Yabancı kanunun göz önünde bulundurulması, yurtdışında bir suç işlendiği ve yargılamanın Türkiye’de yapıldığı durumlarda gündeme gelir. Bu durum 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Yabancı kanunun göz önünde bulundurulması” başlıklı 19. Maddesi ile düzenlenmiştir.
TCK Madde 19
1) Türkiye’nin egemenlik alanı dışında işlenen suçlar dolayısıyla Türkiye’de yargılama yapılırken, Türk kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamaz.
(2) Ancak suçun;
a) Türkiye’nin güvenliğine karşı veya zararına olarak,
b) Türk vatandaşına karşı ya da Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi zararına olarak, İşlenmesi durumunda, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz.
TCK Madde 19 Gerekçesi
Türk hâkimi, yargılamak durumunda olduğu somut olayla ilgili olarak ancak Türk kanunlarını uygulamak görev ve yetkisine sahiptir. Bu nedenle, yabancı kanunun doğrudan doğruya yurt içinde uygulanması kabul edilemez. Aksi görüş, Devletin hâkimiyet ilkesiyle bağdaşmadığı ve Anayasaya aykırı olduğu gibi, uygulamada da pek çok güçlüğe ve hatta imkansızlığa sebep olur. Çünkü, yabancı ceza kanununun uygulanması, hem fiilin suç olarak tespitinde ve cezanın tayininde yabancı kanunun ölçü olarak alınması anlamına gelmektedir. Türk hâkiminin yabancı kanunu bu şekilde uygulama yükümlülüğü, yukarıda da değinildiği üzere, egemenlik ilkesiyle bağdaşmadığı gibi, böyle bir yükümlülüğün tam anlamıyla yerine getirilebilmesi de olanaklı değildir. Buna karşılık, adalet ilkesi gereğince yabancı kanunun göz önünde tutulması mümkündür. Nitekim madde metninde yabancı kanunun göz önünde bulundurulması hususunda bir hükme yer verilmiştir. Bu düzenlemeyle öngörülen uygulama şöyle olacaktır: Türk hâkimi yargılamakta olduğu olayla ilgili olarak fail hakkında önce Türk kanunlarına göre bir ceza belirleyecektir. Ancak, Türk kanununun uygulanması suretiyle belirlenen somut cezaya yabancı kanunun göz önünde bulundurulması suretiyle bir sınırlama getirilmektedir. Buna göre, Türk kanunlarının uygulanması sonucunda belirlenen ceza açısından, yabancı kanunda yargılama konusu suçla ilgili olarak öngörülen soyut cezanın azami ölçü olarak alınması gerekir.
Ancak, işaret etmek gerekir ki; Türk hâkimi, yurt dışında Türkiye’nin güvenliğine karşı veya zararına olarak ya da Türk vatandaşına karşı veya Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi zararına olarak işlenen suçlarda münhasıran Türk kanunlarını uygulamak suretiyle hüküm tesis edecek, yani suçun işlendiği ülke kanununu göz önünde bulundurmayacaktır. Aynı şekilde, Türkiye Devleti tarafından görevli olarak yurt dışına gönderilen kişilerin bu görevleri dolayısıyla, bu görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri suçlardan dolayı da ceza belirlenirken yabancı kanun göz önünde bulundurulmayacaktır.
TCK Madde 19 Şartları
Maddenin birinci fıkrasında yabancı ülke kanununun dikkate alınmasının şartları belirlenmiştir:
- Suç, Türkiye’nin egemenlik sahası dışında işlenmiş olmalıdır
- Yargılama Türkiye’de yapılmalıdır,
- Türk mahkemesinin vereceği ceza, suçun işlendiği ülke kanununda belirlenmiş cezanın üst sınırından fazla olmamalıdır.
