yüzünden ağırlaşmış bir suç söz konusu olup, failin bu ölüm neticesini istememiş olması fakat bu netice bakımından en azından taksirinin bulunması gerekmektedir. Failde kast varsa fail, cinsel istismar suçu yanında “kasten öldürme” suçundan da cezalandırılacaktır. Cinsel istismar suçu işlendikten sonra suçun ortaya çıkmaması için mağdur öldürülmüşse, hem cinsel istismar hem de nitelikli kasten öldürme suçundan dolayı ceza verilecektir.
Ölüm neticesi, cinsel davranışa bağlı olarak meydana gelmiş olmalıdır. Failin mağduru öldürdükten sonra, ölen mağdura yönelik cinsel istismarda bulunması durumunda bu nitelikli hal uygulanmaz. Bu durumda nitelikli kasten öldürme ve ölülere saygı duygusuna aykırılık suçu söz konusu olacaktır. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için suçun tamamlanmış olmasına gerek yoktur, teşebbüs aşamasında kalmış olsa dahi bu nitelikli hal uygulanacaktır.
Fail mağdurun bitkisel hayata girmesine neden olursa bu nitelikli hal uygulanacaktır.
Cinsel istismar suçunda başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. (TCK m. 103/5)
Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Adli Para Cezası: Türk Ceza Kanununda yer alan suçların işlenmesi durumunda bu suçları işleyen kişilerin, bu suçlara karşılık adli para cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanan yaptırımdır.Cinsel istismar suçu ceza miktarı nedeniyle verilen hapis cezası, adli para cezasına çevrilemez.
Cezanın Ertelenmesi: Mahkeme tarafından mahkumiyet kararıyla belirlenen hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Cinsel istismar suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının miktarı nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilemez.
Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması: Sanık hakkında verilen hüküm belli bir denetim süresi içinde sonuç doğurmaz, denetimli serbestlik yükümlülüklerine uyarsa dava ve verilmiş ceza düşer. Cinsel istismar suçu ceza miktarı nedeniyle verilen hapis cezasının miktarı nedeniyle ertelenemez.
Suçun Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması halinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun velisinin ya da vasisinin şikayetine bağlıdır. Mağdurun velisi ya da vasisi şikayet hakkını suçun işlenmesinden itibaren 6 ay içinde kullanmalıdır. Şikayetten vazgeçilirse ceza davası düşecektir. Şikayetten vazgeçme soruşturma veya kovuşturma aşamasında mümkündür. Soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçilmesi durumunda, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilecektir. Kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçme durumunda davanın düşmesi kararı verilecektir. Şikayetten vazgeçme durumunda mağdur aynı olay ile ilgili bir daha şikayet hakkını kullanamaz.
Yukarıdaki durum dışındaki cinsel istismar suçları savcılık tarafından re’sen takip edilir. Bunlar şikayete bağlı suçlar arasında yer almaz.
Suçun temel şeklinin dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Bu zamanaşımı süresi içinde her zaman soruşturma açılabilir ve fail hakkında kamu davası açılabilir.
Cinsel İstismar Suçunda Görevli Mahkeme
Cinsel istismar suçu, sarkıntılık suretiyle işlenmesi halinde görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesidir.
Sarkıntılık suçu dışında TCK m. 103’te yer alan tüm cinsel istismar suçları için görevli mahkeme, Ağır Ceza Mahkemesidir.
CİNSEL İSTİSMAR SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Cinsel İstismar Suçunun Nitelikli Hali Hakkında Yargıtay Kararı
- Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 22.05.2012 Tarihli, 1849/5725 Sayılı Kararında
“Sanığın babası olan katılan Şabanla birlikte çalışmakta olduğu eczanenin önüne gelen mağdurenin saçını okşayarak sevdiği, eve gidecekleri sırada katılana mağdureyi kendisinin eve bırakacağını söylediği ve sanığı önceden tanıması sebebiyle güven duyan katılanın mağdureyi onun yanında bırakıp eve gittiği, bu şekilde koruma ve gözetim yükümlülüğü altına aldığı mağdureyi yakındaki bir caminin tuvaletine götürerek cinsel istismarda bulunduğu anlaşılan sanık hakkında TCK m.103/3 maddesinin uygulanması gerekir.”
Cinsel İstismar Suçunda Müşterek Faillik Hakkında Yargıtay Kararı
- Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 01.02.2010 Tarihli, 13569/487 Sayılı Kararında
“Her iki sanığın mağdureyi gece sayılan zamanda arabayla tenha bir sokakta bulunan inşaatın önüne getirip durduktan sonra, diğer sanığın aracın arka koltuğuna geçerek mağdureye nitelikli istismarda bulunduğu sırada ön koltukta oturup gözcülük yapan ve eylem süresince yanlarında bulunmak suretiyle suçun işlenişi üzerinde müşterek hakimiyet kuran sanık Yakup’un TCK’nın 37. maddesi gereğince fail olarak sorumlu tutulması ve bunun sonucu olarak da suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesinden dolayı her iki sanık hakkında aynı kanunun 103/3. maddesinin uygulanması gerekir.”
Blog Yazılarımız:
Çocuğu veya Kendine Bakamayacak Durumdaki Kişiyi Terk Suçu ve Cezası
Av. Tuğçe Çığlı
Av. Serhan Cantaş