Nafaka kelime anlamı ile bir kimsenin geçindirmekle, bakıp gözetmekle yükümlü bulunduğu kimseye ya da kimselere, mahkeme kararıyla verdiği aylıktır. Türk Medeni Kanunu’nda dört çeşit nafaka düzenlenmektedir:
- Tedbir Nafakası
- İştirak Nafakası
- Yoksulluk Nafakası
- Yardım Nafakası
Tedbir Nafakası Nedir?
Boşanma davasının açılmasıyla dava süresince eşlerin birbirine olan bakım yükümlülüğü devam ettiğinden, hakim geçimini sağlamakta zorlanan eş lehine, diğer eşin ne miktarda katkıda bulunacağını, eşlerin mali durumlarını nazara alarak belirlediği nafakaya, tedbir nafakası denir. Tedbir nafakası, boşanma gerçekleşene kadar yani boşanma kararı kesinleşene kadar bağlanan nafakaya denir. Bir eşin geçimi için diğer eşin katkı yapmasıdır. TMK m. 169 ve 197 maddelerinde düzenlenmektedir. Tedbir nafakası boşanma davası ile birlikte talep edilebileceği gibi, eşinden ayrı yaşama hakkı olan eş de diğer eşten tedbir nafakası talep edebilir. Ancak tedbir nafakası alma hakkı olan eş bu hakkından feragat ederse, bundan böyle lehine tedbir nafakasına hükmedilemez. Tedbir nafakası davası, boşanma davası açılmadan önce veya açıldıktan sonra olmak üzere iki şekilde talep edilebilir.
İştirak Nafakası Nedir?
Boşanma davasının açılmasıyla hakimin re’sen alacağı önlemlerden biri de ortak çocuklara ilişkindir. Hakim talep olmasa da iştirak nafakasına kendiliğinden hükmeder. Çocukların geçimi için gerekli katkı oranınını (iştirak nafakasını) hakim belirler. Velayet hakkı kendisine bırakılmayan eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine mali gücü oranında katılmak zorundadır. Çocuğun bu giderlerine katılmak için ödenen nafakaya iştirak (katılma) nafakası adı verilmektedir. Ana veya babanın, çocuğun bakım ve eğitim giderlerini karşılama yükümlülükleri, çocukla birlikte kalmaları veya çocuğun velayetleri altında olmasına şartına bağlı değildir. Bu nafaka türünde eşlerin kusuru aranmaz. İştirak nafakasının boşanma davasında talep edilmemiş olması, daha sonra ayrı bir dava ile ileri sürülmesine engel değildir.
Yoksulluk Nafakası Nedir?
Evliliğin boşanma kararı ile bitmesi nedeniyle yoksulluğa düşecek eş lehine, diğer eş aleyhine hükmedilen nafakadır. Boşanma davası ile birlikte veya davadan sonra, maddi veya manevi tazminat istenebileceği gibi yoksulluk nafakası da talep edilebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Önemli olan husus, nafaka talep eden davacının, boşanmaya neden olan olaylarda daha fazla kusurunun olmamasıdır. Bu nedenle davalının daha kusurlu olduğu durumlarda talep edilebileceği gibi, her iki tarafın da kusurunun olmadığı ya da kusurlarının eşit olduğu durumlarda talep edilebilir. Yoksulluk nafakasının talep edilebilmesinin bir diğer şartı da nafaka talep eden taraf boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olmalıdır. Yoksulluktan kasıt, nafaka talep eden tarafın, bu nafaka olmadan hayatını orta halli kişi seviyesinde dahi devam ettirip ettirememesidir. Bu nedenle çalışan ya da çalışma gücüne sahip olan tarafın bu kazancı ya da geliri orta seviyede hayatını devam ettirmesine imkan veriyorsa nafaka talep edemeyecektir. Nafaka talep edilebilmesi için, talep edenin yoksulluğa düşüp düşmeyeceği belirlenirken onun ekonomik durumuna ve çalışma gücüne bakılacaktır. Bu nafakayı talep eden eşin, mali durumu iyi olmamalı ve normal ihtiyaçları için gerçekten bu nafakaya ihtiyaç duyuyor olması gerekir. Başka bir kişiden nafaka talep edebilme imkanının olması da yoksulluk nafakası talep etmeye engel olmaz.
