Türk Hukuku’nda belirli durumlarda nafaka yükümlülüğünün getirilebileceği düzenlenmiştir. Bir boşanma davalarında talep edilebilecek nafakalar;
- Tedbir nafakası,
- İştirak nafakası
- Yoksulluk nafakası
olarak karşımıza çıkmaktadır. Tedbir nafakasına, boşanma davası sürdüğü müddetçe hükmedilebilir. İştirak nafakası ve yoksulluk nafakası ise boşanma davasının sona ermesinden itibaren söz konusu olur.
Tedbir nafakası, boşanma davası sürecinde geçici mahiyette bir nafakadır. Boşanma davası sürecinde ve/veya boşanma davasının açılmasının öncesinde talep edilebilirken, barınma, geçinme ve hatta çocuklarının bakım ve giderlerini karşılamaları amacıyla hükmedilebilir. Tarafların tedbir nafakası için herhangi bir talebi olmasa bile hâkim gerekli gördüğü takdirde tedbir nafakasına hükmedebilir.
İştirak nafakası, boşanma davasının sonuçlanmasıyla, müşterek çocukların velayetinin verilmediği eşin, müşterek çocuğunun bakım ve eğitim giderlerine maddi katılımını ifade eder. İştirak nafakasında tarafların kusuru dikkate alınmaz.
Nafaka Ödenmez İse Ne Olur?
Nafaka yükümlülüğünün yerine getirilmemesi durumlarında belirli yaptırımlar ön görülmüştür. İcra takibi ile nafakanın talebi ve nafaka yükümlülüğünün ihlali durumunda hapis cezası düzenlenmesi yaptırımlar olarak karşımıza çıkar.
Tedbir nafakasının dava sürecinde ödenmemesi üzerine mahkeme kararı ile icra takibinde bulunulabilir. İcra takibi üzerine ödeme yapılmadığı takdirde İcra Ceza Mahkemesine yapılacak şikâyet üzerine nafaka yükümlülüğünü yerine getirmeyen borçlu için 3 aya kadar hapisle tazyik cezası öngörülmüştür.
Dava sonucunda hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakasının ödenmemesi durumunda ise mahkeme ilamı ile ilamlı icra takibi yapılabilir. İştirak ve yoksulluk nafakaları için de icra takibi üzerine ödeme yapılmadığı takdirde İcra Ceza Mahkemesine yapılacak şikâyet üzerine nafaka yükümlülüğünü yerine getirmeyen borçlu için 3 aya kadar hapisle tazyik cezası öngörülmüştür.
- İcra İflas Kanunu Madde 344
“Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir.
Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir.”
Nafaka Yükümlülüğünün İhlali Suçu Nedir?
Nafaka yükümlülüğünü ihlal suçunun oluşabilmesi için şu şartların gerçekleşmesi gerekir;
- İcra takibi kesinleşmiş olmalıdır.
- Tebligat vekile değil asile yapılmış olmalıdır.
- Ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren bir aylık süre dolmuş olmalıdır.
Aylık nafaka miktarının ödenmemesi üzerinden üç ay geçmesi durumunda nafaka yükümlülüğünün yerine getirilmediğinden bahisle şikâyet yoluna gidilemez. Nafaka yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden dolayı şikâyet için görevli ve yetkili mahkeme, icra takibinin yapıldığı yerdeki icra ceza mahkemesidir.
Birikmiş nafaka borcu için geçmişe dönük şekilde 10 yıllık nafaka borcu talep edilebilir ancak birikmiş nafaka alacağı için İKK madde 344’te öngörülen şikâyet yoluna başvurulamaz. Nafaka alacağı için öngörülen zamanaşımı süresi de 10 yıldır. İKK madde 206’da öngörülen alacak sıralamasında nafaka alacağı birinci sıra alacak olarak düzenlenmiştir ve nafaka borçlusunun onayı aranmaksızın nafaka alacağı için borçlunun emekli maaşına haciz konulabilmektedir.
Hapisle Tazyik ile İlgili Yargıtay Kararı
- YARGITAY Ceza Genel Kurulu Esas: 2006/16-304 Karar: 2006/273
“Somut olayda yakınan E.’nin, borçlu-sanık A. aleyhine tedbir nafakası istemiyle açtığı davada İzmir 3. Aile Mahkemesince 27.10.2004 gün ve 369-1449 sayı ile; davanın kısmen kabulü ile 05.03.2004 tarihinden itibaren aylık olmak üzere davacı ve küçük çocukları için 290 milyon lira tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, bu kararın 30.03.2005 tarihinde kesinleştiği, yakınanın vekili aracılığıyla 11.04.2005 tarihinde, 05.03.2004 tarihinden itibaren aylık 290 milyon lira olmak üzere ve yargılama giderleri için toplam 4.114.700.000 lira için takip talebinde bulunduğu, icra emrinin 10.05.2005 tarihinde borçluya tebliğ edilerek itirazda bulunulmaması karşısında takibin kesinleştiği, ancak borçlu tarafından herhangi bir ödemede bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
Görüldüğü gibi, takip talebi, Nisan 2005 tarihine kadar oluşan ve adi alacak niteliğindeki geçmiş dönem birikmiş nafaka borçları ile birlikte cari nafaka alacağı için de yapılmıştır. Ceza Genel Kurulunun ve Özel Dairelerin yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere, icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması gerekmektedir.
Yakınanın 05.07.2005 tarihli şikayetinin, Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarına ilişkin ödenmeyen nafaka alacağını kapsadığı ve üç aylık yasal şikayet süresi içinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. O halde suç, şikayet tarihinden bir ay öncesindeki cari nafaka borcunun doğmasıyla 01.06.2005 tarihinden sonra oluşmuştur. Yerel Mahkemece sanığın tazyik hapsiyle cezalandırılması isabetlidir.
Blog Yazılarımız: Nafaka Artırım ve Azaltım Davası Nedir?
Stj. Av. Altuğ Eliri
Av. Serhan Cantaş