TCK m. 7’de düzenlenen zaman bakımından uygulama, kanunilik ilkesinin getirdiği bir uygulamadır. Kanunilik ilkesinin sonuçlarından biri de aleyhe kanunun geçmişe yürümesi yasağıdır. Ancak lehe kanun geçmişe yürümesi mümkündür. TCK m.7’nin ilk iki fıkrasında da bu durum belirtilmiştir. Geçici veya süreli kanunlar, ceza muhakemesi ve infaza ilişkin hükümler açısından ise hemen uygulama ilkesinin benimsendiği görülmektedir.
TCK m.7 Nedir?
(1) İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar.
(2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.
3) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/2 md.) Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.
(4) Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir.
TCK Madde 7 Gerekçesi
Madde, kanunun zaman bakımından uygulanmasına ilişkindir. Lehe olan kanunun uygulanacağı kuralı muhafaza edilmiştir. Yürürlükteki usul hükümleri, kesinleşmiş hükümler hakkında lehe olan yeni kanunun nasıl uygulanacağını göstermek bakımından yeterli görülmüştür. İkiden çok kanunun değişmesi hâlinde bunlardan hangisi daha lehte ise onun uygulanacağını belirtmek maksadıyla maddenin ikinci fıkrası kaleme alınmıştır.
Maddenin üçüncü fıkrasında güvenlik tedbirleri hakkında, infaz usul ve uygulamaları yönünden hüküm zamanında yürürlükte olan hükümlerin geçerli olacağı belirtilmiş ve böylece, tedbirlerin “iyileştirme” işlevi vurgulanmıştır.
Süreli ve geçici kanunların bu madde kapsamı içinde olmamasının, adalet, sosyal yarar ve kanunun etkinliği gereği bulunduğu kabul edildiğinden, son fıkraya metinde yer verilmiş ve böylece süreli ve geçici kanunların etkinliğinin ve adaletin sağlanması istenilmiştir.
Bilindiği gibi bir kısım ceza kanunları, olağanüstü hâlleri ve geçici durumları karşılamak amacıyla ve dolayısıyla nitelikleri yönünden geçici olarak veya kanun metninde açıkça belirtilen süre kadar yürürlükte kalmak üzere meydana getirilirler. Bu tür kanunların, nitelikleri gereği, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş bütün suçlar hakkında uygulanmaları zorunludur. Aksi takdirde söz konusu kanunların caydırıcı etkileri kalmaz veya azalır. Oysa, çeşitli nedenlerle suçların failleri ele geçirilememekte ve örneğin iştirak hâlinde işlenen bir suçta kaçan fail, kanunun uygulama süresi geçtiğinde hiçbir yaptırım ile karşılaşmamaktadır. Bu nedenle maddenin son fıkrasıyla, bu maddenin geçici ve süreli kanunlar hakkında uygulanmayacağı hükmü getirilmiştir. Zamanaşımı hükümleri ise, elbette ki, bu suçlar bakımından da geçerlidir.
Ceza Hukukunda Zaman Bakımından Uygulama İlkeleri Nedir?
- Hemen Uygulama
TCK m.7’nin ilk cümlesi dolaylı olarak bahsedilen hemen uygulama ilkesi; yürürlüğe giren bir yasanın yürürlükte bulunduğu süre içindeki eylemler hakkında uygulanmasıdır. Hemen uygulama ilkesi daha çok infaz ve ceza muhakemeleri yasalarını ilgilendirir. Ceza muhakemesi kanunları lehe dahi olsa geçmişe yürümezler. İnfaza ilişkin hükümler de yine hemen uygulanacaktır. Güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümler de yine hemen uygulanmalıdır ancak önce hükmün aleyhe ya lehe olduğu incelemesi yapılmamalıdır. TCK m.7/1’deki düzenlemeye göre, aleyhe hükümler içeren güvenlik tedbirleri geçmişe yürümez ancak lehe hükümler içeren hükümler geçmişe yürüyebilir.
Hemen uygulama ilkesinin maddi ceza hukuku bakımından sınırları ise TCK m.7’de düzenlenmiştir. Lehe olan kanunun geçmişe yürüyebileceği kuralıyla hemen uygulama ilkesine istisna getirilmiştir.