TCK Madde 19 İstisnaları
Maddenin ikinci fıkrasında ise yabancı kanunun göz önünde bulundurulması düzenlemesinde istisna getirilmiştir. Buna göre suçun işlendiği yere bakılmaksızın:
- Türkiye’nin güvenliğine karşı veya zararına olarak veya,
- Türk vatandaşına karşı ya da Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi zararına olarak
işlenmesi halinde TCK 19/1 hükmü uygulanmayacaktır. Böylece bu konuda Türkiye’nin egemenlik yetkisi kısıtlı bir şekilde sınırlandırılarak failin olabilildiğince adil yargılanması sağlanmıştır.
Yabancı Kanun Nasıl Tespit Edilir?
TCK madde 19 hükmünün uygulanabilmesi için söz konusu yabancı ülkenin ceza kanununun da bilinmesi gerekmektedir. Bu durumda hakim tespit için ya bilirkişiye başvurmalı ya da uluslararası adli yardımlaşma hükümlerine başvurmalıdır. Böylece suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırı belirlenmiş olur.
TCK Madde 19 Yargıtay Kararları
- Yargıtay 9.Ceza Dairesi’nin 2023/2761 E. Ve 2023/3390 K. Sayılı Kararı
İddia ve savunma, müştekiler … *** ile … ***’nın Çek Cumhuriyeti yetkililerince alınan anlatımları, Çek Cumhuriyeti Brno Fakültesi Hastanesinin 06/09/2018 tarihli Raporu, müşteki … ***’ya ait nüfus kayıt örneği, doktor raporları, şahit beyanı ve dosyadaki diğer deliller kül olarak değerlendirildiğinde; 15/07/2004 doğumlu Çek Cumhuriyeti devleti vatandaşı olan müşteki … ***’nın hadise tarihinde henüz 15 yaşını doldurmamış olduğu, müşteki … *** ile sanık … ***’in sosyal medya aracılığıyla tanışarak sohbet ettikleri, sanığın müştekiyle anlaşması üzerine 2018 yılının yaz ayında Çek Cumhuriyeti devletine gittiği ve Brno kentinde bir otelde kaldığı, sanığın hadise günü müştekiyle kaldığı otelde buluştukları ve müştekinin de rızası doğrultusunda cinsel ilişkiye girdikleri, cinsel ilişkinin sanığın cinsel organını müştekinin vajinasına sokmak suretiyle gerçekleştiği, sanık …’in daha sonrasında Türkiye’ye döndüğü, müştekinin yaşanan olayları annesi olan müşteki … ***’ya anlattığı ve müşteki …’nın durumu Çek Cumhuriyeti yetkililerine bildirdiği, dosya muhtevasındaki Çek Cumhuriyeti Brno Fakültesi Hastanesinin 06/09/2018 tarihli Raporu kapsamına göre, müşteki …’ün yapılan muayenesinde kızlık zarının sağlam olmadığının belirlendiği ve olayın bu şekilde oluştuğu vicdani kanaatine varılmıştır.
Bu açıklamalar sonrası somut olaya bakıldığında, sanık …’ın aşamalardaki anlatımlarında üzerine atılı suçlamayı ısrarla reddettiği gözlemlenmiş ise de, müşteki … ***’nın tutarlı ve dosyadaki somut delillerle uyumlu anlatımları, müşteki … ***’nın ve şahit anlatımları, müşteki …’ün beyanlarını destekler nitelikte dosya muhtevasındaki 06/09/2018 tarihli müştekinin iç beden muayenesi neticesinde düzenlenen rapor içeriği birlikte değerlendirildiğinde, sanık … ***’in hadise günü henüz 15 yaşını doldurmamış müşteki … ile vücuda organ sokmak suretiyle cinsel ilişkide bulunmak şeklinde tezahür eden bu eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 103/2. maddesinde düzenlenen “çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçunu oluşturduğu kanaatine varılmıştır.
