- Siyasi haklar, vatandaşın devlet yönetimine katılmasını sağlayan haklardır.
- Siyasi haklar engellenmesine ilişkin suçlar Türk ceza kanununun 114. maddesinde düzenlenmiştir.
- Suçun mağduru herkes olamayacağından farklı olarak fail herkes olabilir.
- Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçu davasının zaman aşımına uğrama süresi 8 yıl olarak belirtilmiştir. Görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.
Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi
- Madde 114: (1) Bir kimseye karşı;
a) Bir siyasi partiye üye olmaya veya olmamaya, siyasi partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, siyasi partiden veya siyasi parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya,
b) Seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya,
Zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir siyasi partinin faaliyetlerinin engellenmesi halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
- Maddede de belirtildiği üzere seçimle gelen kamu görevlisi görevinden azledilemez.
- Suçun belirtilen maddi unsur zorlama amacıyla cebir veya tehdittir.
- TCK 119’da Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçunun nitelikli halleri belirtilmiştir. (Ortak hüküm)
Madde 119: (1) Eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlali ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarının;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Türk Ceza Kanunu Madde 114 Gerekçesi
Madde metninde, siyasî hakların kullanılmasını engelleme fiillerinin bazıları suç olarak tanımlanmıştır. Söz konusu suç tanımında çeşitli seçimlik hareketlere yer verilmiştir. Bu hareketlerin suç olarak tanımlanmasıyla, kişilerin siyasî hak ve hürriyetleri güvence altına alınmak istenmiştir.
Maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre, bir kimseye karşı cebir veya tehdit kullanılarak, bir siyasî partiye üye olmaya veya olmamaya, siyasî partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya ya da siyasî partiden veya siyasî parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlanması, suç oluşturmaktadır. Bu suçun tamamlanmış şekline göre cezaya hükmedilebilmesi için, cebir veya tehdide maruz kalan kişinin siyasî partiye üye olması veya olmaktan vazgeçmesi, siyasî partinin faaliyetlerine katılması veya katılmaktan vazgeçmesi ya da siyasî partiden veya siyasî parti yönetimindeki görevinden ayrılması gerekmemektedir. Bu amaçlarla, kişiye karşı cebir veya tehdit kullanılması, söz konusu suç tamamlanmış gibi cezalandırılabilmek için yeterlidir. Bu bakımdan söz konusu suç, bir teşebbüs suçu niteliği taşımaktadır.
Birinci fıkranın (b) bendinde, bir kimseye karşı cebir veya tehdit kullanılarak, seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya zorlanması, suç olarak tanımlanmıştır. Bu bentte tanımlanan seçimlik hareket açısından da söz konusu suç, bir teşebbüs suçu niteliği taşımaktadır. Bu itibarla, söz konusu suçun tamamlanmış şekline göre cezaya hükmedilebilmesi için, cebir veya tehdide maruz kalan kişinin bu nedenle seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmaktan vazgeçmesi veya seçildiği görevi bırakması gerekmemektedir.
Maddenin ikinci fıkrasında cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir siyasî partinin faaliyetlerinin engellenmesi ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu fıkra hükmüyle, siyasî hakların toplu olarak kullanılmasının engellenmesi ceza yaptırımı altına alınmıştır. Bir siyasî partinin faaliyetlerinin cebir veya tehditle ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engellenmiş olması hâlinde, suç tamamlanmış olur.
Siyasi Hakların Engellenmesi Yargıtay Kararları
- Yargıtay 4. Ceza Dairesi, E. 2021/474 K. 2021/18678 T. 9.6.2021
2016/129 sayılı kararının yasa yararına bozma konusu yapılması mümkün değildir. Fakat suça sürüklenen çocuğun atılı suçu fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek birden fazla kişi tarafından birlikte işlediği kabul edilerek TCK’nın 119/1-c maddesi uygulanmıştır. Ancak yaşı büyük sanıklar hakkında verilen beraat hükümlerinin ve suça sürüklenen çocuk … hakkında verilen beraat kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi karşısında, suça sürüklenen çocuk … hakkında TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanması açıkça hukuka aykırı olduğundan söz konusu kararın bu yönden bozulması gerekmektedir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce farklı gerekçe ile yerinde görüldüğünden,
Siyasi hakların engellenmesi suçundan suça sürüklenen çocuk … hakkında, … 2. Çocuk Mahkemesi’nin 22/03/2016 tarihli ve 2014/481 esas, 2016/129 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
- Yargıtay 4. Ceza Dairesi, E. 2014/792 K. 2016/9880 T. 12.5.2016
Sanığın 29 Mart 2009 tarihinde yapılan yerel yönetim seçimlerinde aday olan mağdur …’ı arayarak adaylıktan çekilmesi yönünde tehdit ettikten 6 dakika sonra aynı amaçla diğer aday mağdur …’a iletilmek üzere mağdurun akrabalarını arayarak tehdit etmesi şeklinde gerçekleşen olayda, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasında bir isabetsizlik görülmeyerek verilen mahkûmiyet kararının Yerel Mahkemece isabetli olarak saptandığı değerlendirilerek yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen siyasi hakların engellenmesi eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak’ biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Blog Yazılarımız: Ses ve Görüntülerin Kayda Alınması Suçu (TCK madde 286)
Stj. Av. Berçem Acat
Av. Serhan Cantaş