Yardım Nafakası Nedir?
Yardım nafakası, yardım etmediği halde yoksulluğa düşecek olan alt soy, üst soy ve kardeşlere talep halinde dava tarihinden itibaren bağlanan nafaka türüdür. Yetkili mahkeme taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir. Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
Nafaka Artırım ve Azaltım Davası Nedir?
Nafakaya ilişkin kararlar mutlak anlamda kesin hüküm teşkil etmezler. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişim, nafaka miktarının değiştirilmesini gerektirebilir. Dolayısıyla hakim tarafından karara bağlanan nafaka miktarı, sonradan değişen hal ve koşullara göre değiştirilebilir.
Nafakanının artırılmasına ve azaltılmasına dair tarafların istemlerinin mahkeme tarafından kabulü halinde bu yeni miktar, dava tarihinden itibaren geçerli olacaktır.
Nafaka artırım ve azaltım davası tüm nafaka türleri için talep edilebilecektir. Hakim, taraflardan birinin talebi ile nafakaya hükmederken nafakanın ne miktarda artacağına dair hüküm vermiş olabilir. Ancak değişen şartlara göre nafaka artırım miktarı yetersiz kalabilmektedir, bu durumda da nafakanın artırılması davası açılabilecektir. Nafaka artırımı ve azaltımı davasında mahkeme tarafından en son karara bağlanan nafaka miktarı dikkate alınarak karar verilecektir.
Nafaka Artırım ve Azaltım Davası Nasıl Açılır?
Nafakanın artırımı ve azaltımı ancak mahkeme kararı ile mümkündür. Ancak nafaka artırım ve azaltım davası açabilmek için öncelikle mevcut bir “nafaka kararı” olması gerekmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na uygun dilekçe ile nafaka artırım ve azaltım dava dilekçesi ile talep edilir. Dilekçede, değişen şartlar, maddi içerikli imkanlar açıkça belirtilmeli ve buna dair deliller yer almalıdır.
Nafaka Artırım ve Azaltım Davası Süresi Nedir?
Nafaka miktarının artırılması veya azaltılmasının talep edilebilmesi için herhangi bir süre yoktur. Değişen ekonomik ve sosyal durumlar dikkate alınarak her zaman dava açmak mümkündür.
Anlaşmalı Boşanma Sonrasında Nafaka Artırım ve Azaltım Davası Açılabilir Mi?
Anlaşmalı boşanma davası, eşlerin boşanmanın tüm sonuçları hakkında özgür iradeleriyle anlaşarak evlilik birliğini sona erdirmek üzere açtığı boşanma davasıdır. Anlaşmalı boşanma davasında boşanmanın protokolü ve fer’i nitelikleri taraflarca belirlenir. Bunlardan biri de nafakadır. Hem çekişmeli boşanma davasında hem de anlaşmalı boşanma davasında nafaka hükmü için nafaka artırım ve azaltım davası açılabilecektir. Bu sebeple anlaşmalı boşanma davasının protokolünde tarafların belirledikleri nafaka için de değişen şartlar sebebiyle nafaka artırımı ve azaltımı talep edilebilecektir.
Nafaka Artırım ve Azaltım Davasını Kimler Açabilir?
Nafaka alacaklısı olan kişi tarafından bu dava açılabilecektir. Vekalet verilmesi halinde avukatı da nafaka artırım ve azaltım davası açabilecektir. İştirak nafakası halinde ise küçüklerin bu hukuki işlemi tek başına yapamayacak olmaları sebebiyle onun adına velayet yetkisini elinde bulunduran eş bu davayı açabilecektir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Nafaka artırım ve azaltım davasında görevli mahkeme, Aile Mahkemesidir.
Ancak belirtmek gerekir ki nüfusu 100.000 ve altında bulunan illerde Aile Mahkemeleri kurulmamıştır. Bu sebeple aile mahkemesi bulunmayan yerlerde nafaka artırım ve azaltım davasında görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Nafaka artırım ve azaltım davasında yetkili mahkeme, nafaka yükümlüsünün yerleşim yeri mahkemesidir.