5237 sayılı TCK’nın “Vatandaş tarafından işlenen suç” başlığı altında yer alan 11/1. maddesinde “Bir Türk vatandaşı, 13. maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede işlediği ve kendisi Türkiye’de bulunduğu takdirde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması ve Türkiye’de kovuşturulabilirliğin bulunması koşulu ile Türk kanunlarına göre cezalandırılır”, “Yabancı kanunun göz önünde bulundurulması” başlığı altında yer alan 19/1. maddesinde ise “Türkiye’nin egemenlik alanı dışında işlenen suçlar dolayısıyla Türkiye’de yargılama yapılırken, Türk kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamaz” hükümlerinde Kanunların Yer Bakımından Uygulama Alanlarına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
Netice olarak; yasal düzenlemeler dikkate alındığında söz konusu suçun Türk vatandaşı olan sanık … *** tarafından yabancı ülkede işlendiği, Türk vatandaşı olan sanığın Çek Cumhuriyetinde işlemiş olduğu suçun alt sınırının 1 yıldan az olmadığı, sanığın Türkiye’de bulunduğu, sanık hakkında Çek Cumhuriyetinde yürütülen bir soruşturma bulunmadığı ve bu sebeple sanık hakkında yabancı ülkede verilen herhangi bir hükmün de mevcut olmadığı, işlenen suçun ayrıca 5237 sayılı TCK’nın 13. maddesinde sayılan suçlardan olmadığı anlaşıldığından sanık … *** hakkında bu suça ilişkin Çek Cumhuriyetinde başlatılan soruşturmanın Türkiye’ye devredildiği ve yargılamanın 5237 sayılı TCK’nın 11. maddesi gereğince yetki alanımıza girdiği, sanık …’ın gerçekleştirdiği “çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçundan 5237 sayılı TCK’nın 103/2 ve diğer maddeler gereğince verilecek sonuç cezanın TCK’nın 19. maddesi gereğince suçun işlendiği Çek Cumhuriyeti ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamayacağı, sanığın eyleminin Çek Cumhuriyeti Ceza Kanununun 187. maddesinde “15 yaşından küçük bir çocuk ile cinsel ilişkide bulunan ya da bu çocuğa cinsel tacizde bulunan kişi 1 ila 8 yıl arası hapis cezası ile cezalandırılır” şeklinde düzenlendiği, böylece sanığın sübut bulunan müsnet “çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 103/2, 19/1 maddelerinde yer alan yasal düzenlemeler gereğince tecziyesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile hüküm kurulmuştur…
Sanığın Almanya’da “Madde Ticareti Yapma” Suçunu İşlemesi
- Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2013/124 E. Ve 2014/13296 K. Sayılı Kararı
5237 sayılı TCK’nın 19. maddesindeki, Türkiye’nin güvenliğine karşı ve zararına olarak veya Türk vatandaşına karşı ya da Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi zararına işlenmiş suçlar hariç olmak üzere, “Türkiye’nin egemenlik alanı dışında işlenen suçlar dolayısıyla Türkiye’de yargılama yapılırken, Türk kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamaz” şeklindeki düzenleme karşısında; sanığın iştirak ettiği Almanya’da işlenen uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan dolayı, Almanya’nın ilgili kanununda bu suç için öngörülen cezanın üst sınırı belirlendikten sonra, TCK’nın 19. maddesi dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ile karar verilmesi, Kanuna aykırı…
Sanığın Ukrayna’da “Hizmet Nedeniyle Görevi Kötüye Kullanma” Suçunu İşlemesi
- Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 2017/11517 E. Ve 2019/4057 K. Sayılı Kararı