- Geriye Yürüme Yasağı
Geriye yürüme, kanunun yürürlüğe girmeden önce işlenmiş fiillere uygulanmasıdır. Ceza kanunu kanunilik ilkesini benimsendiği için geriye yürüme mümkün değidir Böylece ceza kanunları, aleyhe sonuç doğuracak şekilde geçmişe etkili olmaz.
TCK m.7’nin getirdiği düzenlemeyle fiil işlendiği sırada suç olarak kabl edilmiyorsa ancak fiil işlendikten sonra çıkan yasayla suç olarak kabul edildiyse fail sonraki yasaya göre cezalandırılmamış olur.
- Lehe Kanunun Geriye Yürümesi
Ceza kanunlarının geriye yürümesi yasağının istisnası olarak TCK m.7’ye lehe kanunun geriye yürüyeceği kuralı getirilmiştir. Lehe kanun, infaz aşamasında bile olsa geriye yürüyecektir. Bu düzenlemeyle suç işleyen failin suçu daha sonra suç olmaktan çıkarsa fail cezalandırılmaz. Ayrıca, failin suçu suç olmatan çıkmasa dahi önceki yasadan daha hafif hükümler içeren bir yasa çıkarsa, yine failin lehine olan hükümler seçilip uyglanır.
- Lehe Kanunun Belilenmesi
- Fiilin suç olmaktan çıkmasına sebep olan,
- Öngörülen zamanaşımı süresini kısaltan,
- Fiili şikayete tabi hale getiren,
- Fiilin suç teşkil etmesi şartlarını zorlaştıran,
- Fiili önödemelik hale getiren,
- Hapis cezası yerine para cezası öngören,
- Tür ve miktar açısından daha az ceza getiren,
- Türü aynı olan cezaların miktarını azaltan,
- Türü aynı cezaların alt ve üst sınırları varsa üst sınırı ve alt sınırı az olan, kanunlar ve hükümlerin failin lehine olduğu kabul edilebilir.
Mahkeme İçtihatları Geriye Yürür Mü?
Geriye yürüme yasağı sadece kanunlar için önrülen bir yasak olup içtihatlar açısından böyle bir yasak söz konusu değildir. İçtihadı birleştirme kararlarının lehte değişmesi ise geçmişe etkili olmaz.
Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararları da geçmişe yürümez. (AY m.153/4)
- İleriye Yürüme
Yasaların ileriye yürümesi, yürürlüktrn kaldırılan bir kanundan sonra işlenen fiillere hala yürürlükten kalkan yasanın uygulanması demektir ki bu durum ceza hukukunda kabul edilmemektedir.
TCK Madde 7 Zaman Bakımından Uygulama Yargıtay Kararları
- Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 2015/9997 E. ve 2015/21651 K. Sayılı Kararı
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesi 3. fıkrasında yer alan “lehe olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir” şeklindeki düzenlemeye ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “zaman bakımından uygulama” başlıklı 7. maddesine nazaran öncelikle lehe Kanunun tesbit edilerek uygulama yapılması gerektiği, sanık hakkında 27.08.2004 tarihinde işlemiş olduğu yasak nitelikte silah taşıma suçundan hükmolunan hapis cezasının, suç tarihi gözetilerek 6136 sayılı Yasanın 13/1, 765 sayılı Yasanın 59, 647 sayılı Yasanın 4. maddesi ile 6136 sayılı Yasanın 13/1. ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nun 62, 50 ve 52. maddelerinin uygulanması suretiyle tayin olunan cezaların karşılaştırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması, Yasaya aykırı…
- Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2019/31998 E. ve 2019/14003 K. Sayılı Kararı
Suç tarihinde yürürlükte bulunan “Tanımlar” başlıklı 3. maddesi;
“(1) Bu Kanunun uygulanmasında;
…g) Spor alanı: Spor müsabakalarının veya antrenmanların gerçekleştirildiği alanlar ile seyircilere ait seyir alanları, sporculara ait soyunma odası ve bu Kanunun uygulanması kapsamında spor yapmaya elverişli alanları… ifade eder.” şeklinde iken;
12.07.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7182 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle değişik 6222 sayılı Kanun’un “Spor alanlarına yasak madde sokulması ve müsabaka düzeninin bozulması” başlıklı 13/2. maddesi;
“(2) Esasen bulundurulması suç oluşturmamakla beraber 12 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamına giren alet veya maddeleri müsabaka, seyir, özel seyir ve antrenman alanları ile takım veya taraftarların toplu olarak seyahat ettikleri araçlara sokan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükümlerini içermektedir.