Tedbir Nafakası Bakımından Nafakanın Artırılması ve Azaltılması Davası
Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişim, nafaka miktarının da değiştirilmesini gerektirebilir. Dolayısıyla hakim tarafından karara bağlanan nafaka miktarı, sonradan değişen hal ve koşullara göre değiştirilebilir. Nafaka artırım davasında, nafaka artırımına karar verebilmek için, davanın açıldığı tarihte ayrı yaşamakta haklılığın devam ediyor olması gerekir.
İştirak Nafakası Bakımından Nafakanın Artırılması ve Azaltılması Davası
Taraflar değişen hal ve koşullar çerçevesinde hakime başvurarak iştirak nafakasının artırılması veya azaltılması talep edilebilir. Çocuğun ihtiyaçlarında veya ana ve babanın ödeme gücünde veya benzeri hayat koşullarının değişmesi halinde, hakim tarafından nafaka miktarının yeniden belirlenmesi mümkündür. (TMK m.331) Çocuğun ihtiyaçlarında meydana gelen değişmeler, örneğin; çocuğun yaşının büyümesi ile ihtiyaçlarının artması şeklinde olabilir. Nafaka yükümlüsü açısından ise gelirindeki müspet veya menfi değişiklikler, değişen hal ve koşullar sebebiyle iştirak nafakasının artırılması veya azaltılması talep edilebilecektir.
Nafakanın artırılması isteminde tarafların gelir ve kazancında meydana gelen artış miktarı, çocukların yaşlarının büyümesi, ihtiyaçlarının artması, eğitim giderleri, günün geçim koşulları ve tarafların sosyal durumlarının göz önünde tutulması gerekmektedir. Takdir edilen miktarın nafaka yükümlüsünü geçim sıkıntısına düşürmemesi gerekir.
Yoksulluk Nafakası Bakımından Nafakanın Artırılması ve Azaltılması Davası
Yoksulluk nafakasının toptan ödenmesine karar verilebilir. Toptan ödenmesine karar verilmiş olması halinde nafaka tutarı, bir defada toplu olarak ödeneceğinden nafaka borcu sona erecek ve tarafların durumunda daha sonra meydana gelecek değişikliklerin yoksulluk nafakasına etkisi olmayacaktır.
Yoksulluk nafakasının artırılabilmesi için davanın açıldığı tarihte davacının yoksulluğunun devam etmesi ve koşulların lehine değişmiş olması gerekmektedir. Yoksulluk nafakasının artırımı davasında, karşı dava veya istem bulunmamasına rağmen nafakayı azaltacak şekilde karar verilemez.
Tarafların ekonomik durumlarında bir değişikliğin ortaya çıkması, bu değişikliğin süreklilik arz etmesi ve bu durumun boşanma davası sırasında öngörülmesi mümkün olmaması durumunda, nafaka miktarının değişen durumlara uygun olarak artırılması veya azaltılması talep edilebilebilecektir.
Yoksulluk nafakasının artırılması ve azaltılması davalarında davalıya duruşma günü tebliğ edilmeden, davalı savunma hakkını kullanmadan karar verilemez. Boşanma davası sırasında tespit edilen malvarlığı dikkate alınarak yoksulluk nafakasına karar verilen şahsa karşı, daha sonra esasında bilinen önceki mal varlığı gerekçe gösterilerek nafakanın azaltılması davası açılamaz.
Yardım Nafakası Bakımından Nafakanın Artırılması ve Azaltılması Davası
Nafaka borçlusunu zarurete düşürecek şekilde yardım nafakası takdir edilemez. Yardım nafakasının artırılmasında aradan geçen zaman ve bu süre içerisinde tarafların sosyal ve ekonomik durumlarındaki değişiklik dikkate alınmalı ve hakkaniyete göre karar verilmelidir.
Nafaka İle İlgili Yargıtay Kararı
- Yargıtay 3. H.D. 2016/12167 Sayılı Kararında
“TMK’nun 176/4. maddesine göre de tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre, nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde, yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda, davacının ev hanımı olup gelirinin olmadığı, davalının ise mekanist olup 3.000,00TL civarı gelirinin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranından daha düşük miktara hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranı nazara alınmak suretiyle, TMK’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktara hükmetmekten ibarettir.”
Blog Yazılarımız: Anlaşmalı Boşanma Protokolünde Nafaka İstenmemesine Rağmen Sonradan Nafaka İstenebilir mi?
Av. Tuğçe Çığlı
Av. Serhan Cantaş