Sanığın, tur operatörü olarak faaliyet gösterdiği Ukrayna’da, yaz tatillerini Mısır ve Türkiye’de geçirmek isteyen ve Ukrayna vatandaşı olan şikayetçilere tur acenteleri aracılığıyla paket tatil tur satışı yapması karşılığında almış olduğu bedelleri, rezervasyonlarını yaptırdığı tur hizmetlerinin ödemeleri için kullanmayıp uhdesinde tutarak toplam 2.541.148,12 grivna tutarında haksız yarar sağladığı, bu suretle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
TCK’nın 11/1 maddesi uyarınca sanığın Ukrayna’da işlediği iddia edilen atılı suçtan dolayı Türk kanunlarına göre cezalandırılabilmesi için sanık hakkında Ukrayna’da hüküm verilmemiş olması koşulunun bulunduğu dikkate alınarak, Ukrayna adli makamları tarafından yürütülen soruşturma dosyasında alınan şikayetçi ve tanık anlatımlarına göre; sanığın, tur müşterisi olan şikayetçilerle iddianamede isimleri geçen yabancı tur acenteleri aracılığıyla hizmet ilişkisi içerisine girmiş olması ve sanığın Ukrayna’da alınan savunmasında tur hizmetlerine ilişkin bedelleri söz konusu turlar için kısmen ödediğini belirtmesi, kovuşturma aşamasında alınan savunmasında ise tur acenteleri ödeme yapmadığı için uçuş satın alamadıklarını beyan etmesi karşısında, gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; öncelikle sanık hakkında aynı eylem nedeniyle büyük miktarda zimmetine para geçirmek suçundan Ukrayna adli makamları tarafından başlatılan soruşturmanın akıbeti araştırılarak, bu suç nedeniyle sanık hakkında dava açılıp açılmadığının, açıldı ise hüküm verilip verilmediğinin kesin olarak belirlenmesi, sanık hakkında kesinleşmiş hüküm verilmiş olması halinde kovuşturma şartı gerçekleşmeyeceği için davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği, sanık hakkında hüküm verilmemiş olması halinde ise, sanığa ait şirketin belirtilen dönemlerdeki bütün ticari defter, bilgisayar kayıtları, makbuz, irsaliye ve faturaları ile diğer hukuki belgeleri getirtilip, sanığın banka hesapları da araştırılarak ilgili kayıtlar celp edildikten sonra, Ukrayna adli makamlarınca yürütülen ve tercümesi yapılan soruşturma dosyasına ilişkin dosyada mevcut belge ve kayıtlarla birlikte dosyanın alanında uzman bilirkişi heyetine tevdii sağlanıp, sanığın satış yaptığı acenteler ile arasındaki sözleşmenin niteliği, tahsil ettiği ücretler ile savunma kapsamı da dikkate alınarak, sanığın suça konu tur hizmet bedellerini şikayetçiler için ödeyip ödemediği, ödedi ise hangi miktarda ve tarihte ödediği, eksik ödeme olup olmadığı, söz konusu tur bedellerinin şirket kayıtlarına girişinin yapılıp yapılmadığı, söz konusu tur bedellerinin sanığın uhdesinde bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise zarar miktarının ne kadar olduğu hususlarında ayrıntılı ve denetime elverişli bir rapor alınması, sanık hakkında ekonomik ve sosyal durum araştırması da yapılarak, sanığın suç tarihi itibariyle gelir-gider durumunda artış olup olmadığının belirlenerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ile sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
Ukrayna adli makamlarınca sanık hakkında düzenlenen iddianamenin kapsamı, 5237 sayılı TCK.’nun 19/1. maddesine göre “Türkiye’nin egemenlik alanı dışında işlenen suçlar dolayısıyla Türkiye’de yargılama yapılırken, Türk kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamaz.” hükmü karşısında, atılı suç nedeniyle Ukrayna ülkesinde öngörülen ceza miktarı konusunda araştırma yapılmadan ve bu husus karar yerinde tartışılmadan hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup…
Sanığın Almanya’da “Kasten Öldürme” Suçunu İşlemesi
- Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2022/4107 E. Ve 2023/5968 K. Sayılı Kararı
Sanıklar ve inceleme dışı sanık … ile maktulün kardeş oldukları, maktulün yaşam tarzı sebebiyle aileden dışlandığı ve inceleme dışı sanık …’ın maktuleyi öldürmeye karar verdiği, olay günü maktulenin evine giden inceleme dışı sanık …’ın maktule ile birlikte otobüs durağına kadar birlikte yürüdükleri, durağa geldiklerinde sanık …’ın üzerinde taşıdığı tabanca ile maktulü vurarak öldürdüğü ancak Alman adli makamları tarafından ifadeleri tespit edilen ve iddianamede sanıklardan …’nun …’a silah temin ettiğini ve …ın da olay sırasında olay yeri yakınlarında bulunduğu, bu şekilde …’nün kız kardeşleri …ın öldürülmesi olayına azmettirdikleri yardım ettikleri iddiasıyla ilgili tüm tanık beyanları, sanık anlatımları ve dosya içerisindeki deliller birlikte değerlendirildiğinde; sanıklar … Sürücü ve …’nün kız kardeşleri maktul … Sürücü’nün yaşam tarzına karşı çıktıkları ve bu amaçla…’yü öldürmeye karar verdikleri…
İstanbul Bölge Adliye Ceza Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından kurulan mahkumiyet hükümlerinde sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesinde belirtilen “Türkiye’nin egemenlik alanı dışında işlenen suçlar dolayısıyla Türkiye’de yargılama yapılırken, Türk kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamaz.” maddesi gereğince uygulama yapılarak 10′ ar yıl hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verildiği, 14.03.2019 tarihli Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığınca alınan bilirkişi raporunda 5237 sayılı Kanun’un 37, 38, 39, 53 ve 62 nci maddelerinin Alman Ceza Kanunu’nda karşılık gelen maddelerinin Türkçe’ye tercüme edildiği ancak rapor içeriğinde karşılık gelen ceza miktarlarına yer verilmediği gibi Bölge Adliye Mahkemesince kurulan hükümde sanıklar hakkında Alman Ceza Kanunu’nda hangi yasa maddeleri dikkate alınarak cezanın üst sınırının belirlendiğinin denetime imkan verecek şekilde belirtilmediği, Yargıtayın temyiz denetimi işlevini yerine getirebilmesi için temyiz incelemesine konu hükmün Mahkemece sanıkların eylemlerinin Alman Ceza Kanunu’nda hangi yasa maddelerine denk geldiği ve bu yasa maddeleri neticesinde verilecek ceza miktarlarının belirlenmesine yönelik ek bilirkişi raporu alınıp kurulacak hükümde Alman Ceza Kanunu’nun hangi yasa maddelerinin ve ceza miktarlarının esas alındığının açık ve anlaşılır biçimde gösterilmesi gerektiğinden, hüküm bu yönüyle hukuka aykırı bulunmuştur.
Sanığın Avusturya’da “Uyuşturucu Madde Ticareti Yapma” Suçunu İşlemesi
TCK’nın 19. maddesindeki, Türkiye’nin güvenliğine karşı ve zararına olarak veya Türk vatandaşına karşı ya da Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi zararına işlenmiş suçlar hariç olmak üzere, “Türkiye’nin egemenlik alanı dışında işlenen suçlar dolayısıyla Türkiye’de yargılama yapılırken, Türk kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırıdan fazla olamaz” şeklindeki düzenleme karşısında; sanığın iştirak ettiği 18.07.2005 tarihinde Avusturya’da işlenen uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan dolayı, Avusturya’nın ilgili kanununda bu suç için öngörülen cezanın üst sınırı belirlendikten sonra, TCK’nın 19. maddesi dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ile karar verilmesi…Kanuna aykırı.
Stj. Av. Ezginur Aktaş
Av. Serhan Cantaş
Blog Yazılarımız: TCK Madde 18 – Geri Verme, Suçluların İadesi Nedir?