Mahkemece, her ne kadar da sanığın suç tarihindeki eylemi 6222 sayılı Kanun’un 13/2. maddesi kapsamında sabit görülerek mahkumiyetine karar verilmiş ise de; 12.07.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7182 sayılı Kanunla değişik 6222 sayılı Kanun’un 13/2. maddesindeki unsurların oluşmaması karşısında, TCK’nin 7. maddesinde yazılı “lehe kanun” ilkesi gereği sanığın eyleminin suç oluşturmadığı anlaşılmakla sanığın beraatine karar verilmesi zorunluluğu…
- Yargıtay 19. Ceza Dairesi’ni 2015/33546 E. ve 2017/6424 K. Sayılı Kararı
Ayrıca 22.12.2016 tarihinde kabul edilip 10.01.2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun ceza hükümlerini düzenleyen 30. maddesinde patent hakkına tecavüz eylemlerinin suç olarak tanımlanmadığı gözönünde bulundurulup, 5237 sayılı TCK’nın “zaman bakımından uygulama” başlıklı 7. maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde, sanıklara atılı eylem suç oluşturmayacağından, sanıklar hakkında hükmedilen beraat kararı sonucu itibariyle yerinde görülmekle,
Tekerrür Hükümleri Bakımından Derhal Uygulama İlkesinin Geçerli Olmadığı Yargıtay Kararı
- Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin 2012/25368 E. ve 2012/43977 K. Sayılı Kararı
765 sayılı Yasanın 81/1. maddesinde, beş seneden fazla süreyle mahkumiyet halinde cezanın infaz edildiği ya da düştüğü tarihten itibaren on sene ve diğer cezalarda beş sene içinde başka bir suç işlenmesi halinde, yeni suça verilecek cezada altıda bire kadar artırım yapılacağı, 5237 sayılı Yasanın 58/1. maddesinde ise önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde tekerrür hükümlerinin uygulanacağı, bunun için cezanın infaz edilmiş olmasının gerekmediği ve aynı maddenin 6. fıkrasında da tekerrür halinde hükmolunan cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği düzenlenmiş olup, 5237 sayılı Yasanın 7/3. maddesinde ise hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümlerin derhal uygulanacağı belirtilmekle, yeni yasada infaz rejimi kapsamında kabul edilen tekerrür yönünden, infaz hükümlerinin derhal uygulanırlığı ilkesi geçerli olmayıp, sanık lehine olan hükmün uygulanması gerekecektir.
Lehe Kanunun Önceki ve Sonraki Kanunlar Karşılaştırılarak Belirlenmesi Gerektiği Yargtay Kararı
Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 2015/10445 E. ve 2015/22606 K. Sayılı Kararı
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesi 3. fıkrasında yer alan “lehe olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir” şeklindeki düzenlemeye ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “zaman bakımından uygulama” başlıklı 7. mad- desine nazaran öncelikle lehe kanunun tesbit edilip uygulanması herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, delil toplanmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa ya da cezanın kişiselleşmesine ilişkin bir hükmün uygulanması imkanı sonraki kanun ile doğmuşsa, duruşma açılarak hükümlünün usulüne uygun duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği gözetilmeden, duruşmadan haberdar edilmeyen hükümlünün yokluğunda yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı…
Lehe Hüküm İçermeyen Kanunun Geriye Yürümemesi ile İlgili Yargıtay Kararları
Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 2015/26674 E. ve 2019/37224 K. Sayıı Kararı
Sanığın eyleminin, suç tarihi ve ele geçirilen eşyanın niteliği itibarıyla 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun Ek 5/1. maddesi kapsamında kaldığı gözetilmeden, TCK’nun “zaman bakımından uygulama” başlıklı 7. maddesi nazara alınarak, 11.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren ve olay tarihinde yürürlükte olmayan ve lehe hüküm içermeyen 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 6455 sayılı Kanun ile değişik 3/12. fıkrasından hüküm kurulması, Yasaya aykırı…
- Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 2015/8655 E. ve 2018/7015 K. Sayılı Kararı
Ele geçen eşyanın niteliğine ve suç tarihine göre, sanığın 5752 sayılı Yasa ile değişik 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin TCK.nun “zaman bakımından uygulama” başlıklı 7. maddesi nazara alınarak, 11.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren ve olay tarihinde yürürlükte olmayan, lehe hüküm içermeyen ve uygulama yeri olmayan 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 6455 sayılı Kanun ile değişik 3/11. maddesi göre hüküm kurulması, Yasaya aykırı…
