Rehin açığı belgesi, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte rehinli alacaklının alacağını kısmen veya tamamen alamamış olduğunu gösteren bir belgedir. Bu belge ile sadece rehnin alacağı karşılamadığı tespit edilmektedir; buna karşın borçlunun başka malvarlığının bulunmadığı veya mallarının alacağı karşılamaya yetmediğinin tespiti söz konusu değildir. Dolayısıyla rehin açığı belgesi, bir “borç ödemeden aciz vesikası” değildir.
Rehin açığı belgesini alan alacaklı, genel hükümlere göre takip yapıp açık kalan kısmı bu şekilde de alamazsa, o zaman kendisine bir aciz vesikası (borç ödemeden aciz belgesi) verilir. Aciz vesikası ile rehin açığı belgesi her ne kadar birbirlerine benzeseler de farklı belgelerdir. Doktrinde bazı yazarlar, rehin açığı belgesinin, haciz yoluyla ve iflâs yoluyla takipte, alacağın tamamen veya kısmen karşılanmamış olması halinde alacaklılara verilen “borç ödemeden aciz belgesi” niteliğinde olduğunu belirtmektedirler. Bu görüşte, gerek haciz ve iflâs yoluyla takipte gerekse rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, alacaklının alacağını tamamen veya kısmen alamaması hususu hareket noktası olarak kabul edilmiştir. Daha isabetli olan ifade, rehin açığı belgesinin haciz veya iflas yoluyla takipteki borç ödemeden aciz belgesinin karşılığı (paraleli) olduğu şeklindedir. Nitekim Yargıtay’ın yeni tarihli sayılabilecek bir kararında da, kesin rehin açığı belgesi ile borç ödemeden aciz vesikasının eş değerde bir belge olmadığına özellikle vurgu yapılmıştır. Bkz: 7. Hukuk Dairesi 2015/9290 E. , 2015/8612 K.
Rehin açığı belgesi ile aciz vesikasına bağlanan sonuçlar birbirine benzerdir. Öncelikle ikisinden birine sahip olan alacaklı bir yıl içerisinde borçluya karşı icra takibi yapmak isterse, borçluya yeniden ödeme emri gönderilmesine gerek yoktur. Ayrıca her iki belge de borç ikrarını içerir.
Blog Yazılarımız: Geçici Rehin Açığı Belgesine Dayanılarak Tasarrufun İptali Davası Açılabilir Mi?
Av. Nagehan Koçer