Sonraki Yasa ile Fiil Suç Olmaktan Çıkmasa Bile Lehe Hükümler İçeriyorsa Sonraki Yasanın Uyulanacağı Yargıtay Kararı
- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2005/4MD-44 E. ve 2005/83 K. Sayılı Kararı
5237 sayılı TCY.nın 7/2. maddesinde, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan yasa ile sonradan yürürlüğe giren yasanın hükümlerinin farklı olması halinde, failin lehinde olan yasanın uygulanıp, infaz olunacağı, 5252 sayılı Yürürlük Yasasının 9/3. maddesinde ise lehe olan hükmün, önceki ve sonraki yasaların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle saptanacağı belirtilmiş, 5320 sayılı CYY.nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Yasanın, 8/2. maddesinde de; “Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce ilk derece mahkemelerince karar verilmiş olup, temyiz edilmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş bulunan dava dosyalarından, lehe kanun hükümlerinin uygulanması yönünde mahkemesince değerlendirme yapılması gerektiği açıkça anlaşılanlar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca doğrudan ilgili mahkemesine iade edilebilir. Bu halde, mahkemesince duruşma yapılarak karar verilir.“ hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sabit kabul edilen eylem, 765 ve 5237 sayılı Yasaların her ikisinde de suç olarak tanımlanmış ise de, 5237 sayılı Yasa ile getirilen yeni unsurlar da dikkate alınmak suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
İnfaz Rejimine İlişkin Hükümlerin Derhal Uygulanması ile İlgili Yargıtay Kararı
- Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2010/3386 E. ve 2013/3318 K. Sayılı Kararı
TCK m.7/3’te “Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler derhal uygulanır.” şeklinde infaz rejimi ile ilgili düzenlemelere yer verilmesi karşısında, sanık hakkında , suç tarihinde yürürlükte olmayan, infaz rejimi ile ilgili bulunan ve sanık aleyhine hüküm doğuracak surette, hakkında hükmedilen hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinin sanık aleyhine olduğunun düşünülmemesi, Bozmayı gerektirmiş…
Zamanaşımının Geçmişe Yürümesi ile İlgili Yargıtay Kararı
- Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 2017/21076 E. ve 2018/705 Sayılı Kararı
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun`un 9. maddeleri karşısında;
suça sürüklenen çocuğa yüklenen suçun yasa maddesinde öngörülen cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirlenen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen dönemdeki durma süresi de belirtilen olağanüstü zamanaşımı süresine eklendikten sonra suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Yasaya aykırı…
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kurumunun Lehe Değerlendirilmesi ile İlgili Yargıtay Kararı
- Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 2018/7886 E. ve 2018/19337 K. Sayılı Kararı
28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesine eklenen “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” biçimindeki düzenleme karşısında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun maddi ceza hukukuna ilişkin sonuçlar doğuran karma bir yapıya sahip olması gözetildiğinde, kanun değişikliği öncesi dikkate alınarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi uyarınca lehe değerlendirme yapılması gerektiği, sanık hakkındaki yargılama konusu suç tarihi her ne kadar 6545 sayılı yasa değişikliğinden sonra 31.08.2014 ise de, sanığın adli sicil kaydında görülen ilk suça ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ise 26.05.2011 tarihinde kesinleştiği, ikinci suça ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ise 10.12.2012 tarihinde kesinleştiği 6545 sayılı Kanun`un yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş bir suç olduğu cihetle, suç tarihi itibari ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel bir hal olmadığı, sonradan yapılan yasal değişikliğin sanık aleyhine yorumlanamayacağı anlaşılmakla…
Stj. Av. Ezginur Aktaş
Av. Serhan Cantaş
Blog Yazılarımız: TCK Madde 6 – Tanımlar